Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/23 E. 2020/384 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/23
KARAR NO : 2020/384
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2018
NUMARASI : 2015/746 Esas – 2018/640 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03.12.2020
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA : Davacı vekili, müvekkili şirketin dünya çapında temizlik ve sanitasyon alanlarında oldukça kapsamlı olarak hizmet veren “…” unvanlı kuruluşun Türkiye bölgesinde hizmet veren bir iştiraki olduğunu, 1991 tarihinde kurulan müvekkili şirketin, kendisi gibi aynı faaliyet alanında iştigal eden …AŞ’ni kül halinde birleşme suretiyle 30.09.2001 tarihinde devraldığını, davalının da bu adı geçen şirkette 07.03.1996 tarihinde belirsiz süreli iş hizmet akdi ile çalışmaya başlamış olup, Marmara bölgesinde satış ve pazarlama konularında ve aynı bölgede yeni müşteriler bulunması ile ürünlerin kullanımı konularında ilgili teknik ve hizmet birimlerinde görev aldığını, sözkonusu şirketin birleşme suretiyle devralınmasının sonucu olarak davalının iş sözleşmesinin müvekkili şirkete devredildiğini, davalı da müvekkili şirkette 23.12.2002 tarihi itibariyle “satış ve pazarlama müdürü (kıdemli müşteri müdürü)” unvanı ile görev aldığını, davalının 14.12.2014 tarihli istifa dilekçesi ile iş akdini feshettiğini, akabinde, 08.01.2015 tasdik tarihli ana sözleşmesi ile müvekkili şirket ile aynı faaliyet konusunda olan ve aynı faaliyet alanı sınırları içerisinde bulunan ….Ltd Şti’ni kurduğunu, böylece, müvekkili şirketin ticari sırlarını kullanmak suretiyle müvekkilinin müşteri portföyünde bulunan şirketlere fiyat teklifinde bulunarak ticari ilişki tesis ettiğini, ayrıca, davalının gerek hizmet akdinin devamı sırasında gerekse hizmet akdinin sonaermesinden sonra, müvekkili şirketin çalışanlarına iş teklifinde bulunarak müvekkili şirketten ayrılmaya teşvik ettiğini, görev yaptığı sırada kullandığı e-mail yazışmalarını silerek ürün üretim ve teknik diğer bilgileri içeren hususlara ilişkin e-mailleri kendi şahsi e-mail hesabına ileterek müvekkilinin ticari sırlarından haksız yere faydalandığını, böylece, davalının, iş sözleşmesinin özel şartlar başlıklı 10. Maddesinde yer alan rekabet etmeme yasağına ilişkin hükümlerini ihlal ettiğini, aynı zamanda, müvekkili şirketin müşteri portföyünde ve kazanç miktarlarında azalma olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin 1996 tarihinde … AŞ’de saha mühendisi olarak çalışmaya başladığını, bu şirketin davacı şirket tarafından 2001 yılında satın alınması üzerine, müvekkilinin çalışmasını davacı şirkette de devam ettiğini, 30.06.2010 tarihinde de emekli olduğunu, dolayısıyla iş akdinin bu nedenle feshettiğini, bundan 6 ay sonra davacı şirketle yeniden anlaşan müvekkilinin yeni bir iş akdi ile davacı şirket bünyesinde yeniden çalışmaya başladığını, ancak taraflar arasında yazılı bir iş akdinin yapılmadığını, dolayısıyla yazılı bir rekabet yasağı sözleşmesinin de bulunmadığını, rekabet yasağına içeren iş akdinin çoktan feshedilerek hukuki hükmünü yitirdiğini, kaldı ki bu sözleşmede yer alan rekabet yasağında, coğrafi bölge belirlemesinin yapılmadığını, işçinin ekonomik özgürlüğünü engeller nitelikte olduğunu, bu nedenlerle rekabet yasağının hukuken geçersiz olduğunu, davacının zararını yazılı delillerle kanıtlaması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalının, 01/02/2002 tarihinde, davacı … San. ve Tic. A.