Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/262 E. 2021/364 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/262
KARAR NO : 2021/364
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/09/2018
NUMARASI 2016/1008 Esas – 2018/810 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesiyle, taraflar arasında imzalanan 01/09/2016 tarihli sözleşmeye göre, davacıların üstlendikleri edimleri yerine getirmelerine rağmen davalının edimlerini yerine getirmediği gibi sözleşmenin davalı tarafından 01/09/2016 tarihli ihtarname ile haksız olarak feshedildiği, sözleşmenin sadece 51 gün yürürlükte kaldığı, sözleşme konusu olan isim hakkı için davalıya aylık 4.000,00TL den olmak üzere altı aylık 24.000,00 TL ödeme yapıldığı, ödenen bu bedelden sözleşmenin yürürlükte kaldığı 51 günlük kısmının düşülerek geriye kalan 17.200,17 TL nin davalı tarafından iadesi gerektiği, sözleşme gereği faaliyette bulunmak üzere emlakçı vasıtasıyla üçüncü kişiden iş yeri kiralandığı, kira olarak ödenen bedel ve emlakçıya ödenen komisyon ücreti olan 16.600,00 TL ile taraflar arasındaki sözleşmenin devam edeceği inancıyla iş yerine yapılan masraf kadar da zararlarının bulunduğu, masraf nedeniyle oluşan zarar için şimdilik 5.000,00 TL olmak üzere toplam 38.800,00 TL nin aktin feshi tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra isim hakkı için ödenen bedelden iadesi istenen kısım 17.200,17 TL den 20.000,00 TL artırılmıştır.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesiyle, taraflar arasındaki sözleşmenin güzellik salonu işletmeciliğine ilişkin olduğu, bu nitelikte bir yer işletmek için güzellik salonu işletme ruhsatı, eğitimi ve belgelerine sahip olmak gerektiği, davacıların belge ve ruhsatlarının bulunmadığı, taraflar arasındaki sözleşmenin bu nedenle imzalandığı, davacıların bu yönde belge ve ruhsatları olmadığı gibi bu şartları sağlayan mesul müdür de istihdam etmedikleri, davalının da isim hakkının zarara uğramasına önlemek için sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığı ayrıca davacılar tarafından fiyatlar yarıya düşürülerek hizmet verilmek suretiyle haksız rekabet yapıldığı, bu konuda whatsap yazışmaları ile uyarılmalarına rağmen aynı haksız eylemlerini sürdürmeleri nedeniyle sözleşmenin 01/09/2016 tarihli ihtarla feshedildiği, davacıların işlettiği güzellik merkezinin kirası, depozito ve dava dilekçesinde açıklanan harcamalar ve diğer masrafların davalıdan istenemeyeceği, sözleşmede de bu konuda açık hüküm bulunduğunu belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporları doğrultusunda, taraflar arasındaki sözleşmenin hangi hallerde davalı tarafından feshedilebileceğinin kararlaştırıldığı, somut olayda bu koşullar oluşmadığı gibi davacıların işletme belgesi olmadığına davalı savunmasının yasal dayanağının bulunmadığı nitekim böyle bir durumun varlığını bilerek sözleşmeyi imzaladığının anlaşıldığı, sözleşmeyi fesheden davalının feshin haklı olduğunu kanıtlayamadığı, bu nedenle davacılar tarafından ödenen isim hakkı kullanma bedelinin fesih tarihi olan 01/09/2016 dan sonraki döneme tekabül eden kısmı olan 17.200,17 TL nin davalı tarafından iadesi gerektiği, davacıların kiraladıkları iş yerinde halen faaliyetlerini sürdükleri gibi diğer masrafları ispata yarar belge sunulmadığı, defterlerinde de bu yönde bir kayıt olmadığı, ayrıca sözleşmede, davacıların açacakları iş yerinin kira bedeli ve giderlerinden davalının sorumlu tutulamayacağına ilişkin düzenleme bulunması nedeniyle bu taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, mahkemece sadece ihtarnamede yazılı olan fesih nedenlerinin incelendiği, cevap ve ikinci cevap dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin araştırılmadığı, sözleşmede fesihten önce ihtarname veya uyarı yazısı gönderilmesi gerektiğine ilişkin düzenlemenin bulunmadığı, Davacıların güzellik merkezi işletebilme şartlarını yerine getirdiklerini bildirmelerine rağmen bu yönde belgelerinin olmadığının anlaşıldığı, mesul müdür dahi istihdam etmedikleri, davalının kendi markasına gelebilecek zararı önlemek amacıyla sözleşmeyi haklı olarak feshettiği, ayrıca rekabetin korunması yasasına aykırı olarak davalının güzellik merkezinde uyguladığı fiyatların yarısını uygulamaya koydukları, bu durumun haksız