Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/293 E. 2021/560 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/293
KARAR NO : 2021/560
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2018
NUMARASI: 2018/727 Esas – 2018/1172 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/04/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … ile davacı şirket …. San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan 26.02.2015 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi ile davalı, Merkez Asya Bölgesinde satış uzmanı olarak görevlendirildiği ve 20.03.2015 tarihinde davacı şirkette işe başladığı, davalı, Merkez Asya ülkelerindeki satış müşterilerinin tüm bilgilerine sahip olduğu, davalı tarafın istifası neticesinde iş akdinin 03.04.2018 tarihinde sonlandığı, davalının, işten ayrıldığı tarihe kadar hak etmiş olduğu bütün ücret haklarını almış olduğu, davacı şirketten hizmet akdinden ve yasal haklarından dolayı herhangi bir ayni, nakdi ya da sosyal hak ve alacağının kalmadığını beyan ederek ibraname verdiği, Davalı 03.04.2018 tarihinde müvekkil şirketten istifa ettikten sonra 2 yıl geçmeden, müvekkil şirket ile aynı ticaret-hizmet alanında iştigal eden, İstanbul’da faaliyet gösteren … Ltd. Şti.’de Bölge Satış Müdürü olarak işe başladığı, davacı şirketteki pozisyon ve bölgesi ile aynı pozisyon ve bölge olan Merkez Asya Bölgesinde görevlendirildiğini, davacı şirket müşterilerinin bilgilerinin haksız rekabet oluşturacak şekilde kullanılacağını, 40.000-TL cezai şartın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davalı … …. San. Tic. Ltd. Şti /İstanbul firmasında, 20/03/2015- 03/04/2018 tarihleri arasında Bölge Satış Müdürü olarak çalıştığı fakat belirsiz süreli iş sözleşmesinde satış uzmanı olarak görevlendirildiği, Sgk girişinin satış uzmanı olarak yapılarak Sgk ödemelerinin daha düşük olarak yatırıldığını, davalının 03/04/2018 tarihinde davacı şirketden ayrılarak Azerbaycan Bakü Şehrinde bulunan John Crane Baku LLC firması ile 22/05/2018 tarihinde iş sözleşmesi imzaladığı ve Azerbaycan’a taşınarak bu firmada Satış ve Hizmet Müdürü olarak çalıştığını, davalı Türkiye’de çalışmadığını ve hiçbir şekilde rekabet yasağına riayetsizlik etmediğini, beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “Somut olayda davanın dayanağı TBK 444 maddesinden kaynaklanan haksız rekabet davası hükmü gereğince incelenmesi gerektiği, davalının taraflar arasında düzenlenen 26.02.2015 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesi ile 20.03.2015 tarihinde çalışmaya başladığı, 03.04.2018 tarihinde işten ayrıldığı bu hususun taraflar arasında ihtilafsız olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 12/1 maddesinde gerek hizmet akti süresinde gerekse hizmet aktinin sona ermesinden itibaren 2 yıl içerisinde davalının aynı hizmet alanında Türkiye sınırları içinde rekabet edecek bir iş yapmamayı taahhüt ettiği, türkçe tercümeleri davalı tarafından sunulan belgelere göre davalının 22.05.2018 tarihinde Azerbeycanın Bakü şehrinde Satış ve Servis Yöneticisi olarak çalışmaya başladığı, taraflarca sunulan delillerin incelenmesi hukuki vasıflandırmaya ilişkin olması nedeni ile dosyamızda bilirkişi incelemesine gerek bulunmadığı, davacı ile davalı arasındaki sözleşme rekabet yasağının iş aktinin sona ermesinden sonraki dönemde ileriye yönelik yapmama edimini içeren akit niteliğinde olduğu, sözleşmenin 12/1 md. de coğrafi alana yönelik bir kısıtlama getirildiği, TBK 445/1 maddesi gereğince böyle bir düzenleme çalışanın ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek nitelikte olup yasal düzenlemeye aykırı olduğu gibi, Anayasamızda öngörülen çalışma özgürlüğü ilkesine aykırı olduğu, davalının çalıştığı işyerinin de Azebeycan Bakü de olması nedeni ile haksız rekabetin koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı yanın, 03.04.2018 tarihinde müvekkili