Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/296 E. 2021/653 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/296
KARAR NO: 2021/653
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2018
NUMARASI: 2017/14 Esas – 2018/1324 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/05/2021
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı bankadan 31/04/2014 tarihinde 500.000,00 TL, 27/07/2014 tarihinde 245.967,65 TL, bila tarihli 99.268,66 TL tutarında taksitli ticari krediler kullandığını, müvekkili şirketin bahsi geçen kredilerin taksit ödemelerini zamanında yaptığı halde, kredi borcunu 08/06/2015 ve 26/12/2016 tarihinde erken kapatması nedeniyle müvekkilinde toplamda 33.954,09 TL tutarında erken kapama bedeli tahsil edildiğini, tahsil edilen erken kapama bedelinin taraflar arasındaki sözleşmelere ve mevzuata aykırı olduğunu, davalının kredilerin erken kapatılması nedeniyle herhangi bir zararının doğmadığını, ticari kredilerde erken ödeme komisyonu adı altında bir komisyon ödemesi olmadığını, davalı banka tarafından alınan %10,4 ve % 5,3 oranlarında erken kapama komisyonunun dürüstlükten uzak ve fahiş olduğunu, alınabilecek en yüksek oranın %2 olduğunu, buna göre müvekkilinden 19.640,73 TL fazla tahsilat yapıldığını ileri sürerek 19.640,73 TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 23/01/2017 tarihli dilekçesinde, 99.268,66 TL tutarlı kredinin müvekkili şirkete olmayıp, şirketin ortağına ait olduğunu, bu krediye ilişkin talebin sehven belirtildiğini, buna göre, davalı bankanın müvekkili şirketin kullandığı kredilerden dolayı fazladan tahsil etmiş olduğu erken kapama komisyon tutarının 17.676,17 TL olduğunu belirterek bu tutarın davalıdan tahsilini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının erken kapama ile ilgili tüm şartları ve hususları kabul ederek ve müvekkili ile mutabık kalarak krediyi erken kapadığını, kullandırılan kredilerin ticari nitelikte olduğunu, tarafların tacir olduğunu, imzalanan sözleşmelerin tarafların serbet iradesi ile imzalandığını, tarafların serbest iradesiyle düzenlenen sözleşmeye dayalı tahsil edilen erken kapama komisyonun usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında 05/04/2013 tarihinde 2.000,000.00 TL ve 09/04/2013 tarihinde 2.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, sözleşmelerde kredilerin erken kapatılması halinde davalının, maruz kalacağı kar mahrumiyetini talep edebileceğinin kabul edildiği ancak belirli bir erken kapama komisyon oranının belirtilmediği, davalının TCMB’na bildirdiği erken kapama komisyon oranının %10 olduğu, davacının, davalı bankadan 28/02/2014 tarihinde 500.000,00 TL, 27/06/2014 tarihinde 245.967,65 TL tutarında kredi kullandığı, dava dilekçesinde talep edilen bila tarihli 99.238,66 TL bedelli kredinin davacı şirket tarafından kullanılmadığı, davacının kullanmış olduğu iki krediyi de erken ödeyerek kapattığı, davalının 500.000,00 TL bedelli krediden %2, 245.967,65 TL bedelli krediden ise %10.04 oranında erken kapama komisyon bedeli aldığı, Yargıtay kararları ile de kabul edildiği üzere, davalı bankanın TCMB’na bildirdiği oranı aşmamak üzere erken kapatılan kredilerden komisyon alabileceği, buna göre dava konusu kredilerden 245.967,65 TL bedelli krediden alınan oranın TCM’na bildirilen %10 ‘un üzerinde olduğu, bu nedenle ancak fazla alınan bedelin iadesinin talep edilebileceği, davacı borçlunun Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca erken ifa nedeniyle başkaca bir indirim talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 82,50 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; merkez bankasına bildirim kurucu değil açıklayıcı olup, bilgilendirme amaçlı olduğunu, sözleşme hükmünün genel işlem şartlarına aykırı olduğunu, davalı bankanın erken kapama adı altında haksız kazanç elde ettiğini, erken kapama komisyonunun hakkaniyetle bağdaşmadığını, sözleşmenin 5. maddesi Kredi Türlerini düzenlemekte olup, 5.11. Alt Maddesi Taksitli Ticari Kredileri özel olarak düzenlendiğini, davalı bankanın taksitli ticari krediler için erken kapamaya yönelik özel maddede %3 erken kapama komisyonu uygulayacağını belirttiği halde buna uymamış, anılan komisyonu %10 seviyesinde uygulayarak, sözleşmeye de aykırı hareket ettiğini sözleşmenin taksitli ticari kredilere bu özel ve açık maddesini görmeyerek, sözleşmenin 2.8 erken kapama maddesindeki komisyonunun muğlak, formülden objektiflikten uzak, maddesine dayanarak bir uygulama yaptığını, davalı bankanın uyguladığı erken kapama oranının, fahiş olup, sektör uygulamaları ile de örtüşmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı taksitli ticari kredi kullanımında tahsil edilen erken kapama ücretinin fahiş olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı, davalı bankadan kullandığı kredi kapsamında haksız olarak ve fahiş miktarda erken kapama komisyonu adı altında tahsilat yapıldığını iddia ederek haksız