Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/285 E. 2021/434 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/285
KARAR NO: 2021/434
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/10/2018
NUMARASI: 2016/690 Esas – 2018/862 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/04/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle; Taraflar arasındaki açık hesap ilişki çerçevesinde davalıdan alınan mal karşılığı 23/03/2015 tarihinde 3.003,00 TL,13/04/2015 tarihinde 10.004,00 TL ve 12/05/2015 tarihinde de 3.003,00 TL miktarında EFT yoluyla ödemeler yapıldığı, davalıya verilen bononun teminat bonosu olmasına rağmen takibe konulduğunu belirterek icra takip konusu bonodan davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesiyle;Müvekkili ile davacı arasında demir doğrama ve ferforje işlerinin yapılması konusunda açık hesap ilişki ile çalışıldığı, takibe konu bononun teminat bonosu olmadığı, senedin borç ödemesi olarak alındığı ancak vadesinde ödenmediği, davacının sunduğu EFT ödemelerinin malzeme alımı nedeniyle yapılan ödemeler olup, müvekkilinin işçilik ödemesine dair alacaklarının devam ettiği, bonoya mahsuben bir ödeme olmadığı, ödeme belgelerinin tarihleri senedin vadesi ile ilgili olmadığı gibi açıklama kısmında da senede mahsuben ödeme olduğunun belirtilmediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, takip konusu senedin teminat senedi olduğunu iddia eden davacının bu iddiasına yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği, davacı tarafından bu yönde yazılı belge sunulmadığı gibi yemin deliline dayanıldığından yemin metninin hazırlanması için davacı vekiline verilen kesin sürede gereğinin yerine getirilmeyip, yemin metninin ibraz edilmemesi nedeniyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, delillerin tamamen toplanmadığı, yemin metni hazırlanmadığı için davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, dava dilekçesinde takip konusu senedin teminat senedi olduğu ve borcun ödendiğinin bildirilmesine rağmen davanın reddi kararının yerinde olmadığı belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK 72. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı taraf, takip konusu bononun davalı ile aralarındaki açık hesap ilişkisinin teminatı olarak verildiğini, EFT ile mal bedeline ilişkin yapılan ödemeler sonucu davalıya borcunun kalmadığını ve teminat senedi nedeniyle borçlu olmadığını ileri sürmüş ,davalı ise bononun ödeme amaçlı verilen bono olup, teminat bonosu olmadığını ve davacının halen borcunun bulunduğunu savunmuştur. Kambiyo senedinin teminat senedi olarak verildiğini iddia eden, bu hususu HMK. 201. maddesi uyarınca, yazılı belge ile ispatlamalıdır. Taraflar arasında açık hesap ilişkisinin bulunduğu ihtilaflı değildir. İhtilaf, takip konusu bononun taraflar arasında ihtilafsız olan ticari ilişkinin teminatı olarak verilip verilmediği ve davacı ödemeleri ile borcunun sona erip ermediği ve takibe konu senedin teminat fonksiyonunu gerçekleşip gerçekleşmediği noktasındadır. Davacı vekili tüm delliler toplanmadan mahkemece karar verildiğini istinaf sebebi olarak ileri sürmektedir. HMK 222. maddesi uyarınca, mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Taraflar arasında açık hesap ilişkisinin bulunup, davanın da ticari dava olduğu gözetildiğinde, mahkemece iddianın ileri sürülüş biçimine göre öncelikle senedin teminat senedi olarak kayıtlı olup olmadığının tespiti yönünden tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre iddianın ispatlanamaması halinde davacının açıkca kesin delil olan yemin deliline dayanması ve yemin teklif hakkını kullanma iradesi de ortaya koymuş olmasına göre, HMK 232 vd. maddelerinde düzenlenen yemin teklifi usulü uyarınca yemin metnini taraflarca hazırlanmasına yönelik bir zorunluluk bulunmadığı, mahkemenin hazırlanan yemin metni ile bağlı da olmadığı ve yemin metni sunulmaması halinde vakıaya uygun yemin metni hazırlayıp (Y. 19.H.D’nin 04.10.2017 tarih li E.2016/11705 – K:2017/6599 K. ve 21.04.2014 tarihli E: 2014/4791 K:2014/7694 sayılı emsal kararları) yemin davetiyesi tebliği edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği hususu gözardı edilerek yemin metninin sunulmadığı gerekçesiyle ve eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının HMK.’nun 353(1)a-6. maddesi gereği KALDIRILMASINA; 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 4-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliği ile, HMK.’nın 362(1)-g maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi. 01/04/2021