şirketten istifa ettikten sonra 2 yıl geçmeden, müvekkili şirket ile aynı ticaret-hizmet alanında iştigal eden, İstanbul’da faaliyet gösteren … Ltd. Şti.’de Bölge Satış Müdürü olarak işe başladığını, sunulan davalının yeni şirketindeki pozisyon ve bölgelerini gösteren organizasyon şemasında da açıkça görüleceği üzere, davalının, müvekkili şirketteki pozisyon ve bölgesi ile aynı pozisyon ve bölge olan Merkez Asya Bölgesinde görevlendirildiğini, bu hususun sunulan sosyal ağ ntiteliğindeki iş platformu olan Linkedın isimli internet sitesindeki özgeçmiş bilgisinden de açıkça belli olduğunu, bu durumda müvekkili şirket müşterilerinin bilgilerinin haksız rekabet oluşturacak şekilde kullanılacağının aşikar olduğunu, söz konusu sözleşmenin tarafların mutabık kalması ile imza altına alınmış olduğunu, davalının davranışının sözleşmeye aykırılık teşkil etmekte olup, haksız rekabet oluşturduğunu, ayrıca Mahkemece, bilirkişi incelemesi dahi yapılmadan, hiçbir araştırma yapılmadan kayıtlar celp edilmeden vs… eksik inceleme ile karar verildiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Dava, Türk Borçlar Kanunu’nun 444 vd. maddelerinde düzenlenen ve iş sözleşmesi ile kararlaştırılan işçinin rekabet etme yasağını ihlal etmesi nedeniyle rekabet yasağı kaydına bağlanan cezai şartın tahsili davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, rekabet etme yasağı kaydının geçerli olup olmadığı ve davalının eylemlerinin rekabet yasağını ihlal niteliğinde olup olmadığı noktasındadır.SGK kayıtlarına göre davalı, davacı işveren nezdinde 20/03/2015 tarihinde çalışmaya başlamış ve 03/04/2018 tarihinde ise istifa nedeniyle işten ayrılmıştır. Davalıya işten ayrılması nedeniyle 4.724,01 TL ücret alacağı ödenmiş ve davalı tarafından davacı iş veren ibra edilmiştir. İşe giriş ve işten ayrılış bildirgelerinde davalının davacı şirketteki pozisyonu teknik satış temsilcisi olarak bildirilmiştir.Taraflar arasında fesihle sonuçlanan 26/02/2015 tarihli belirsiz süreli iş sözleşmesinin 12.1maddesinde, iş sözleşmesinin bitiminden itibaren 2(iki) yıl süre ile rekabet yasağına ilişkin düzenleme yapılmış, 12.2 maddesinde de 1 yıl içinde rekabet yasağına aykırı davranış halinde cezai şart öngörülmüştür.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 444/1. maddesinde, fiil ehliyetine sahip olan işçinin, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebileceği, aynı maddenin 444/2. maddesinde ise, rekabet yasağı kaydının, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerli olacağı düzenlenmiştir. Buna göre rekabet yasağı kaydının geçerliliği için zararın gerçekleşmesi şart olmayıp, işçinin edindiği bilgilerin iş verenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olması yeterlidir. Davacı taraf, davalının işten ayrıldıktan sonra kendileri ile aynı ticaret-hizmet alanında iştigal eden İstanbul’da faaliyet gösteren … Ltd. Şti.’de çalışmaya başladığını iddia etmiştir. Ancak davalı tarafça dosyaya sunulan 22.05.2015 tarihli iş sözleşmesine göre, davalı … firmasında Azerbaycan, Gürcistan ve Özbekistan için satış ve hizmet müdürü olarak çalışmaya başlamıştır. UYAP’tan alınan SGK hizmet dökümüne göre de davalının, davacı şirketten ayrıldıktan sonra Türkiye’de başka bir firmada çalışması bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki iş sözleşmesinin 12.1 maddesinde, “Türkiye sınırlar içerisinde iş veren ile rekabet edecek bir iş yapmama, rakip bir müessesede çalışmama” şeklinde düzenlenmiş olup, davalının davacı şirketten ayrıldıktan sonra Azerbaycan’da … firmasında çalışmaya başlamış olması karşısında ve davalının İstanbul’da … Ltd. Şti.’de çalışmaya başladığı ve dolayısıyla davalının rakabet yasağını ihlal ettiği hususları ispatlanamadığından Mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Başlangıçta davacı tarafından yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 29/04/2021