Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/2282 E. 2021/179 K. 24.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2282
KARAR NO: 2021/179
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ ve NUMARASI: 05/11/2020 Tarih ve 2020/692 Esas – 2020/545 Karar
DAVA: Alacak (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24.02.2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari komisyon amaçlı Kar Payı Paylaşım Sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin sözleşme uyarınca davacıya herhangi bir ödemede bulunmadığını, hesap da vermediğini bildirdiğinden bahisle davalı şirket isminin marka patent olarak tescili var ise bunun kıymetinin tespitini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmeyi kabul etmediklerini, imzaya itiraz ettiklerini, davacının devlet memuru olmasından sebep aracılık etmek suretiyle menfaat temin edemeyeceğini ve ticari faaliyette bulunamayacağını, davacının 30/10/2017 tarihinde … Limited Şirketine ortak olduğunu ve ortaklığının halen devam ettiğini, ortağı olduğu şirketin müvekkili şirket ile aynı işi yaptığını, taraflar arasındaki sözleşmenin kesin hükümsüz olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “davacı tarafın şirket ortağı olmadığı ve bu yönde herhangi bir iddiasının bulunmadığı, eldeki dava tacir sıfatı bulunmayan davacının borçlar hukukunun özel borç ilişkileri bölümünde düzenlenen komisyon sözleşmesine dayandığına göre uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca asliye hukuk mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği, benzer bir kararda her ne kadar görev hususu irdelenmemişse de asliye hukuk mahkemesi tarafından verilen kararın Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2018/2470 Esas, 2020/1038 Karar sayılı ve 15/06/2020 tarihli kararı ile onandığı anlaşılmış olup davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmaması nedeni ile ticari dava niteliğinde olmadığı, taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, Mahkememizin görevinin tayininde Ticaret Kanununda düzenlenenler hariç uyuşmazlığa konu mal ve/veya hizmetin türünün ve ticari iş karinesinin etkili olmadığı, Ticaret Kanununu ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlediği (Hukuk Genel Kurulunun 16/09/2015 tarih, 2014/1026 Esas ve 2015/1765 Karar), uyuşmazlığın Mahkememizin görevine girmediği,görevin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, mahkemenin görevli olmasının dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin görevsizliğine,” ve dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın haksız da olsa komisyon sözleşmesinden kaynaklandığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen görevsizlik kararın kaldırılmasını ve davanın görülmeye devam etmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, sözleşmeye dayalı alacak davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, komisyon sözleşmesinden kaynaklandığı ileri sürülen davada kararı veren mahkemenin görevli olup olmadığı noktasındadır. Dava 01/01/2017 tarihli ve kar payı paylaşım sözleşmesine dayanmaktadır. Sözleşmenin konusunu ise davacının davalıya bağlayacağı firmalar karşılığında davacıya ücret ödenmesi teşkil etmektedir. Her ne kadar taraflar, bu sözleşmenin komisyon sözleşmesi olduğunu ileri sürüp ticaret mahkemesinin görevli olduğunu savunmuşlar ve 6102 sayılı TTK’nın 4/1-c maddesinde de 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545 öngörülen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayılacağı düzenlenmiş ise de TBK’nın 532 ila 545. Maddeleri alım veya satım komisyonculuğuna ilişkin olup somut olayda uygulanma olanağı yoktur. Davacının SGK sorgu raporuna göre de, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde sağlık memuru olarak 4-a kapsamında sigortalılığının bulunduğu anlaşılmıştır. Bu halde davacının tacir olmadığı açıktır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmaması ve TTK’nın 4. Maddesinde düzenlenen ticari davalardan olmaması nedeniyle, uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevli değildir. 6100 sayılı HMK’nın 2. Maddesine göre, diğer mahkemelerin görev alanına girmeyen davalarda görevli mahkeme, asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemesinin görev alanına girmeyen eldeki davanın, genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde olmayan istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı davalı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan posta ve tebligat gideri 48,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 24.02.2021