Ş.’de işe başladığı ve 30/06/2010 tarihinde bu şirketteki işten ayrıldığı ve 05/01/2011 tarihinde tekrar aynı şirkette (ünvanı: … San. ve Tic. A.Ş. olarak değişmiştir.) tekrar işe başladığı ve 29/12/2014 tarihinde işten ayrıldığı, TBK.nun. 446.maddesi hükmü uyarınca rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin geçerli sayılabilmesi için yazılı yapılmasının zorunlu bulunduğu, ayrıca, bu sözleşmenin yapıldığı sırada işçinin fiil ehliyetine sahip olması, işverenin korunmaya değer bir haklı menfaatinin olması ve işçinin ekonomik geleceğinin tehlikeye düşürülmemesi gerektiği, taraflar arasında akdedilen 24/05/2001 tarihli sözleşmede yer alan rekabet yasağına ilişkin düzenlemenin konu bakımından sınırlandırılmamış olduğu, sözleşmedeki rekabet yasağı düzenlemesinin TBK.m.444-445.maddeleri uyarınca hukuken geçerli olamayacağı, 24/05/2001 tarihli hizmet akdindeki rekabet yasağı sözleşmesinin geçerli olduğu varsayımında dâhi iş sözleşmesinin sona ermesi ile davalının yeni bir şirket kurması arasında (2) yıldan fazla süre bulunması sebebiyle, davacının talebinin kabul edilemeyeceği, davalı, 05/01/2011 tarihinde tekrar aynı şirkette işe başlamış ise de işçinin emekli olduktan sonraki çalışması yeni bir iş sözleşmesi olarak değerlendirileceğinden ve 05/01/2011 tarihinde başlayan iş sözleşmesi bakımından davalının yazılı bir rekabet etmeme taahhütü bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf sebeplerinde özetle; davalı işçinin müvekkili şirket bünyesinde 23.12.2002 tarihinden 29.12.2014 tarihine kadar kesintisiz ve aralıksız olarak çalıştığını, nitekim davalının müvekkili aleyhine ikame ettiği İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi’nin 2015/160 Esas sayılı dosyası tahtında, kesintisiz çalışmasını açıkça ikrar ettiğini, tanık beyanların da bunu teyit ettiğini, ilk derece mahkemesinin hükme esas aldığı bilirkişi raporunun uyuşmazlığı değerlendirecek uzmanlığı haiz olmayan bilirkişi heyeti tarafından düzenlendiğini, rapora itirazlarının karşılanmadığını, davalının … Şirket’ini kurarak, müvekkili şirketin ticari sır ve gizli bilgilerini kullanarak, müvekkilin müşterileri ile ticari ilişki kurduğunun ve bu sebeple taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinde düzenlenen rekabet etme yasağına aykırı hareket edilmiş olduğunun dosya kapsamı ile sabit olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Dava, iş sözleşmesi bünyesinde düzenlenen rekabet yasağına aykırılık nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.HMK 355. Maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır.Davacı, davalının işveren şirkette satış ve pazarlama müdürü olarak çalıştığını, iş akdini kendi isteğiyle feshederek akabinde davacı ile aynı alanda ve yerde faaliyet gösteren rakip bir firma kurduğunu, davacının ticari sırlarını kullanarak müşteri çevresinden haksız olarak faydalandığını, bu itibarla davalının taraflar arasında 24.05.2001 tarihinde imzalanan iş akdinde yer alan rekabet yasağı hükümlerine aykırı davrandığını iddia ederek 10.000 TL tazminatın tahsilini istemiştir.Somut olayda, davalı işçinin başlangıçtaki işvereni … A.Ş olup, 07.03.1996 tarihinde bu şirkette çalışmaya başladığı, aralarında 24.05.2001 tarihli yazılı hizmet akdinin imzalandığı, davacı şirket tarafından …A.