Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/274 E. 2021/310 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/274
KARAR NO: 2021/310
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2018
NUMARASI: 2018/144 Esas – 2018/1233 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün taraflar vekillerince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle, taraflar arasında 05/01/2016 ile 05/01/2018 tarihleri arasında 2 yıl süre ile geçerli olmak üzere 09/12/2015 tarihli Maaş Ödeme Protokolü imzalandığı, davalının personeline yapacağı ödemeleri davacı banka vasıtasıyla ödemeyi taahhüt ettiği, bunun karşılığında davalıya 4.000,00 TL ödeme yapıldığı ancak 07/09/2016 tarihinde itibaren başka bir banka ile çalışmaya başladığı böylece protokolü süresinde önce fiilen uygulanamaz hale getirerek sözleşmeye aykırı davranıldığı, bu durumda davalıya ödenen 4.000,00TL yi sözleşmenin 10.maddesi gereğince iade edilmesi gerekirken iade edilmediği gibi ihtarnamenin de sonuçsuz kaldığı, belirtilerek bu tahsili amacıyla yapılan takibe davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesiyle, davacı ile yaklaşık 1 yıl çalışıldığı ancak personelin şikayeti üzerine maaş ödemelerinin başka bir banka vasıtasıyla gerçekleştirilmeye başlanıldığı, istenen cezai şartın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasındaki protokole göre, davalının personel maaş ödemelerini davacı banka aracılığı ile gerçekleştirmesi konusunda 2 yıl süreli Maaş protokolü imzalandığı davalının cevap dilekçesinde ifade ettiği üzere protokol süresi bitmeden başka bir banka ile çalışmaya başladığı, protokolün 10. maddesine göre davacı tarafından davalıya 26/02/2016 tarihinde ödenen 4.000 TL nin, sözleşmenin süresinden önce sonlandırılması veya ihlali halinde ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davacıya cezai şart olarak iadesi gerektiği, davalının protokol süresi bitmeden önce başka bir banka ile çalışmaya başlaması sözleşmenin ihlali olduğu gibi süresinden önce sonlandırıldığı anlamına geldiği, bu durumda davalıya ödenen 4.000,00 TL nin, ödeme tarihi olan 26/02/2016 tarihinden icra takip tarihine kadar işleyecek reeskont faizi ile oluşan miktar üzerinden davalının itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmiştir. Bu karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, mahkemenin avans faizi yerine reeskont faizi uygulamasının hatalı olduğu zira icra takibinde istenen % 9.75 oranının takip tarihi itibarıyla avans faizine tekabül ettiği, Ödeme tarihi ile icra takip tarihi arasında geçen sürenin 441 gün olduğuna ilişkin tespit doğru ise de; faiz hesabının 441 gün üzerinden yapılamadığı gibi reeskont faiz oranının da uygulanamayacağı, avans faiz oranına göre hesap yapıldığında hüküm altına alınması gereken işlemiş faizin 496,60 TL olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının faize ilişkin kısmın kaldırılarak, işlemiş faizin 496,60 TL olacak şekilde yeniden karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise istinaf dilekçesiyle, cezai şarttan hakkaniyet indirimi yapılmamasının hatalı olduğu, taraflar arasında görülen benzer bir davada İstanbul 2. ATM tarafından verilen kararda sözleşmenin yürürlükte kaldığı süre yönünden promosyon tutarında indirime gidildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine veya hakkaniyet indirimi yapılamasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, sözleşmenin davalı tarafından süresinden önce sonlandırılmak suretiyle ihlal edildiği iddiasına dayalı olarak davalıya ödenen bedelin iadesi amacıyla yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında 09/12/2015 tarihli, 05/01/2016 ile 05/01/2018 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde 2 yıl süreli Maaş Protokolü imzalandığı, bu protokolün 10. maddesine göre, davalının, personelinin