Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/240 E. 2021/375 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/240
KARAR NO : 2021/375
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI : 2014/1339 Esas – 2018/780 Karar
DAVA: Tespit-Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/03/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin babası … 06/05/1994 tarihinde vefat ettiğini, davalı bankaya ait olup ancak 2014 yılında bulunan davaya konu hisse senetlerinin müvekkilleri tarafından ibraz edildiğinde zamanaşımına uğradığının bildirildiğini, mülkiyet hakkının zamanaşımına uğramayacağını, Sermaye Piyasası Kanunun 13/4 maddesi uyarınca, zaman aşımı definin yersiz olduğunu, anılan yasa maddesinin anayasaya aykırı olduğunu ve müvekkilerine uygulanamayacağını, müvekkillerinin haklarına SPK 13/4 maddesi uyarınca el konulmasının riskleri karşılanan şirketler açısından sebebepsiz zenginleşme oluşturacağını, bu durumun Anayasa ve Evrensel Hukuk Kurallarına aykırı olduğunu, SPK nın 13/4 maddesi ile sermaye piyasası üzerindeki araçların hakları son bulacağının kabul edildiği 7 yıllık sürenin, araçların kayden izlenmeye başlandığı tarihten başlatılmasının kabul edilemeyeceğini, bu sürenin bitiminden itibaren YTM tarafından hisse senetleri satışları takip edilerek mülkiyet hakkının kanıtlanması durumunda hak iadesi yapılmasını sağlayacak yeni bir yasal düzenleme gerektiğini, SPK nın hisse senedi üzerindeki hakları SPK 83/4 maddesi uyarınca devredildiğini, Yatırımcıyı Tanzim Merkezine ilişkin yönetmeliğin 22.maddesinde zamanaşımının düzenlendiğini, müvekkillerine ve murise miras bırakana ait hesapların YTM’ne devredileceğine ilişkin bir bildirimde bulunulmadığını, bu nedenle zamanaşımının gerçekleşmediğini, 7 yıllık zamanaşımı süresinin müvekkilleri için dolmuş olduğunu belirterek davaya konu yapılan ve YTM’ne devredilen hisse senetlerinin müvekkillerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP : Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde ve özetle; mirasçılar arasında el birliği mülkiyet hakkına dayalı zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğunu, tüm mirasçılar tarafından birlikte dava açılması gerektiğini, müvekkilinin bu davada taraf olma sıfatının bulunmadığını, 6362 sayılı SPK nın 13/4 maddesi gereğince işlem yapılarak süresi içerisinde kaydıleştirilmek üzere müvekkil bankaya ibraz edilmeyen hisse senetlerinin YTM’ne intikal ettiğini, bu nedenle haklarındaki davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, tespit davası açmakta hukuki yararın bulunmadığını, yasal düzenlemeler çerçevesinde işlem yapıldığını belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı Yatırımca; Tazmin merkezi cevap dilekçesinde ve özetle; 31/12/2012 tarihinde 28513 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6362 sayılı SPK nın 13/4 maddesi geriğince işlem yapıldığını, 2005 yılı itibarıyla kaydıleştirilmesine karar verilen tüm sermaye piyasası araçlarının mülkiyetinin 31/12/2012 tarihinde kendiliğinden YTM’ne intikal ettiğini, davacılar tarafından kaydıleştirilme sürecinin başlatıldığı 28/11/2005 tarihinden itibaren herhangi bir işlem yapılmadığını, verilmesi gereken belgelerin kuruma teslim edilmediğini, kaydıleştirme işlemi tamamlanmadan herhangi bir hukuki işlem yapılamayacağını, detaylı listelerin kurul tarafından ilan edilerek internet sitesinde yayınlandığını, Sermaye Piyasası Kurulunun davaya dahil edilmesi gerektiğini belirterek davanın haksızlığını savunmuş ve reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince dava hakkında, “dava konusu hisse senetlerinin 2499 sayılı