Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/2295 E. 2021/170 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2295
KARAR NO : 2021/170
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2017
NUMARASI: 2015/610 Esas – 2017/1038 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24.02.2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili Tasfiye Halinde… AŞ, nezdinde bulunan 363489 No’lu hesabın sahibi iken 15 Aralık 2011) tarihli sözleşme ile bu haklarını sözleşmede belirtilen şartlar dahilinde davalı/borçluya devrettiğini, (LK-I Temlik sözleşmesi) yine aynı tarihli düzenlenen virman talimatı ile de hak sahibi olduğu hesaptaki tutarın davalı/borçluya ödenmesi emrini içerir talimat karşılıklı imza ile düzenlendiğini, EK-2 Virman talimatı) Davalı/borçlu tarafından sözleşme ile belirlenen tutarların ilk 4 taksiti değişik tarihlerde Müvekkilinin …Bankası AŞ, nezdindeki hesabına (belirlenen vadeleri geçmiş olduğu halde) ödendiğini (EK-3; Hesap özeti) Sözleşme ile belirlenen diğer taksitler ise Müvekkiline Ödenmediği gibi yapılan başvurular da sonuçsuz kaldığını, davalı/borçlunun edimlerini yerine getirmemesi üzerine müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla davalı/borçlu aleyhine İstanbul …. İcra Dairesinin… sayılı dosyası ile aleyhine başlatılan icra takibinde davalı/borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine borca ve fer’ileri ne itiraz edilmesi üzerine başlatılan icra takibi durduğunu, (EK-4 itiraz dilekçesi) Davalı/borçlunun işbu İtirazlarının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup iptali gerekmekle olduğunu. Şöyle ki :Söz konusu takibin dayanağı müvekkili alacaklı ile davalı arasında imzalanan 15.12,2010 tarihli “alacak temlik sözleşmesi olduğunu, İş bu sözleşme uyarınca müvekkili Tasfiye Halinde … AŞ de bulunan mevduat hesabını davalı yana virman ederek havale ettiğini, söz konusu sözleşmenin 4, Maddesi gereği müvekkili Tasfiye Halinde ..A.Ş de bulunan alacağını davalı yana devir ve temlik etmiş, buna, karşılık geri ödeme planına göre davalının müvekkiline vadeli taksitlerle her ay 245.00 USD ve 190 EUR ödeme yapacağı kararlaştırıldığını, davalı borçlu yapılan temlik sözleşmesi uyarınca 2S.06.201K 28.07,20li, 28.0S.20l l, 28.09.20] l tarihli taksitleri müvekkilinin banka hesabına yatırdığı, ancak devanı eden taksitleri muaccel olmalarına rağmen tediye etmediğini, davalı yan takipte talep edilen faize de haksız olarak İtiraz, ettiğini, ancak 3095 sayılı Kanuni Faiz vc Temerrüt Faizine ilişkin Kan un’un 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı takip talebinde belirtilen % 3 liik orandan daha yüksek olduğunu, (Lk-5 Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizi Çetelesi) açıklanan nedenlerle, borçlunun icra lakıbine yaptığı itirazın iptali ile takibin devamı; takip tutarının % 20’dcıı az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalı yandan alınarak müvekkile verilmesi; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesi ne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu sözleşmede taraflar arasındaki ilişki her ne kadar temlik ilişkisi olarak adlandırılmış olsa da Borçlar Kanunu uyarınca bu sözleşme Borcun Naklj Sözleşmesi olduğunu, zira sözleşmede alacaklı değişmemekle, borçlu taraf değiştiğini, Takip alacaklısı İle müvekkili şirket arasında tanzim olunan borcun nakli sözleşmesiyle, davacıya olan borç, müvekkili şirket taralından devranılarak yapılandırıldığını, sözleşmeye istinaden müvekkili şirket, Tasfiye Halindeki … A.Ş. ııczdindc henüz vadesi gelmemiş, mutlak ödenmesi dc hukuken zorunlu olmayan Kar vc Zarar Katılım bakiyesini nakil aldığını, arz ve izah olunan sebeplere ve re “sen nazara alınacak sair sebeplere istinaden; Davalı şirketin borcun nakli sözleşmesiyle borcu devralmış olması, borcun nakli sözleşmelerinde, borcu devralanın, borcu devredenin ileri sürme hakkına sahip olduğu savunmaları ileri sürebilecek olması, borcu devreden şirketin tasfiye halinde olması ve bu haliyle takip başlatılmasının imkansız olması,davalı müvekkili şirket adına da takip başlatılmasının hukuken mümkün olmaması sebepleriyle davanın esastan reddine, Haksız ve kötü niyetli icra takibi başlatılmış olması sebebiyle davacının takip dosyasındaki asıl alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masraflarının ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “taraflar arasında imzalanan ” alacağın temliki sulh, ibra ve feragat sözleşmesi ” başlıklı 15/12/2010 tarihli sözleşmede her ne kadar alacağın temliki olarak isimlendirilmiş ise de hukuki niteleme Hakime ait olacağından ve … A.Ş. ‘ye ait borcun davalı …Ltd.