Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/25 E. 2020/128 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/25
KARAR NO : 2020/128
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2018
NUMARASI : 2017/353 Esas 2018/539 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Taraflar arasındaki iplik alım satımı nedeniyle oluşun cari hesaptan 83.662.15 USD kur farkı alacağı bulunduğunu, Bursa ….noterliğinden gönderilen ihtarname ile alacağın ödenmesi istendiyse de, ödeme yapılmadığını bu nedenle Bursa ….İcra dairesinin … E sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalının haksız itiraz ile durdurulan takibe itirazın iptali ile devamına ve alacağın % 20 si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında, alacağın dayanağı olarak ihtarnamenin gösterildiği, varlığı ileri sürülen kur farkı faturalarının açıklanmadığı gibi ibraz da edilmediği, davacı ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında tüm borcun ödendiği, yapılan ödemelerin davacı tarafından ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin alındığı, kur farkına ilişkin bir sözleşme olmadığı ayrıca bu konuda bir teamülün de bulunmadığını belirterek haksız davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasında kur farkı ödemesine ilişkin teamülün oluşması nedeniyle davacının 83.622.15 USD kur farkı alacağının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İş bu davada hüküm altına alınan 04/11/2013 tarihli … numaralı 9.296.24 TL bedelli, 30/11/2013 tarih … nolu 3.445.73 TL bedelli ve 12/12/2013 tarihli … nolu 15.368.30 TL miktarındaki fatura bedellerinin Bakırköy 3.Ticaret Mahkemesinin 2014/116 E. Sayılı dosyasında da dava konusu olduğunu ve mahkeme kararı doğrultusunda Bakırköy …. İcra müd. … E. Sayılı dosyasına 28-01-2016 tarihinde ödendiğini, anılan mahkeme dosyasının karar düzeltme aşamasında olduğunu ,derdestlik itirazının dikkate alınmadığı,Davacı tarafa ödenmeye çek borcunun bulunmadığı, bu hususun banka kayıtları ile sabit olduğunu, bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı,İcra takibinin hangi kur farkı faturalarına dayandığının anlaşılamadığı, ihtarnamede de gösterilmediği sadece cari hesaptan kur farkı alacağı denildiği, taraflar arasında kur farkı anlaşması bulunmadığı, ticari ilişkide faturaların döviz satış kuru üzerinden düzenleneceğinin öngörüldüğü geç ödeme halinde kur farkı ödeneceğine dair bir anlaşmanın olmadığı, davacının, alacağını teslim tarihi itibarıyla TL ye çevirdiğinden artık kur farkının dahi olamayacağını, USD üzerinden kur farkı alacağı olduğunun iddia edildiği oysa döviz cinsinden kur farkı faturası kesilemeyeceği ileri sürülerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesapta kur farkından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.İİK. 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasında; usulüne uygun yapılmış ve itiraz edilmiş icra takibinin bulunması dava şartıdır. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas – 2018/633 Karar sayılı ilamı).Kur farkı alacağının istenebilmesi için, taraflar arasında kur farkının ödeneceğine ilişkin bir sözleşmenin veya dövize endeksli bir ticari ilişkinin bulunması gerekir. Yabancı para üzerinden kurulan temel ilişkide, fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki fark varsa bu fark kur farkı alacağıdır. Bu nitelikteki bir alacağın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranmaz. Kur farkı alacağı fatura tarihi ile ödeme tarihi arasındaki farktan kaynaklanan alacak olduğundan ancak TL olarak istenebilir. Davacı taraf, cari hesapta davalıdan 83.662.15 USD kur farkı alacağı olduğunu iddia etmiş, davalı ise davanın reddini savunmuştur.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ve bu karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut olayda,davacı takip dayanağı kur farkı alacağı 83.662,15 USD kur farkı alacağının ödenmesi ihtarına yönelik 23/11/2015 tarihli ihtarname olarak göstermiş , takip talebine kur farkı faturalarını eklememiş ise de yargılama sırasında alacağının dayanağı olduğunu iddia ettiği 12 adet TL üzerinden düzenlenen faturayı dosyaya ibraz ettiği anlaşılmıştır. Kur farkı alacağına dayanak olan ve yargılama sırasında dosyaya sunulan 12 adet kur farkı faturasının TL üzerinden düzenlenmesine rağmen davacı taraf icra takibini USD üzerinden yapmış ve mahkemece kur farkı alacağı USD olarak hüküm altına alınmıştır. Davacı TL üzerinden düzenlediği kur farkı faturasını USD üzerinden icra takibi başlatıp alacak talebinde bulunması mümkün olmadığından , takibe sıkı sıkıya bağlı itirazın iptaline ilişkin davada usulüne uygun yapılmış bir icra takibi bulunmadığının kabulü gerekmiştir. Bu durumda göre mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerekirken yazılı gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulnmamıştır.Açıklanan nedenlerle dosyada yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ; itirazın iptali davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle:Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/353 Esas- 2018/539 Karar sayılı ve 29/05/2018 Tarihli kararının HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; 1-Davanın İİK. 67 .ve HMK 114-(2) maddeleri uyarınca usulüne uygun yapılmış icra takibinin bulunması dava şartıdır yokluğu nedeniyle HMK. 115. maddesi uyarınca USULDEN REDDİNE 2-Alınması gerekli 54,40-TL harcın; davacı tarafından peşin yatırılan 2.819,39- TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.765,-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılması,4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, AAÜT uyarınca hesaplanan 3.400-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Davalı tarafından yapılan 36,-TL yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, 6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının taraflara iadesine”7-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;a-Davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 4.101,-TL istinaf peşin karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 8-Gerekçeli kararın HMK.’nun 359-(3) maddesi uyarınca taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 08/10/2020