SPK hükümleri gereği kaydıleştirildiği ve bütün hakları ile Yatırımcıyı Tazmin Merkezine aktarıldığı dava konusu işlemin yasal dayanağı olarak gösterilen 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunun 13/4 maddesi Anayasa Mahkemesinin 12/11/2015 tarih ve 29531 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 22/10/2015 tarih ve 2015/29-95 sayılı kararıyla kısmen iptal kararı üzerine Yatırımcı Tazmin Merkezi tarafından yatırımcılara yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esaslar hakkında yönetmelik” 07/09/2016 tarih ve 29824 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği ve anılan yönetmeliğin 5. Maddesi uyarınca belirtilen belgelerle birlikte YTM nin merkez adresine başvurmaları başvuru yapmaları zorunlu olduğunu davacılar ise yönetmelik hükümleri uyarınca ödeme yapılması için davadan feragata ilişkin taahhütname istenildiğini, bu nedenle başvurada bulunmayacaklarını belirttikleri ancak açıklanan yönetmelik hükümleri bu konuda davacılara seçimlik bir hakvermediği ve başvuruyu zorunlu kıldığıgerekçesiyle yönetmelik hükümlerine göre; davacıların ödeme talepleri konusunda davalı … tanzim merkezine başvurada bulunması zorunlu olduğu ve bu nedenle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacılara ait hisse senetleri ile gelirleri bilirkişilerce tespit edildiği halde belirlenen tutarın davalılarca kabul edilmediğin, davacıların Yönetmelik uyarınca davadan feragat ederek Yatırımcı Tazmin Merkezine başvurduklarında kendilerine yapılacak ödeme tutarını kabul etmek zorunda kalacaklarından büyük zarar göreceklerini, davacıların malik oldukları hisse senetlerine kendilerine hiçbir şekilde bilgi verilmeksizin el konulduğu için davayı açtıklarını, davalılar bilirkişilerce belirlenen değerleri kabul etmediklerinden, davanın konusuz kaldığının kabul edilemeyeceğini, bir an için esas hakkında karar verilmesine gerek bulunmadığı kabul edilse dahi, Hakimin davanın açıldığı tarihte tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmetmesi gerektiğini,(hmk md.331/1). mahkemece yasa hükmünün yerine getirilmediğini, davanın açılmasına davalılar sebep olduğu ve davacıların hiçbir kusuru bulunmadığı halde, yargılama giderlerinin davacıların üzerinde bırakılarak davalı vekili yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin yasa ve usule aykırı olduğundan bu hususları istinaf ederek, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Dava, Yatırımcı Tazmin Merkezi’ne devredilen hisse senetlerinin güncel değerinin tahsili istemli alacak davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunun 13. Maddesinin 4. Fıkrasının Kısmen İptali Üzerine Yatırımcı Tazmin Merkezi Tarafından Yatırımcılara Yapılacak Ödemelere İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in yürürlüğe girmesi ile davanın konusuz kalıp kalmadığı, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumu ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumluluk, noktasındadır.2499 sayılı mülga SPK’nın geçici 6 ve 6362 sayılı SPK’nın 13/4. maddesi ve geçici 8. Maddesi uyarınca Sermaye piyasası araçlarının senede bağlanmaksızın elektronik ortamda kayden ihracının esas olması kabul edilmiştir. Bu kapsamda 25/11/2005 tarihi itibariyle hisse senetlerinin kayden izlenmeye başlandığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmemesi halinde mülkiyeti 31/12/2012 tarihinde YTM’ye intikal edecektir. Davalı YTM vekilinin beyanlarına göre dava konusu hisse senetlerinin 2499 sayılı mülga SKK’nın 10/A maddesi uyarınca 28/11/2005 tarihinde kayden izlenmeye başlandığı ifade edilmiştir.Dava devam ederken, Anayasa Mahkemesi’nin 22/10/2015 tarihli ve E.: 2015/29, K.: 2015/95 sayılı Kararı ile 6362 sayılı SPK’nın 13/4. Maddesindeki “…ve katılma belgelerinin geri alımı yapılamaz” ibaresi ile dördüncü, beşinci ve altıncı cümlelerin iptaline karar verilmiştir.