maaş ve diğer ödemelerini davacı banka vasıtasıyla gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği ve karşılığında, davacı tarafından davalıya 26/02/2016 tarihinde 4.000,00 TL promosyon ödemesi yapıldığı, davalının protokol süresi dolmadan önce maaş ödemelerini gerçekleştirmek için başka bir banka ile anlaşma yaptığı dolayısıyla sözleşmeyi süresinden önce fiilen sonlandırdığı buna bağlı olarak sözleşmeyi ihlal ettiği analaşılmaktadır. Esasen davalı tarafın cevap dilekçesinde, davacının yeterli hizmet veremediğini bu nedenle protokol süresi sona ermeden başka bir banka ile çalışmaya başladığını açıkça beyan ettiği görülmektedir. Davacının yeterli hizmet veremediğine ilişkin davalı savunması ispatlanamadığı gibi bu konuda herhangi bir delil ibraz edilmediği de dosya içeriği ile sabittir. O halde davalının protokolün 10. maddesini ihlal ettiği ve yine aynı madde hükmü gereğince davacı tarafından ödenen 4.000,00TL yi iade etmekle yükümlü bulunduğu tartışmasızdır. Sözleşmenin 10. maddesinde, iade yükümlülüğü ile birlikte hangi tarihten itibaren hangi oranda faiz uygulanacağı da düzenlenmiş ve anılan maddede, ödeme tarihinden itibaren reeskont faiz oranına göre faiz işletileceği açıklanmıştır. Bu durumda sözleşmede belirlenen faiz türü ve oranın uygulanması gerekmekte olup, davacının icra takibinde talep ettiği faiz oranının avans faizine tekabül etmesinin sonuca bir etkisi bulunmadığı kabul edilmiştir. Davalıya 26/02/2016 tarihinde ödeme yapılmıştır. Ödemenin yapıldığı tarih ile icra takip tarihi olan 12/05/2017 tarihleri arasında geçen süre 441 gündür. İlk derece mahkemesince, gün sayısının tespiti ve sözleşmeye uygun bir biçimde reeskont faizinin uygulanması isabetli olup, davacı vekilinin faiz türü ve oranına ilişkin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Ne var ki, mahkemece faiz işletilmesi gereken süre 441 gün olarak tespit edilmiş olmakla birlikte, hesaplamanın 426 gün üzerinden yapılmış olması doğru görülmemiş ise de reddedilen kısım HMK 341/4. maddesi uyarınca kesinlik sınırının altında kaldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. Davalı vekilinin ilişkin istinaf nedenine gelince; davacı tarafından ödenen ve protokolün ihlalinde davacıya iade edilmesi gereken bedel 4.000,00 TL dir. 6102 sayılı TTK 22. maddesine göre tacir olan taraf cezai şartın tenkisini isteyemez. Ancak hukukun genel ilkeleri ve yargı kararları ile yerleşik hale geldiği üzere TBK 182/3. fıkrasına göre hakim fahiş gördüğü cezai şarttan indirim yapabilir. Cezai şartın fahiş olup olmadığı belirlenirken, tarafların ekonomik durumları, borçlunun ödeme gücü, alacaklının asıl borcun ifa edilmesi halinde elde edeceği yarar ile cezai şartın ödenmesinin sağlayacağı yarar arasındaki makul ve adil ölçü, sözleşmeye aykırı davranılması yüzünden alacaklının uğradığı zarar, borçlunun borcunu yerine getirmemek suretiyle sağladığı yarar, borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışının ağırlığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır. ( Yargıtay 11. H.D’si 2015/11066 E. 2016/4996K. Sayılı ilamı) İlk derece mahkemesince bu kriterlere göre değerlendirme yapılarak 4. 000,00 TL den tenkis yapılmasına gerek olmadığı sonucuna ulaşılması yerinde olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun da HMK 353/1/b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nın 346/1. maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE, Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE; 1-İstinaf yoluna başvuru sırasında davacıdan alınan 44,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 2-Davalı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırılan istinaf karar harcı 79,00 TL’nin alınması gerekli olan 315,06 TL harçtan mahsubu ile bakiye 236,06 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 18/03/2021