rekabete yol açtığı, davalının çok ciddi müşteri kaybına uğradığı, davacıların sadece kurban bayramı nedeniyle fiyatları indirerek kampanya yaptıkları iddiasının gerçeği yansıtmadığı zira bayramdan iki ay öncesinde indirim yaptıkları, aynı markayı taşıyan iki şube arasında bu denli fiyat farkı şubelerden birini ticari açıdan yok edeceği, ihtarnamede yazılı olanlar dışında dilekçelerinde beyan ettikleri haklı nedenler araştırılmasının hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, sözleşmenin haksız fesih nedeniyle uğranılan zarar ve ödenen kullanım bedelinin tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zarar yönelik talebin reddine,,kullanım bedeline ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın kısmen kabul edilen kısmı yönünden davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ile bağlı kalınarak bunun dışında kamu düzenine aykırılık yönünden re’sen yapılmıştır.Taraflar arasında imzalandığı ihtilafsız olan Franchise ve Bayiilik Sözleşmesi başlıklı 11/07/2016 tarihli sözleşmede , davalının marka ve logosunun aylık 4.000,00 TL bedel üzerinden davacılar tarafından işletilecek güzellik merkezinde kullanılmasının kararlaştırıldığı, davacının altı aylık kullanım bedeli 24.000,00 TL yi ödediği ve sözleşmenin davalı tarafından 01/09/2016 tarihinde feshedildiği uyuşmazlık konusu değildir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının sözleşmeyi fesihte haklı olup olmadığı ve davalının marka ve logonun kullanılmadığı döneme ilişkin davacı tarafından yapılan ödemenin iadesi gerekip gerekmediği noktasındadır. Sözleşmenin 4. maddesinde, davacıların faaliyette bulundukları iş yerini davalının izni olmadan değiştiremeyecekleri aksine davranış halinde davalının sözleşmeyi tek taraflı feshetme hak ve yetkisinin doğacağı, 2.maddesinde ise, davacıların, marka hakkının kötüye kullanımlarından dolayı 1 takvim yılı içinde yasal ve internet üzerinden 6 kez şikayet alması durumunda yine davalının yazılı bildirimde bulunmak koşuluyla haklı sebeple hiçbir cezai şart ödemeksizin tek taraflı fesih yetkisinin tanındığı görülmüştür. Bu durumda sözleşmede, davalı yönünden iki haklı fesih nedeni kararlaştırılmış olup, somut olayda iki nedenin veya en azından birinin gerçekleşmediği anlaşılmıştır.Davalı taraf, fesihte haklı olduğunu ileri sürmüş ve bu savunmasını davacıların güzellik merkezi işletme ruhsatı- eğitim belgeleri olmadığı gibi mesul müdür de istihdam edilmedği, markasının veya isminin bu şekilde faaliyet gösteren bir merkezde kullanılmasına izin verilmesinin beklenemeyeceği, fiyat politikası açısından, davacıların, davalıya ait güzellik merkezine göre yarı fiyatı uygulayarak haksız rekabet yaptıkları ve müşteri kaybına neden oldukları ve fesihten önce ihtar gönderilmesi koşulunun bulunmadığı nedenlerine dayandırmıştır.TMK 6. ve HMK 190. maddeleri ile TBK 112 maddesi uyarınca, sözleşmenin haklı sebeple feshedildiği konusunda ispat yükü davalı üzerindedir. Davalı tarafından, davacıların eylem ve işlemlerinin sözleşmenin feshini haklı kılacak nitelikte olduğu başka bir anlatımla ileri sürülen fesih sebeplerinin haklılığı dosya kapsamına göre ispatlanamadığı gibi davalının sözleşmeyi haklı sebeple feshetmesi halinde davacının cezai şart ödeyeceği ya da davacının peşin ödemiş olduğu kullanım bedelinin iade edilmeyeceği yönünde sözleşmede herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Ayrıca fesihten sonra davalının isim hakkının davacılar tarafından kullanılmadığı bir yana kullanıldığı yönünde bir iddianın dahi ileri sürülmediği dikkate alındığında davacı tarafından peşin olarak ödenen kulanım bedelinin sözleşmenin feshi nedeniyle sözleşmenin yürürlükte kaldığı 17/06/20216 -01/09/2016 tarihleri arasındaki süre dışındaki dönemine tekabül eden kısmının iadesine karar verilmesi gerekmekte olup, aksi durumda davalının haksız yere zenginleşmesine sebebiyet verileceği açık olduğundan ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırılan istinaf karar harcı 293,73‬ TL’nin alınması gerekli olan 1.174,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye 881,20‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4- Karardan sonra davacı yan gider avansından karşılanan 28 TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 25/03/2021