İptal kararından sonra 6704 sayılı Kanunun 28 md. İle 6362 sayılı SPK’ya eklenen geçici madde 10, “Kayden izlenmeye başlandığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmediği için mülkiyeti YTM’ye intikal etmiş olan sermaye piyasası araçlarının iadesi ile satışlarının yapılmış olması hâlinde bunların bedellerinin ödenmesi talebiyle yapılacak başvuruların ve başvuru üzerine hak sahiplerine YTM tarafından yapılacak ödemelerin usul ve esasları, hak sahiplerince teslim edilecek sermaye piyasası araçlarının iptal ve imha esasları ile ihraççıların bu başvurulara ilişkin yükümlülükleri Kurulca belirlenir. Şu kadar ki, YTM’ye intikal eden sermaye piyasası araçlarından; ilgili mevzuat uyarınca satışı yapılmamış olanlar aynen; satışı yapılmış olanlar ise, Kurulca belirlenen esaslar çerçevesinde hesaplanacak satış tutarları üzerinden nakden ödenir. Yapılacak ödemelerde, ilgili tutarın 4749 sayılı Kanunun 12 nci maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi sonucu YTM tarafından fiilen elde edilen getirinin ödenecek tutara isabet eden nemaları esas alınır.” şeklinde düzenlenmiştir.06/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Kanunun geçici 10 uncu maddesine dayanılarak çıkarılan 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 13 Üncü Maddesinin Dördüncü Fıkrasının Kısmen İptali Üzerine Yatırımcı Tazmin Merkezi Tarafından Yatırımcılara Yapılacak Ödemelere İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ise 07/09/2016 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.Yönetmelik’in 4/1. Maddesine göre, kayden izlenmeye başlandığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmediği için mülkiyeti YTM’ye intikal eden sermaye piyasası araçlarından; ilgili mevzuat uyarınca satışı yapılmamış olanlar 8 inci maddede belirtilen esaslar çerçevesinde aynen, satışı yapılmış olanlar ise 9 uncu maddedeki esaslar çerçevesinde belirlenen satış tutarları dikkate alınarak, 10 uncu maddede belirtilen nemaları ile birlikte, YTM’ye başvuran hak sahiplerine EK-1’de yer alan taahhütname ve ibraname alınmak kaydıyla ödenir. İkinci fıkrada ise ödeme için 5 inci maddede yer alan belgelerle birlikte YTM’ye başvurulmasının gerektiği düzenlenmiştir. Mahkemece Yönetmelik gereği YTM’ye başvuru zorunlu kabul edilerek davanın konusuz kaldığına karar verilmiş ise de, Yönetmelik’in 5(3)a-3 maddesinde, “açılmış olan davadan/icra takibinden feragat edileceğine ilişkin taahhütname” başvuruya eklenmesi gereken belgelerden sayılmış olup, Yönetmeliğin yürürlüğe girmiş olması tek başına davayı konusuz bırakmamaktadır. Zira YTM’ye başvuru için halen “feragat edileceğine ilişkin taahhütname” aranmaktadır. Bu nedenle mahkeme kararı yerinde görülmemiştir.Dosya kapsamı itibariyle davacı tarafın Yönetmelik yürürlüğe girdikten sonra davalı YTM’ye başvurduğuna ilişkin bir belgeye rastlanılmamıştır. O halde Mahkemece dava sırasında yürürlüğe giren Yönetmelik hükümleri uyarınca YTM’ye başvuruda bulunulmuş ise buna dair belgenin sunulması, başvuruda bulunulmamış ise YTM’ye başvuruda bulunulması için davacı tarafa uygun bir süre verilmeli ve yapılacak başvurunun sonucu beklenerek, sonuçta nizanın devam etmesi halinde, davanın esasına girilerek dava sonuçlandırılmalıdır.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılanistinaf incelemesi sonunda, Mahkemece hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 25/03/2021