Şti ‘ne geçtiğine ve buna davacı tarafından rıza gösterildiğine ilişkin bu sözleşme borcun nakli sözleşmesi olup borcu devredene ait itiraz ve defileri ileri sürme hakkı devreden borçluya geçmiş olduğundan ve devreden borçlu ….A.Ş. ‘den tasfiye halinde olup kar-zarar tablosu netleşmeden alacak hakkı ileri sürülemeyeceğinden devralan borçlunun bu yöndeki itirazının kabulü ile davanın reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan 15/12/2010 tarihli alacağın temliki sözleşmesinin uygulanmasının … A.Ş.’nin tasfiye şartlarına bağlanmamış olduğunu, mahkemece sözleşmenin borcun nakli sözleşmesi olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, söz konusu sözleşme ile …A.Ş. borcunun davalıya nakletmemekte olup tam tersine davacının … A.Ş’den olan alacağını davalıya temlik ettiğini, davalı tarafın kurumun tasfiye sürecine girdiğini bilerek alacağın temliki sözleşmesini imzaladığını, davalının sözleşme ile yükümlendiği ilk dört taksit tutarını davacı hesabına yatırdığını ancak daha sonra basiretli iş adamı gibi davranma yükümlülüğüne aykırı olarak kalan edimlerini yerine getirmediğini, bu hususları bilmek zorunda olan davalı tarafın sözleşme ile üstlendiği edimlerini yerine getirmek zorunda olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Dava, Tasfiye Halinde … A.Ş.’den mevduat alacağının ivazlı temliki üzerine temlik alan tarafından ödenmeyen temlik alacağının tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.6102 sayılı TTK.nun 3. maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu belirtilmiş, aynı kanunun 4. maddesinde ise ticari dava ve işler sayılmıştır. Davacı ile davalı şirket arasında 15/12/2010 tarihli alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmeye göre davalı şirketin davacıya her ay 245 USD olmak üzere toplam 6100,00 USD ödemeyi; bu ödeme bittikten sonra her ay 190,00 EURO olmak üzere toplam 3235,97 EURO ödeme yapmayı taahhüt ettiği, davalı şirketin edimlerini yerine getirmemesi üzerine davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalı şirketin takibe itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davacı ile davalı şirket arasında imzalanan alacağın temliki sözleşmesi bağımsız mahiyette bir sözleşmedir ve taraflar açısından kendi başına hüküm ifade eder. Davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki…A.Ş. bu davada taraf değildir. Eldeki dava, TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacının tacir olmadıkları da gözetildiğinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili değildir. Bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme, asliye ticaret mahkemesi değil 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir(HGK’nın 21/03/2019 Tarih, 2017/11-2630 Esas ve 2019/328 Karar sayılı İlamı). Bu nedenle davacının tacir olmadığı da gözetildiğinde uyuşmazlığın ticari dava olarak kabulü ile Asliye Ticaret Mahkemesince sonuçlandırılması isabetli görülmemiştir.6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun HMK’nın 114/1-c bendinde mahkemenin görevli olması ve HMK’nın 115/2. Maddesinde de, mahkemece giderilmesi mümkün olmayan bir dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir. HMK’nın 115/1. Maddesine göre ise, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Buna göre HMK’nın 355. Maddesi uyarınca yalnızca kamu düzenine aykırılık sebebi ile sınırlı olarak ve bu aşamada davacı vekilinin istinaf sebepleri incelenmeksizin yapılan istinaf incelemesi sonunda, istinaf başvurusunun kabulü ile görevsiz mahkemece verilen kararının kaldırılmasına ve dairemizce görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının, HMK.’nın 353(1)a-3 uyarınca usulden KALDIRILMASINA,1- Kararı veren mahkemenin görevsiz olması nedeniyle HMK’nın 115/2. maddesi uyarınca davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, 2- HMK’nın 20. Maddesi uyarınca, taraflardan birinin, görevsizlik kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde istinaf incelemesine konu kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin kararın tebliği ile İHTARINA,3-HMK.’nın 331/2 maddesi uyarınca harç ve istinaf aşaması dahil yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya bir başka mahkemede devam edilmemesi ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde ise yargılama harç ve giderlerinin davanın açıldığı mahkemece karara bağlanmasına,4-Kararın, HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca istinaf incelemesine konu kararı veren İlk Derece Mahkemesince taraflara resen tebliğine, 5-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istem halinde davacıya iadesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 24.02.2021