Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/253 E. 2021/441 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/253
KARAR NO: 2021/441
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/05/2018
NUMARASI: 2017/406 Esas – 2018/482 Karar
DAVA: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/04/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 14. ATM nezdinde 2016/533 esas numarası ile çek iptali davası açıldığını, çekler üzerine tedbir konduğunu, davalı …’nın üçüncü şahıs sıfatıyla dosyaya müdahale dilekçesi sunduğunu,17/06/2016 tarihli ara kararı gereği taraflarınca istirdat davası açılması zorunluluğu doğduğunu, davalı …’nın müvekkilin rızası dışında elinden çıkan çekelrin kendisinde olduğunu bizzat ikrar ettiğini, işbu dava nezdinde çeklerin kötü niyetli şahıslarca bankadan tahsil edilmesi engellendiğini, davalı …’nın 01/01/2013-16/05/2016 tarihleri arasında müvekkilin hissedarı olduğu dava dışı … LTD ŞTİ şirketi bünyesinde büro memuru olarak çalıştığını, işten ayrılmadan bir süre önce kendisine gerekli kişilere iletmesi amacı ile birtakım çeklerin müvekkil tarafından ciro edilmiş bir şekilde teslim edildiğini, davalı … ve ağabeyi …’nın çekleri aldıktan sonra hiçbir şekilde şirkete bilgi vermediğini ve işe gelmediğini, bunun üzerine davalı ve ağabeyi …’nın noter ihtarnamesi ile işe davet edidiğini ve kendilerine iş için kullanılması amacı tahsis edilen … plakalı … marka 2014 model aracın …-… LTD ŞTİ’ye verilmek üzere kendisine teslim edilen çeklerin sözleşmelerin ve evrakın müvekkilin hissedarı olduğu … LTD ŞTİ’ye iadesi talep edildiğini, ancak davalının sadece aracı teslim ettiğini çekleri ve diğer evrak hiçbir şekilde müvekkile iade edilmediğini, yalnızca şehir dışında bulunan kişilere teslim edilmesi amacıyla çeklerin hamili olan müvekkil tarafından davalı …’ya verilmiş, ancak kötü niyetli davalının çekleri kendi adına ciro ederek başka şahıslara verdiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne, … Bankası AŞ, Topçular şubesi, … seri numaralı, 31/05/2016 keşide tarihli, 15.000,00TL bedelli dava konusu çeke ilişkin istirdat talebinin kabulüne, işbu çekin davacıya verilmesine, çekler üzerinde ödeme yasağının devam etmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın asliye hukuk mahkemesinin davaya bakmakla olmadığını, davanın asliye ticaret mahkemesinde açılması gerektiğini, bu nedenle görevsizlik kararı verilmesini, davacının çekleri zayii etmediğini ve İstanbul 14. Asliye ticaret mahkemesini yanılttıklarını ikrar ettiğini, davacının tek amacının her ne kadar dava dışı bir şirkette SSK’lı olarak görülse de davacı ile inşaat sektöründe olan gayri resmi ortaklığının son bulduğunu, borcunu ödememe çabası içinde olduğunu, tüm şirket çalışanlarının ve finans deportmanının bu ortaklığa şahit olduğunu, bu nedenlerle davaya görevsizlik kararı verilmesini, davacının İstanbul 14.ATM’nin 2016/533 sayılı dosyası ara kararı ile davacıya istirdat davası açmak için 7 günlük kesin süre verilmiş olmasın rağmen, istirdat davası açılması gereken çeki bankaya ibraz eden … AŞ ye karşı dava açılmamış olduğundan davanın reddine, bu talebin kabul görmemesi durumunda ciranta … LTD ŞTİ ve hamil … AŞ nin davacı tarafından davaya dahil edilerek davalı gösterilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde özetle; müdürü bulunduu şirketin davalı sıfatı bulunmadığı için itiraz ettiğini, davacının gerekli bilgileri bankadan alması ve işbu davayı elinde çeki bulundurmayan şirketine karşı açmaması gerektiğini, Yat Yapım Sözleşmesi gereğince, diğer davalı …’nın şirketine tekne yapımı için verdiği birçok çek bulunduğunu, bunların 3 tanesinin davacı, 4 tanesinin de kardeşi … tarafından ciro edilerek diğer davalı …’ya verilmiş olup, ticaret yaptığı yerlere verdiği söz konusu çeklerden, dava konusu çek dışında bu çeklerin tamamı zamanında ödenmiş olduğunu, gerekirse ilgili bankalardan bu çeklerin akıbetinin sorulmasını talep ettiğini, davacının kötü niyetli olduğunun, çeki çaldırmadığının ve rızasıyla diğer borçlu …ya verdiğinin delili olarak Beşiktaş … Noterliğinin 10/05/2016 tarih, … yevmiye nolu ihtarmanesi olduğunu, çeklerin tekne yapımı için şirket çalışanı … tarafından şirketine verildiğini bilinmediğini, yoska neden böyle bir ihtarname çekilme gereği duyulacağının, bu nedenlerle haksız ve kötü niyetli davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince dava hakkında “Davaya konu çek bakımından uygulanması gereken 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun TTK 792. maddesi uyarınca; “Çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek sözkonusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür.” hükmü geçerlidir. Çekin istirdadı talebiyle açılan işbu davada ispat yükü davacı taraf üzerinde olup, davacının senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekmektedir. Bu itibarla, anılan yasal düzenleme karşısında ispat yükü üzerinde bulunan davacının, senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran şahsın kötüniyetli veya iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiktiği, somut uyuşmazlık yönünden senede karşı senetle ispat kuralı gereğince yazılı deliller ile ispat yükü altında olan davacı tarafça anılan hususların ispatlanamadığı, davacı tarafça yemin deliline dayanılmış ise de HMK’nın 266/1-c maddesi gereğince ceza soruşturmasını gerektirecek vakıaların yemine konu edilemeyeceği anlaşılmakla; sübut bulmayan davanın reddine, takibin durması yönünde tedbir kararına hükmedilmemesi ve çekin istirdadı davalarında tazminat isteminin yasal dayanağının bulunmaması nedenleri ile davalı şirketin tazminat talebinin reddine dair hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılardan cüneyt şahna’nın; davacı hissedarı olduğu pluss oto çalışanı olduğu ve işçi olduğu sırada davaya konu çekin bu şahsa teslim edildiğini, tekne yapımıyla ilgili bir şirkette asgari ücretle çalışan ve bu şirkete ortak olduğunu hiçbir yazılı delille de ispat edemeyen işçinin bir anda “ortaklık” iddiasıyla bu çeklerin sahibi olduğunu ve “kendisine” tekne yaptırdığını iddia etmesi kötüniyetli olduğunu, davalılardan …’nın … aleyhine başlatmış olduğu işçilik alacağı ve sigortalılık tespit davaları da bu şahsın işçi olduğunu iddia ve ikrar ettiğini ortaya koyduğunu, …’nın çekin ödemesiyle ilgili tekneyi yaptıracak maddi gücü olmadığını, …’nun daha önce de tekne yapımı işiyle uğraştığı yazılı delillerle sabit olduğunu, … aleyhine başlatıldığı iddia edilen icra takibi, sebebini bilinmeyen şekilde feragat nedeniyle sonlanmış olup bir muvazaa olduğunu, istirdadı talep edilen çek ile ilgili; üzerindeki tedbir kalkar kalkmaz davalı tarafından davacı aleyhine çok önce başlatılan bir takibe ilişkin bir ödeme emri tebliğ edildiğini ve çek meblağının davacı tarafından ödenmek durumunda kalındığını, müvekkil tarafından açılan icra memurunu şikâyet davası devam ettiğini, pluss oto tarafından tekne yapımı için keşide edilen ve daha sonra davacı tarafından da cirolanan ve iade edilmeyen … Bankası çekinin iadesini talep ettiğini beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, rızası hilafına elden çıkan çek istirdatı, davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalıların yetkili hamil olup olmadıkları noktasındadır. Dava konusu çek, dava dışı … Ltd. Şti. tarafından davacı … lehine 31/05/2016 tarihinde 15.000,00 TL bedelli olarak keşide edilmiştir. Çekte sırasıyla lehtar …, davalı …, davalı … Ltd Şti., … Ltd. Şti. Ve … A.Ş.’nin ciroları bulunmaktadır. Çek 31/05/2016 tarihinde ibraz edilmiş, ancak İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/533 esas sayılı dosyasında konulan ödeme yasağı nedeniyle ödenememiştir. 6102 sayılı TTK’nın 763. maddesine göre, elden çıkan kıymetli evrakın ortaya çıkması halinde senedi elinde bulundurana karşı iade davası açılabilir. Hakkında zayi nedeniyle iptali istenen çekin davalı … tarafından icra takibine konu edildiği anlaşılmaktadır. TTK’nın 792. Maddesine göre, çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790 ıncı maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. TTK’nın 790. maddesine göre ise, cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır. Çizilmiş cirolar yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, bu son ciroyu imzalayan kişi çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır. Davalı … bir dönem davacının da ortağı olduğu … Ltd. Şti.’de çalışmış ise de, bu şirketin müdürü … olup, davacı ile davalı … arasında iş akdine dayalı bir bağ bulunmamaktadır. Davalı … Ltd Şti. İle davalı …’nın dilekçeleri ekinde sunulan çek suretlerine göre, … ve …’un lehtarı olup ciroladıkları çeklerde sonraki cironun davalı …’ya ait olduğu, hatta …’un davalı … lehine çekler keşide ettiği görülmektedir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazılarak 2016/113248 soruşturma sayılı dosyasında, müştekiler … ve … tarafından şüpheliler … ve … hakkında yapılan şikayet sonucunda, Dosya kapsamında bulunan müşteki, şüpheli ve tanık beyanları, ihtarlar, sözleşmeler, fotoğraflar ve dosya kapsamında bulunan diğer tutanak ve belgeler birlikte incelendiğinde, müşteki ile şüphelinin ortak oldukları, ortaklıklarının sonra ermesi nedeniyle aralarında ihtilaf bulunduğu, dinlenen tanıkların şüphelileri doğruladığı, ihtilafın hukuki nitelikte olduğu, şikayette konu olayların soruşturma yapmayı gerektirecek mahiyette olmadığı anlaşılmakla kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir. Bu karara yapılan itiraz 25/04/2017 tarihinde Sulh Ceza Hakimliğince reddedilmiştir.Davaya konu çekte, davacının cirosu bulunmakta olup imzası da inkar edilmemiştir. Dolayısıyla çekte düzgün bir ciro silsilesi bulunmaktadır. Davacı taraf, davalıların dava konusu çeki davacının zararına olarak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduklarını ve/veya iktisapta ağır bir kusurları bulunduğunu da ispatlayamamıştır. Dolayısıyla mahkemece davanın reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Başlangıçta davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,4‬0 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 01/04/2021