kesintinin iadesini istemiş, davalı banka ise, uygulamanın sözleşme ve bankacılık mevzuatına uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Uyuşmazlık, erken kapama komisyonu olarak yapılan tahsilatın sözleşme koşullarına ve bankacılık teamüllerine uygun olup olmadığına noktasında toplanmaktadır. Somut olayda, taraflar arasında imzalanan 09/04/2013 tarihli 2.000.000 TL limitli genel kredi sözleşmesi uyarınca, davacı tarafından 28/02/2014 tarihinde kullandırılan, 500.000,00 TL bedelli taksitli ticari krediden %2 oranı üzerinden 8.249,00 TL ve 27/06/2014 tarihinde kullandırılan, 245.967,65 TL bedelli taksitli ticari krediden ise %10.04 oranı üzerinden 20.499,00 TL olmak üzere toplam 28.748,00 TL erken kapama komisyonu alındığı sabit olup, ilk derece mahkemesince, davalı bankanın TCMB’na bildirdiği erken kapama oranı %10 olduğu halde 27/06/2014 tarihinde kullandırılan krediden %10.04 oranı üzerinden komisyon bedelinin tahsil edildiğinden buna göre fazla tahsil edilen kısmı hüküm altına alınmıştır. TTK’nun 20. maddesi uyarınca tacir olan bankanın verdiği hizmet karşılığında ücret talep etmesinin mümkün olup, Bankacılık Kanunu’nun 144. maddesi çerçevesinde kredilere uygulanacak faiz oranları ile faiz dışında sağlanacak diğer menfaatlerin ve tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının serbestçe belirleneceği belirtilmiştir. Genel işlem koşulları TBK’nın 20 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. TBK yürürlüğe girdikten sonraki dönemde imzalanan sözleşmeler ve kullandırılan krediler yönünden; yasal düzenlemeye göre, genel işlem koşulu içeren sözleşmeler yapılması hukuken mümkündür. Bir hükmün salt genel işlem koşulu niteliğinde olması, onun geçersiz olması sonucunu doğurmaz. TBK’nın 25. maddesi uyarınca, “Genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz”. Yani, genel işlem koşulu niteliğindeki sözleşme maddesinin geçersiz sayılması için, hükmün dürüstlük kuralına aykırı olması gerekir. Somut olayda, bankanın, yapılan işlemler nedeniyle erken kapama komisyonu alacağına dair sözleşme hükümlerinin haksız işlem şartı olduğundan söz edilemez. Zira tüm bankalar tarafından benzer kesintiler yapılmakta olup, davacı bu hususu bilmediğini ileri süremez. Erken kapama maliyet tutarının hesabı, söz konusu kredinin kullandırım tarihi, kredinin vadesi, kredi tutarı, erken kapama tarihinden kredinin vade bitimine kadar kalan bakiye süresi, kredin erken kapama tutarı, piyasa koşulları ve benzeri bir çok etkene göre yapılmakta olup, her kredinin kapatıldığı tarihteki piyasa koşullarına göre yaratacağı maliyet farklı olduğundan erken kapama halinde her kredi türü için ayrı olarak erken kapama oranı belirlenmektedir. Nitekim istinaf aşamasında dosyaya kazandırılan taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin “Kredi Türleri” başlıklı 5. maddesinin 5.11.5. bendinde; “Müşteri, kredinin toplam tutarını veya vadesi gelmemiş bir ya da birden çok taksiti ödemesi halinde, Banka’nın ödenen tutarlara faiz indirim yapıp yapmamakta veya erken ödemeyi kabul edip etmemekte tamamıyla serbest olduğunu; ayrıca belirlenen ödeme planı dışında yapacağı her türlü ana para ödemesi için, erken ödemeden kaynaklanacak tüm masrafları ve kullandırılan kullandırılacak olan kredi toplamı (anapara faiz komisyon ve masraflar ) üzerinden Bankaca hesaplanacak %3 oranında erken ödeme komisyonunu ödemeyi kabul eder.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davalı bankanın dosyaya sunulan TCMB. bildirdiği ücret ve komisyon tarifesinde, erken kapama komisyon oranının %10.04 olduğu belirtilmiştir. Bu durumda ticari kredilerde bankalar tarafından alınacak olan masrafların hukukilik denetimi yapılırken öncelikle, kredi sözleşmesiyle belirlenen bir oran olup olmadığı araştırılmalı, olması halinde bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, sözleşmeyle bir oran belirlenmediğinin tespiti halinde ise, bankanın masraflara ilişkin olarak belirlediği ve ilan ettiği oranlar bulunup bulunmadığı tespit edilmeli, varsa yine bu oran üzerinden masraf tahsil edilebileceği kabul edilmeli, ilan edilen bir tutar bulunmaması halinde ise tahsil edilen masrafların emsal banka uygulamalarına göre orantılı olup olmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulaması da bu yöndedir (Emsal nitelikteki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 15.04.2019 Tarih, 2019/1303 Esas- 2019/2961 Karar sayılı ilamı). Açıklanan nedenlerle davacı vekilin istinaf başvurusunun kabulu ile HMK 353(1) a- 6 maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353(1)a-6 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA; 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yoluna başvuran Davacı vekili tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, 4-Davacı … Sigorta AŞ vekili tarafından yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)-g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.