Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/246 E. 2021/489 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/246
KARAR NO: 2021/489
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/10/2018
NUMARASI: 2015/923 Esas – 2018/1038 Karar
DAVA: Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/04/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile … A.Ş’nin taşeron taşıma şirketi … arasında yurtiçi karayolu taşıma sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmeye göre müvekkili şirketin davalı …iıİn alt yüklenicisi olarak, bedeli karşılığında … A.Ş’nin mallarını taşıma işlerini gerçekleştirdiğini, alt taşıyıcı olarak da müvekkili şirketin … isimli kişiye verdiğini, … plakalı aracına … A.Ş’ ne ait domates salça konservelerini yüklenen bu alt taşıyıcı …’ın, fabrika çıkışında meydana gelen kazada aracı devirdiğini ve taşman salça konservelerinin zarar gördüğünü, müvekkili şirket ile arasında taşıma sözleşmesi bulunan …nin kazada hasar gören kamyon kafasındaki salça tutarı olan 33.976,86 TL tazminatı müvekkili şirketin cari hesabından keserek tahsil ettiğini, müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı miktarın dikkate alındığında davalı …lehine 33.976,86 TL – 9.140,61 TL = 24.836.25 TL tutarında sebepsiz zenginleşme, müvekkili aleyhine ise aynı miktarda fakirleşme meydana geldiğini belirtmiş olup, 24.836,25 TL zararın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre müvekkili şirketin cari hesabından tahsil olunduğu 18.10.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirket ile dava dışı … A.Ş arasında inualanan 04.07.2008 tarihli Karayolu Taşıma sözleşmesi uyarınca …’ın bildirdiği yurtiçi ve yurt dışı noktalarından yüklenecek hammadde yan mamul ambalaj, makine, teçhizat ve mamul maddenin, …’ın tedarik edeceği araçlar ile belirlenen fiyatlar çerçevesinde taşınması hususunda anlaştıklarını, 22.09.2015 günü …’a ait yükün, davacı … tarafından tedarik edilen … plakalı araç sahibi …’ııı sevk ve idaresinde Bandırma istikametinden Manyas istikametine doğru seyir halinde iken maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın akabinde .. firması tarafından 22.04.2011 tarihinde detaylandırılan maluliyet raporunda hasarlanmış ürün adedi ve toplam hasar bedelinin 33.976,86 TL olarak tespit edildiğini, davacının, müvekkili tarafından kendisine gönderilen 33.976,86 TL’nin sürücü …’dan tahsil edilebileceğini düşündüğü 9,140,61 TL mahsup edilmek sureti ile geriye kalan 24,836,25 TL tutarında sebepsiz zenginleştiği yönündeki iddialarının hukuken bir geçerliliğinin olmadığını belirtmiş olup, davanın hasar gören ürünlerin tüm bilgi, belge, evrak ve kayıtlarının dava dışı … A.ş firmasında bilgisi dahilinde olmasından bahisle ilgili firmaya ihbarına, zamanaşımı itirazları, davaya esas ilişkin beyanları ve davacının ödemek zorunda kaldığını iddia ettiği bedele ilişkin müvekkili arasında herhangi bir nedensellik bağı bulunmamasından dolayı davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “Davaya konu kazanın dava dışı …’a ait malların taşınması sırasında meydana geldiği, ilk taşıyıcının davalı …, davacı taşıyıcının ara taşıyıcı olduğu, dava dışı …’ın son taşıma işini yapan fiili taşıyıcı olduğu sabit olup; Yargıtay onaması ile kesinleşen Manyas Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/158 esas sayılı dosyası incelendiğinde; dava dışı …’ın tamamen kusurlu olduğu anlaşılmış; hasar bedeli de Yargıtay denetiminden geçmekle kesinleşmiştir. Yargıtay denetimi ile onanan 06.03.2013 tarihli makine mühendisi, gıda mühendisi ve ticaret hukukçusu bilirkişi heyetinin raporu ile emtiaya verilen zarar 9.140,61 TL olarak tespit edilmiş olup; mahkememizde görülen davaya konu olayda zarar bedeli Yargıtay denetiminden geçmekle 9.140,61 TL olarak tespit edilmiştir. Yargıtay ilamı karşısında; Mahkememizde görülen davada yeniden hasar tespiti yaptırılmamıştır. Davacı ile davalı arasında imzalanan 03.05.2010 tarihli Yurtiçi Karayolu Taşıma Sözleşmesinin Zararların Tazmini maddesinden ” Taşeronun malın tesliminden alınmasından, müşteriye teslimine kadar olan süre içerisinde, taşıma sırasında oluşacak ve mücbir sebep dışındaki taşınan yüke ilişkin her türlü hasar, zayi ve ziyandan sorumludur.” hükmünü içerdiği, dolayısıyla …’ın dava dışı …’ın zararından davalıya sorumlu olduğu, bu zararın Yargıtay denetimi ile 9.140,61 TL olarak tespit edildiği, davacı tarafından hasar nedeniyle davalıya 18.10.2010 tarihinde fazlaca 24.826,25 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiş olup; 24.826,25 TL alacağın ödemenin yapıldığı 18.10.2010 tarihinden itibaren talep gibi yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafı olmadığı bir davanın kararının hükme esas alındığını, bu karardaki hasar tespitine hiçbir surette itiraz edemeyen, delil ikame edemeyen davalının savunma hakkının kısıtlandığını, asli kusurlu olarak fiili taşıyıcı konumunda olan şoför …’ın tespit edildiğini, taraf olmadığımız davada yapılan hasar hesaplamasında yine dava dışı taşıtan … firmasının sunabileceği bilgi ve belgelerin değerlendirilmediğini, farazi ve tahmine dayalı şekilde bir kısım salçaların yeniden ambalajlanarak üretime sokulabileceğinin tespit edildiğini, yeniden ambalajlandığı ve üretime sokulduğu iddia edilen salçaların toplam maliyetlerinin 24.826,25 TL olarak hesaplandığını, bu miktar da …’ın …’a rücu ettiği miktardan düşüldüğünü, Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen kararın, yalnızca fiili taşıyıcı … ile ara taşıyıcı … arasında hüküm ifade ettiğini, İstinaf talebimize konu yerel mahkeme, hükmüne gerekçe olarak yalnızca bu kararı göstermişse de; sebepsiz zenginleşmenin şartlarını gereği gibi tetkik etmediğini, yine bu karardaki kusur oranını değerlendirmediğini, farazi hesaplamalarda salçaların yeniden üretime sokulabileceği varsayımıyla hareket edildiğini oysaki bu salçalar yeniden üretime sokulamadığını, omsan’ın mirzalar’a fatura ettiği üzere 33.976,86 tl’lik zarar oluştuğunu, sebepsiz zenginleşme iddiasının eksik gerekçeyle kabul edilmediğini, Ne davalı şirketin ne de ihbar olunan …’ın 24.826,25 TL tutarında zenginleşmediklerini, sebepsiz zenginleşme iddiasına dayanan taleplerin zamanaşımına uğradığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma sözleşmesi kapsamında fazla ödendiği iddia olunan hasar bedelinin istirdatı davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, fazla ödeme bulunup, bulunmadığı, davalının davacı aleyhine sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği, talebin zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasındadır. Taşımaya konu emtianın hasarlanması nedeni ile ödenen hasar bedelin iadesi talebini içeren dava, fazla ödemenin öğrenildiği Manyas Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/158 esas sayılı dosyasında verilen karar tarihi ve bu kararın onanması tarihi itibariyle dava zamanaşımına uğramadığı gibi, dava temelinde taşıma sözleşmesinden kaynaklı olup 6098 sayılı TBK’nun 146. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan mahkemece işin esasına girilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Dava dışı … ile davalı … arasında akdedilen Karayolu Taşıma Sözleşmesi kapsamında davacı ile davalı … arasında 03.05.2010 tarihinde 01.04.2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere …’a ait mamullerin taşınmasına ilişkin olarak Lojistik Hizmet Sözleşmesi imzalanmıştır. Ayrıca bu sözleşmenin eki olarak da taraflar arasında 01.04.2010-01.04.2011 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Yurtiçi Karayolu Taşıma Sözleşmesi imzalanmıştır. Dava dışı … tarafından dava dışı … A.Ş.’ye gönderilen 3168 adet domates salçasının taşınması işi ise, 22.09.2010 tarih ve 4842 taşıma sözleşmesi ile davacı tarafından dava dışı …’a verilmiştir. 