Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/243 E. 2021/423 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/243
KARAR NO: 2021/423
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/09/2018
NUMARASI: 2016/146 Esas – 2018/859 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2021
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması uterine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında 17/01/2016 tarihinde bir protokol imzalanarak bir takım gayrimenkullerin karşılıklı devrinin kararlaştırıldığını, bu devirlerin teminatı olarak müvekkilinden bono alındığını, bononun protokolün teminatı olup, bononun arkasında teminat bonusu olduğu ibaresinin mevcut olduğunu, protokol gereğince, … projesinden davalının müvekkiline dükkan vereceği düşünülürken müvekkilinin … projesinden direk bedeli karşılığında dükkan aldığını anladığını, yani davalının bu dükkanı müvekkiline vereceğini ve müvekkilinin dükkan karşılığı bu değer kadar davalıya gayrimenkul vereceğini ve bu devirler olana kadar da 2.550.000-TL bedelli teminat bonosunun düzenlediğini, ancak aslında davalının müvekkile “benim” dediği gayrimenkulün davalıya ait olmayıp projeden proje sahibince gayrimenkulün bedelinin müvekkilince ödenerek satıldığının anlaşıldığını, müvekkilinin iş bu satış işleminden vazgeçtiğini ve … projesini satan firmaya noter ihtarı ile bildirerek tüketici yasası gereği cayma hakkını kullandığını ihbar ettiğini, davalıya elinde haksız bulundurduğu 2.550.000-TL bedelli teminat bonosunu 3. Kişiye vermemesini ve bedelsiz bonoyu iade etmesini ihtar ettiğini, fakat davalının bonoyu iade etmediğini ileri sürerek müvekkili adına düzenlenmiş 2.550.000-TL bedelli ve arkasında yer alan “teminattır” ibareli bononun bedelsiz olması nedeni ile bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin Erzurum’da faaliyet gösteren şirkette inşaat taahhüt işler ile iştigal ettiğini İzmir’de DSİ … İnşaatı ve İstanbul’da kat karşılığı inşaat işleriyle uğraştığını, 2015’de …’ın … şirketindeki tüm hisselerinin devrini temin için şirket ortağı …’e … isimli kişiye vekaletname düzenlediğini, bu vekaletnameyle kullanılmak sretiyle …’ün şirket hisselerinin bilabedel devredildiğini, ticaret sicilde yayınladığını, …’ın şirket hisselerinin devri karşılığında devire esas alınan meblağ da dahil olmak üzere herhangi bir hisse bedeli almadığını, bu devir işleminden yaklaşık 20 gün geçtikten sonra …’ün babası ve ağabeyi ile birlikte tüm hisseleri …’a vermek istediklerini, şirketin bankalarda kullandığı tüm kredilerin teminatı olan gayrimenkul ipoteklerinin kaldırılması karşılığında bunu gerçekleştirebileceklerini, yaklaşık 1.600.000-TL’ye tekabül eden bu kısma istinaden tüm hissleri …’a devredebileceklerini bildirdiklerini, 2.550.000-TL olarak belirlenen gayrimenkuller karşılığında, İstanbul, Bakırköy, Ataköy, … Projesi 94m² işyeri maliki …ederi 3.350.000-TL olarak belirlenen gayrimenkulün devrinin gerçekleşeceğinin kararlaştırıldığını, bu sözleşmede sunduğu 3.350.000-TL ederli gayrimenkul ile …’ün sunduğu 2.550.000-TL ederli gayrimenkuller arasındaki 800.000-TL’nin …’e ödenmesinin 23/12/2015 tarihinde yapımlan sözleşmede kararlaştırıldığını, …’ün hem noter sözleşmesiyle alıp tescil ettirmediği ve ettirdiği tüm şirket hisselerini …’a devretmeyi taahhüt ettiği gibi teminat ipoteği tesis edilen gayrimenkullerin üzerinde … şirketine ait borçlar dışındaki tüm borçları temizleyerek tapularını …’e devretmeyi taahhüt ettiğini, şirket hisselerinin … tarafından …’a sözleşmeden bir hafta sonra … tarafından …’ın kullandığı telefon aranmak ve mesaj çekilmek suretiyle tehditler, küfürler ve hakaretler ile ölümle tehditler yapılmaya başlandığını, …’in bu konuşmaya ve mesajlara görgü ile şahit olduğunu, … ve …’ün …’in sözleşmeyi feshetmesini istemediklerini, durumu düzeltebileceklerini, sözleşmeyi hayata geçirmeleri halinde sorunların düzelebileceğini söylediklerini, 17/01/2016 tarihli sözleşmenin … ve … ile … arasında hazırlandığını, …’ün sözleşmeyi imzalamadığını, … ile … arasında … projesinin 127,02 m² büyüklüğündeki taşınmazın hissesisinin devrinin direkt … tarafından … Tic. Ltd. Şti’ne Beyoğlu … Noterliğinin 19/01/2016 tarihli ve … yevmiye numaralı işlemi ilye gerçekleştirildiğini, taşınmazın hisse değeri 4.632.000-TL olarak belirlenmiş ise de vergiler dahil toplam peşin tutarın sözleşme üzerinde 2.735.240-TL olarak belirtildiğini, …’ün karşılıklı görüşmeler ve telefon görüşmelerinde hastalıklı