Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/239
KARAR NO: 2021/490
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/12/2017
NUMARASI: 2016/161 Esas – 2017/929 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/04/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı asıl borçlu … A.Ş arasında bağıtlanan 03.02.2014 tarihli, 5.000.000,00 TL limitli, aynı tarihli, 1.000.000.,00 TL limitli ve 28.11.2013 tarihli, 1.500.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmelerine dayalı olarak adı geçen şirkete kredi açıldığını ve kullandırıldığını, davalının 7.500,000,00 TL limit ile bu borcun kefili olduğunu, kredi borcu ödenmediğinden hesabın kat edilerek tüm borçlulara ihtarname gönderildiğini, buna rağmen ödeme yapılmadığından haklarında yasal takibe geçildiğini, davalılının haksız ve dayanaksız itirazı ile takibi durdurduğunu, TBK 584.maddesi gereğince kefaletinin geçerli olduğunu belirterek itirazının iptali ile takibin devamını ve %20 den az olmamak üzere inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, ” davacı bankanın Etiler Şubesi ile dava dışı asıl borçlu … A.Ş arasında bağıtlanan 3 adette toplam 7.500.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmeleri uyarınca adı geçen şirkete kredi açıldığı ve kullandırıldığı, davalının bu sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, TBK 583.maddesine uygun olarak el yazısı ile belirtilen konuları açıkladığı, asıl borçlu şirketin ortağı ve yönetim kurulu başkanı olması nedeniyle, kefaleti icin eşin rızasına gerek olmadığından, TBK nın 584.maddesi uyarınca kefaletinin geçerli olduğu ve kefalet limiti kapsamın da kalan borçtan müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu tutulması gerektiği belirlenmiştir. Kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek 01.10.2014 tarihli ihtarname keşide edilmiş, ancak, sonrasında taraflar arasında borç tutarında mutabık kalınarak 26.12.2014 tarihli protokol imzalanmıştır. 3.113.000,00 TL tutarındaki toplam alacağın borçlu ve kefil tarfından kabul edildiği, ve taksitler halinde ödeneceği kararlaştılmıştır. Asıl borçlu hakkında İstanbul Anadolu 2 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1275 Esas ve 2015/968 Karar sayılı kararı ile 25.11.2015 tarihinden itibaren iflas kararı verilmiş olmakla protokol işlevliğini yitirmiştir.daha sonra yürütülen kredi ilişkisi sürecinde yeni bir kredi kullanımı söz konusu olup, 24.12.2015 tarihinde, hesap kat edilerek yeniden ihtarname keşide edilmiştir. Takip talebine bu ihtarname eses alınmıştır. İhtarnamenin tebliğine göre; asıl borçlu ve kefil yönünden temerüd tarihinin 30.12.2015 olduğu belirlenmiştir.buna göre yapılan hesaplama sonucunda davacı bankanın takip tarihi itibarıyla asıl borçlu şirketten toplam 3.634.062,97 TL tutarında alacaklı bulunduğu, asıl alacak tutarı olan 3.596.775,20 TL sına takip tarihinden itibaren yıllık %44,24 oranında temerrüd faizi yürütülebileceği, belirlenn toplam alacak tutarı davalının kefalet limiti kapsamında kaldığından TBK 589.maddesi hükmü gereğince ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, belirlenen toplam alacak tutarı üzerinden davalının takip dosyasındaki itirazının iptali gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki biçimde hüküm kurulmuştur. Davacı alacağı likit nitelikte olup, davalının itirazında haksız bulunduğu anlaşıldığından İ.İ.K.nun 67/2. maddesi hükmü gereğince takdiren tespit edilen miktarın % 20’si oranında icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması gerekmiştir.” gerekçesi ile davanın 3.634.062,97 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasındaki itirazın iptali talebiyle 3.690.348,18 TL olarak açılan davada, bilirkişi raporu ile alacağın eksik hesaplanarak ilk derece mahkemesince alacağın 3.634.062,97 TL kısmı için itirazın iptaline karar verildiğini, eksik hesaplamaya dayalı işbu karar doğrultusunda yargılama giderinin bir kısmı ve karşı vekalet ücretinin de üzerilerinde bırakıldığını, eksik hesaplamaya dayalı kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, mahkeme kararının bozulmasına, avukatlık ücreti, istinaf ve dava masraflarının davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredilerin ödenmemesi üzerine, kredi alacağının kefilden tahsili istemi ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı incelemeye dayalı olup olmadığı noktasındadır. Dava dışı müflis … A.Ş. İle davacı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerini davalı müteselsil kefil olarak imzalamıştır. 6100 sayılı HMK’nın MADDE 266/1. Maddesine göre; mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Taraflar, bilirkişi raporuna karşı itiraz edebilirler. HMK’nın 282. Maddesine göre de, hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Mahkemece itibar edilen bilirkişi raporunda, banka kayıtları üzerinde gerekli incelemeler yapılarak davacının kredi alacağı tespit edilmiştir. Bu haliyle bilirkişi raporu gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygundur. Ayrıca davacı vekili 20/06/2017 tarihli duruşmada rapora itirazları olmadığını, 14/11/2017 tarihli duruşmada da rapora göre karar verilmesini beyan ve talep etmiştir. Bu nedenle Mahkemece bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında, ayrıca davadaki haklılık durumuna göre tarafların yargılama masrafından sorumlu tutulmasına ve yargılamada kendini vekille temsi ettiren davalı yararına reddedilen kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Başlangıçta davacı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın, alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 15/04/2021