22.09.2010 tarihinde …’a ait … plakalı araç aynı tarihte tek taraflı olarak kaza yapmıştır. Dava dışı … maliyet çalışmasına göre, hasarlı miktar 3.086 adet olarak belirlenmiş ve hasar tutarı 33.976,86 TL olarak tespit edilmiştir. … tarafından hasar bedeli açıklaması ile 22.09.2010 tarih ve … nolu 33.976,86 TL davalı …’ye fatura edilmiş, davalı … tarafından ise .. … FT. 22.09.2010 TRH hasar bedeli açıklaması ile 18.10.2010 tarih ve … nolu 33.976,86 TL davacıya fatura edilmiştir. Davacının ticari kayıtlarına göre 18.10.2010 tarih ve … numaralı … Tarafından düzenlenen 33.976,86 TL’lik bedel davacı … Ltd. Şti. alacağından 20.10.2010 tarih ve … yevmiye numarası ile kaydedilerek düşülmüştür. Davacı tarafından davalı …’ye ödenen bedelin …’a rücu edilmesine ilişkin olarak Manyas Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/158 esas sayılı dosyasında açılan davada, oluşan zararın 9.140,61 TL olduğu tespit edilerek bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş, …’ın temyizi üzerine karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/15360 E. 2016/2489 K. Sayılı kararı ile onanarak kesinleşmiştir. Manyas Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/158 esas sayılı dosyasında bulunan ve … kaşesi ile düzenlenen tutanakta, kaza mahallinden toplanan domates salçalarının fabrikaya getirildiği, 82 adet sağlam, 3063 adet yamuk, 11 adet imhalık ve 12 adet kayıp miktar olduğu belirlenmiştir. Ayrıca bu dosyaya sunulan bilirkişi raporunda, bir örneği dosyada bulunan Torbalı İlçe Tarım Müdürlüğü’nün tutanak ve ekleri ile …’a hitaben yazdığı yazıdan davaya konu edilen 5/1 domates salçasından 299 adedinin imha edildiği, 12 adet kayıp ürün ilavesi ile birlikte 311 adeti …’ın hasara esas aldığı 3086 adetten düşüldüğünde 2775 adet ürünün imha edilmediği, buna göre bu salçaların tekrar üretime kazandırılması için ham madde ve yardımcı maliyet gerektirmeyeceği belirlenerek bunun dışındaki hususlarda … tarafından gönderilen maliyet tablosu esas alınarak zararın 9.140,61 TL olduğu tespit edilmiştir. Dava dışı … hasar çalışmasını yaparken, 11 adet imhalık ve 12 adet kayıp miktar olduğu belirlen tam hasarlı kısma yamuk olduğu belirlene 3063 adet ürün de ilave olunarak toplam 3086 adet ürün tamamen zayi olmuş gibi zarar tespit edilmiştir. Ancak sadece 299 adet ürünün imha edildiği anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın 880/2. maddesi uyarınca taşınan eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Davalı … ve dava dışı … Manyas Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/158 esas sayılı dosyasında taraf olmamakla birlikte, bu dosya, taşımaya konu emtiada oluşan zararın davalı … tarafından davacıya rücusu üzerine, davacı tarafından da dava dışı …’a rücu edilmesine ilişkin olarak açıldığına göre, Manyas Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/158 esas sayılı dosyasının eldeki dava yönünden kuvvetli bir delil olacağı şüphesizdir. Bu davada zarar 9.140,61 TL olarak tespit edildiğine göre, davacıdan tahsil edilen 33.976,86 TL’den bu miktar mahsup edildiğinde 24.836,25 TL’nin fazladan tahsil edildiği anlaşılmaktadır. Her ne kadar salçaların yeniden üretime sokulamadığı savunulmuş ise de, Manyas Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/158 esas sayılı dosyasında, …’a müzekkere yazılarak davaya konu taşımaya ilişkin yaşanan kaza nedeni ile tanzim olunan tüm belgelerin gönderilmesi istenmiş ancak, müzekkere cevabında gönderilen belgeler arasında yamuk 3063 adet ürüne ilişkin bir imha tutanağı gönderilmemiştir. Aynı şekilde ihbar olunan … tanınmış ve kalite konusunda çok hassas bir firma olması nedeniyle ürünlerin yeniden kullanılmasının ve sovtajının mümkün olmadığı beyan edilmekle birlikte yamuk olduğu belirlenen 3063 adet ürüne ilişkin herhangi bir imha tutanağı sunulmamıştır. Dolayısıyla bu beyanlara itibar edilmesi mümkün değildir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırılan istinaf karar harcı 425,00 TL’nin alınması gerekli olan 1.696,56 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.271,56 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Karardan sonra davacı yan gider avansından karşılanan 70,35 TL posta ve tebligat masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 15/04/2021