ve yaşlı oluşu nedeniyle 15 günlük süre içinde işlemleri yerine getirmekte zorlandığını beyan ettiğini, …’i ve …’i vekil tayin etmek suretiyle iki taşınmazın satışının temini için vekaletname düzenleyerek vermiş ise de tapuda taşınmazların devrinin üzerindeki birçok icra bulunması ve satışa arz şerhlerinin bulunması nedeniyle mümkün olamayacağı söylendiğinden vekaletname ile satış gerçekleşemediğini, 17/01/2016 tarihli sözleşmeden cayma beyanının hiçbir haklı ve hukuki gerekçesi ve geçerliliği bulunmadığını, … kapsamındaki hisse devir edimini yerine getirdiğini, cayma beyanını kabul etmediğini, sözleşmedeki sorumluluklarını yerine getirmesini, aksi taktirde teminat senedini tedavüle sunacağını veya paraya çevireceğini ihtaren ve ihbaren bildirdiğini belirterek davanın reddine, dava miktarının %100’ü nispetinde davalı lehine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davaya konu 19/01/2016 düzenleme tarihli, 04/02/2016 vade tarihli, 2.550.000,00 TL. bedelli ve arkasında “işbu senet protokol dahilindeki gibi teminat için verilmiştir. Tapuların tamamı verildiğinde bu senet iade edilecektir. … imzasını taşıyan” senetten dolayı alacaklı olduğunu ispat yükü davalı tarafa ait olup, davalı teminat senedi ibaresi yer alan ve taraflar arasındaki protokole göre düzenlendiği anlaşılan senedin teminat senedi olmadığı ve bu senetten dolayı davacıdan alacaklı olduğuna dair dosyaya yeterli ve inandırıcı delil sunamadığından davacının menfi tespit talebinin yerinde olduğu, gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen borçlusu …, lehtarı … olan, 19/01/2016 düzenleme tarihli, 04/02/2016 keşide tarihli, 2.550.000,00 TL bedelli senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verildiği halde, müvekkili tarafından yatırılan 29,20 TL peşin harç ve 43.520,00 TL tamamlama harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesi şeklinde hüküm kurulması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının yargılama giderleri yönünden düzeltilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekilinin istinafı yargılama giderlerine yöneliktir. Yargılama harç ve giderleri, bazı istisnai haller dışında kural olarak davada haksız çıkan tarafa yüklenir (HMK m.326). Yargılama giderlerinin neler olduğu HMK m. 323’de sayılmış ve bunlar arasında, başvurma, karar ve ilam harçları da yargılama giderleri arasında gösterilmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verildiği halde, davacı tarafından başlangıçta yatırılan 29,20 TL peşin ve 43.520,00 TL tamamlama harcının yargılama gideri olarak hüküm fıkrasında belirtilmemiş olduğundan, ilk derece mahkemesinin kararının yargılama giderleri yönünden düzeltilmesi gerekmiştir. Açıklanan bu nedenlerle, dosyanın incelenmesinde, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca, kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının düzeltilmesi görüşündeyim.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin İstinaf talebinin KABULÜ İLE; İstinafa konu mahkeme kararının HMK’nın 353/(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KABULÜ ile davacının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında takibe konu edilen borçlusu …, lehtarı … olan, 19/01/2016 düzenleme tarihli, 04/02/2016 keşide tarihli, 2.550.000,00 TL bedelli senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2-İlk Derece Mahkemesinin 29/02/2016 tarihli kararı ile konulmuş olan tedbir kararı 22/02/2017 tarihli duruşmasında kaldırılmış olduğundan ve teminat mektubu iade edildiğinden bu konuda karar vermeye yer olmadığına, 3- Alınması gereken 174.190,50-TL karar harcına karşılık peşin alınan 29,20-TL harç ve 43.520,00-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 130.641,30-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, 4-29,20 TL peşin ve 43.520,00 TL tamamlama harcı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından sarf olunan 210,00-TL tebligat ve müzekkere giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı tarafından sarf olunan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 7-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 88.450,00-TL nisbi avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, İstinafa ilişkin olarak; a-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 98,10 TL, posta ve tebligat gideri 67,00 TL olmak üzere toplam 165,10 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine 7-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.