Ş’nin 05.12.2001 tarihi itibariyle devralındığı, davalı işçinin de, 24.05.2001 tarihli hizmet akdi çerçevesinde, davacı şirket bünyesinde, çalışmaya devam ettiği, 30.06.2010 tarihinde, emeklilik nedeni ile 24.05.2001 tarihli iş akdinin sonaerdiği, davalının 05.01.2011 tarihinde, tekrardan davacı şirkette çalışmaya başladığı, bu yeni dönem için aralarında yapılmış yazılı bir hizmet akdinin yada rekabet yasağı sözleşmesinin bulunmadığı, davalının 29.12.2014 tarihinde iş akdini feshettiği, akabinde, 08.01.2015 tarihinde, davacı şirket ile aynı faaliyet konusunda olan ve aynı faaliyet alanı sınırları içerisinde bulunan …Ltd Şti’ni kurduğu dosya kapsamından sabittir. Taraflar arasında 818 sayılı BK yürürlükte olduğu dönemde akdedilen 24.05.2001 Tarihli Hizmet Akdi’nin “Özel Şartlar” başlıklı 10. maddesinin d bendinde; “Personel, iş akdinin sona ermesinden itibaren iki yıl müddetle müşterilerle iş ile rekabet teşkil edecek şekilde mal veya hizmet temini amacıyla müşterilerin işini şirketten veya iştirakinden alarak Müşteriler’in kendisiyle çalışmasını sağlamak maksadıyla hareket etmeyecektir. (Müşteri terimi bu sözleşmede iş akdinin sona erdiği tarihten önceki iki yıl suresince, şirketin müşterisi olmuş veya şirket ile iş ilişkisinde bulunmuş olan firma, şirket ve kişilerin tümünü kapsar şekilde kullanılmıştır. İş terimi bu sözleşmede iş akdinin sona erdiği zamanda. Şirketin ve İştiraklerinin yaptığı işlerin ve faaliyet gösterdiği alanların tümünü kapsar şekilde kullanılmıştır.) “; e bendine göre; “Personel iş akdinin sona ermesinden itibaren iki yıl müddetle Müşterilere, İş ile rekabet edecek şekilde mal veya hizmet temin etmeyecek ya da başka şekilde ticari ilişkiye girmeyecektir ” ; g bendine göre; “Personel, iş akdinin sona ermesinden itibaren iki yıl müddetle iş ile rekabet halinde olan herhangi bir ticari işletme veya iş için her ne sıfatla olursa olsun çalışmayacaktır. Personel’in iş ve görevlerini, münhasıran, çalıştığı ticari işletme veya işin İş ile rekabet içinde olmadığı coğrafi bölgelere hasretmesi halinde önceki cümlelerdeki kısıtlamalar uygulanmayacaktır”.Bu durumda, davaya dayanak olan rekabet yasağına havi 24.05.2001 tarihli hizmet akdinin davalı tarafça emeklilik nedeniyle 30.06.2010 tarihinde sonaerdiği, bu sözleşmede düzenlenen rekabet yasağının süresinin, iş akdinin sona erdiği 30.06.2010 tarihinde başladığının kabulü gerekir. Anılan sözleşmede, rekabet yasağının personelin işten ayrılmasından (30.06.2010 tarihinden) itibaren 2 yıl süre ile geçerli olduğu ve davalının da 08.01.2015 tarihinde davacıya rakip firma kurmuş olması gözetildiğinde, rekabet yasağının ihlalinden sözedilemez. Diğer taraftan, davalının 05.01.2011 tarihinde, yeniden davacı şirkette çalışmaya başladığı ve 29.12.2014 tarihinde iş akdini feshettiği yeni çalışma dönemi, bir önceki dönemi kapsayan ve sonaren 24.05.2001 tarihli sözleşmenin devamı olarak görülemez. O halde, rekabet yasağına ilişkin sözleşmenin geçerli sayılması için yazılı yapılması zorunlu olup, 05.01.2011 tarihinde başlayan yeni iş sözleşmesinde, davalının yazılı bir rekabet etmeme taahhüdü bulunmadığından ve HMK’nın 282. Maddesi uyarınca, bilirkişi raporu takdiri delil olup, hukuki değerlendirme mahkemeye ait olduğundan davacının yerinde olmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/(1)b-1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi.