Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/282 E. 2021/442 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/282
KARAR NO : 2021/442
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/11/2018
NUMARASI : 2017/624 Esas – 2018/993 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/04/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …Tic. ve San. A.Ş.’nin kurucu ortağı bulunmakla birlikte saygın bir iş adamı olduğu 14/07/2016 tarihinde sahibi olduğu şirketin acentesi olarak bulunduğu uluslar arası seyahat firması … firmasının 175. Yıl dönüm toplantısına katılmak üzere … ait 2309 uçuş numaralı uçağı İzmir’den İstanbul aktarmalı olarak Londraya hareket ettiğini, yolculuğun başlamasından evvel chek-in işlemlerinin yaparak bagajı tescil ettirdiğini ve hava yolları şirketine teslim ettiğini, Londrada bagajının kendisine tesliminin sağlanamadığını, bagaj aksaklığına ilişkin tutanağı dava dilekçesi ekinde sunduğunu, katılacağı toplantının önem arz toplantı olduğunu ve bu toplantıda toplantının ciddiyetine binaen özel giysilerinin olduğunu, sahibi bulunduğu şirketin kariyeri bakımından gerekli zaruri kıyafetleri Londra’dan almak zorundan kaldığını, faturaların incelendiğinde gerekli kıyafetler dışında hiç bir harcamada bulunmadığını, yapılan 2017,00 Paund’luk (8.100,00 TL) harcamaya ilişkin tazmin talebinin 19/07/2016’da tarihinde ve yasal süresi içerisinde THY’ye yazılı olarak ilettiğini, THY tarafından kendisine ancak 1.000,00 TL ödenebileceğini iletildiğini, teklif edilen bur rakamın Londra da basit bir butikten dahi takım elbise alamayacağını, iç hat uçuşları ile yapılan hava taşımacılığının, 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık kanunu ve bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Türk Ticaret kanunun hükümlerine tabii olduğunu, Türkiye’nin uluslar arası hava yollu taşımasında Varşova ve Montroel Konvansiyonu hükümlerine tabii olduğunu bu nedenle yapmış olduğu harcamaların karşılanması ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Anayasanın 90. maddesine göre kanun hükmünde olan Varşova-Lahey Konvansiyonu ile onu da tadil eden 4 nolu Montreal Protokolü hükümleri ile yine 5866 sayılı kanun ile onaylanarak Varşova sözleşmesi ve protokolüne üstünlük sağlayan 26/03/2011 tarihinde yürürlüğe giren 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu hükümlerini ve 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık kanunun uygulanması gerektiğini, 6502 sayılı kanunun genel nitelikte bir kanun olduğunu, taşıma ilişkisinin 2.maddede genel bağlamda ele alındığını, 2920 sayılı kanunda hüküm altına alınana düzenlemenin ise hava taşımacılığına ilişkin olduğunu, bu sebeple uluslar arası taşıma işlemi 6502 sayılı tüketici kanunu kapsamı dışında tutulması gerektiğini, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, Monteral Konvansiyonunun yargılama hakkı başlıklı 33. maddesi uyarınca davacının davasını taşıyıcının iş merkezinin bulunduğu mahkemede veya varış yerindeki mahkemede açmada tercih hakkına sahip olduğunu, taşımanın yapıldığı güzergahının İzmir-İstanbul-Londra olduğundan davanın yetkili mahkemede açılmadığını, davanın yetkili ve görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülmesi gerektiğine ilişkin öncelikle usule itirazlarını yapmış olduğu görülmektedir. Davalının esasa ilişkin cevapları özetle taşıyıcı müvekkilinin sorumluluğunun sınırlı olduğunun, Montereal Konvansiyon hükümlerinin öncelikle uygulanması gerektiğini, taşıyıcının bagaj kayıp/hasar ve gecikmesinden kaynaklı sorumluğunun, 1000 SDR ile sınırlı olduğunu, bu üst limitin 1.131 SDR’ye yükseltildiğini, bu üst limitin her sebeple davacıya ödenmesi gerekli bir meblağ olmadığını, ancak ispat edildiği ölçüde gerçek zararının talep edileceğini, şikayetçinin iddialarını ispat mükellef olduğunu, davacıya 1.000,00 TL ödeme yapılacağı söylendiği harcamaların faiş davanın öncelikle usulden reddinde aksi halde esas yönünden reddine, masraf ücreti ve vekaletininde davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “bagajın kaybı nedeniyle oluşan gerçek zarar saptaması yapılmış olup gerçek zararın 2.017,00 ingiliz sterlini olduğu, davalı taşıyıcının sorumluluğunun üst sınırın 1131 sdr olduğu , belirlenen bu üst sınır sorumluluk miktarının rapor tarihi itibariyle 7.461,89 TL olduğu, davacı talebinin 2.017,00 sterlin karşılığının ise 7.763,63 TL olduğu ancak dava dilekçesinde davacının belirttiği Türk Lirası karşılı olan 8.100,00 TL’nin bu miktar ile uyuşmadığı, alınan eşyaların davacının uhdesinde kalmaya devam edeceği ve yeniden kullanabileceği göz önüne alınarak harcanan %40 miktarının zarar %60 miktarının mal varlığında kalmaya devam edeceği yapılan hesaplama soncunda 2017,00 GBP x 0.40 = 806,80 GBP zarar Türk Lirası karşılığı 3.105,45 TL’nin 1131 SDR’nin TL karşılığından az olduğu,” gerekçesi ile davanın 3.105,45 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karara temel oluşturan gerekçelerin dava konusu olayın dinamikleriyle uyuşmadığını, davacının yolculuğun başlamasından önce check-in işlemlerini yaparak bagajını tescil ettirerek THY’ye teslim ettiğini, ancak Londra Havaalanına iniş yapıldığında bagajının teslimi sağlanamadığını, tutanak tutulduğunu, toplantıya doğru gitmek üzere havaalanından ayrıldığını, …l’un Diana’nın sahibi olma sıfatı dolayısıyla davet edildiği işbu toplantı, davacının iş adamı olarak bulunduğu pozisyonun gereği şahsı adına da önemli olmakla beraber, şirketin iş ilişkileri açısındanda büyük önem arz eden bir toplantı olduğunu, davacının toplantıda kullanmak üzere yanına almış olduğu belgeler ve temsil ettiği unvanının konum ve ciddiyetine binaen ve toplantıya özel olarak seçilmiş ve özenle hazırlamış olduğu kıyafetleri de söz konusu bagajda bulunduğunu, davacının toplantıya katılmak üzere harekete geçmiş ve hiçbir seçim hakkı ve düşünme zamanı olmaksızın sırf toplantıya katılabilmek adına zaruri olan kıyafetleri satın aldığını, Taşıma sözleşmesinden kaynaklı taşıyıcı sıfatıyla hâkimiyeti altında bulundurduğu bagaj üzerinde bakım ve gözetim yükümlülüğü olan THY bagajın zayi olmaması ve hasara uğramamasını sağlamak durumunda olduğunu, zorunlu olarak yapılan 2.017,00 Pound tutarındaki harcamaya ilişkin tazmin talebinin yasal süresi içerisinde THY’ye yazılı olarak bildirildiğini, cevap olarak 1.000 TL ödeme yapabileceklerini, zaruri olarak ve belirtilen şartlar altında yani kısıtlı ve sıkıntılı bir zamanda alınmış olan eşyaların, müvekkil uhdesinde kalacağından bahisle toplam harcamanın sadece %40’ı oranında maddi zarar oluştuğunun belirtilmesinin, müvekkil nezdinde kabul edilemeyecek bir tespit olduğunu, davacının programını havaalanından ayrılır ayrılmaz toplantı yerine ulaşacak şekilde planlamış olup hiçbir seçme ve düşünme fırsatı olmaksızın bahsi geçen eşyaları sırf toplantıya katılım sağlamak için zaruri olarak satın almak durumunda kaldığını, söz konusu kıyafetlerin sonradan kullanılıp kullanılmayacağı hususunda müvekkil iradesi üzerinden yapılan varsayımların davaya etkisi bulunmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Dava, hava yolu taşımacılığı nedeniyle bagajın geç teslimi nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, zararın miktarı ile davacı tarafından yapılan harcama miktarından indiririm yapılmasının gerekip gerekmediği noktasındadır.Davacı 14/07/2016 tarihinde THY’nin TK2309 sefer sayılı uçağı ile İzmir’den İstanbul’a gelmiş, ardından TK 1985 sefer sayılı uçağı ile İstanbul’dan Londra’ya gitmiştir. Ancak davacı İzmir hava alanında teslim ettiği kontrol edilmiş bagajını Londra hava alanında teslim alamamıştır. Buna ilişkin tutulan LHRTK 12449 no’lu tutanak dosyada mevcuttur. Taraflar arasındaki yazışmalardan ve dava dosyasındaki beyanlardan bagajın daha sonra davacıya teslim edildiği anlaşılmaktadır.TBMM tarafından uygun bulunması sonucu 26/03/2011 tarihinde yürürlüğe giren 1999 Montreal Konvansiyonu’nun 17/2 ve 22/2. Maddeleri uyarıncabagajın kaybolması ve geç tesliminden havayolu taşıyıcısı 1.131,00 SDR’ye kadar sorumludur.Davacının zararı, yurt dışında katılacağı bir toplantı için yaptığı giyim masraflarına ilişkindir. Davacı her ne kadar bagajın teslim edilememesi nedeniyle giyime ilişkin bir takım masraf yapmak zorunda kalmış ise de, alınan yeni ürünlerin, bagajda bulunan önceki eşyalara göre daha uzun kullanılacak nitelikte olması ve nihayetinde bagajın da davacıya teslim edilmiş olması karşısında bilirkişi raporunda ve bu raporun hükme esas alındığı mahkeme kararında davacının giyime ilişkin yaptığı masraftan davalının %40 oranında sorumlu tutulmasında herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından istinaf başvurusu sırasında yatırılan 212,13 TL istinaf karar harcının, işin hitamında alınması gerekli olan 59,30 TL ‘den fazla olduğu anlaşıldığından, fazla alınan 152,83 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istemi halinde kendisine iadesine,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 01/04/2021