Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/2247 E. 2021/444 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2247
KARAR NO: 2021/444
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/09/2020
NUMARASI: 2019/126 Esas – 2020/474 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/04/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, … Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. Grup şirketi (dava dışı) ile … A.Ş. (…) arasında imzalanan 22/05/2017 ve 26/05/2017 tarihli bayilik sözleşmesi ile davalı şirket tarafından davacı şirkete akaryakıt tedarik edilmeye başlandığını, akaryakıt tedarikine ilişkin bahsi geçen protokolde satış yükümlülükleri ve ticari koşullar başlığı altında düzenlenen maddede (…motorin satış fiyatının Kırıkkale TÜPRAŞ satış fiyatı üzerinden T+%0 ve benzin için T+%0,1 üzerinden peşin ödeme ile yapılacağı hususunda mutabık kalındığı bunun dışında satış fiyatına Tüpraş çıkış fiyatı üzerinden maliyet ekleneyeceği…) hususu taraflarca kabul edildiğini, motorin satış fiyati konusunda protokolde yer alan açık düzenlemeye aykırı biçimde davalı tarafından ek maliyetler koyulduğunu ve bu maliyetler davcı şirketi zarara uğrattığını bahse geçen zararın tanzimi için 09/10/2017 tarihinde davalı şirket adına çeşitli tutarlarda faturalar kesildiğini ve bu faturalar davalı şirket tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeksizin 12/12/2017-09/02/2018 tarihlerinde davalı şirkete iade edildiğini, taraflarında, davalı şirket tarafından uygulanan ek maliyetler sebebiyle davacı şirketin uğradığı zararın şimdilik toplamda 264.925,94-TL olduğu tespit edildiğini, bu zararın 101.820,00-TL kısmının tazmini talebi davalı şirkete Bakırköy … Noterliği’nin … nolu, 27/02/2018 tarihli ihtarnamenin keşide edildiğini, ihtarnamenin 02/02/2018 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, ihtarnameye cevap verilmediğini ve ödemenin yapılmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle, HMK 109/1’e göre fazlaya ilişkin tüm talep ve ıslah haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000-TL’nin 28/02/218 tarihinden itibaren bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanarak davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ile dava ettiği görüldü.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili … A.Ş. (…) 5015 sayılı Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında Enerji Piyasası düzenleme Kurumunun tanzim ettiği “dağıtıcı Lisansı” kapsamında akaryakıt sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, bu faaliyeti çerçevesinde belirlediği noktalarda, kendi marka ve logosu altında, … standartlarında kurulacak/kurulu akaryakıt istasyonlarında akaryaktı, LPG ve madeni yağ satış faaliyetini gerçekleştirdiğini, müvekkili şirket … ile davalı şirket arasında “…ilöz Mah. … Cad. No:… … Köyü Yahşihan/Kırıkkale” adresinde bulunan akaryakıt istasyonunda “…” markası altında bayilik yürütülebilmesi için taraflar arasında muhtelif sözleşmelerin imzalandığını ve davalı şirket ile bayilik dikey ilişkisinin kurulduğunu, bu kapsamda, taraflar arasında 25/05/2017 tarihinde 5 yıl süreli akarkayıt bayilik sözleşmesi ve 25/05/2017 tarihli Bayilik Protokolü ve 26/05/2017 tarihli Ek Bayilik Protokolü akdedildiğini, davacının dava dilekçesinde “protokolde yer alan açık düzenlemeye aykırı biçimde sürekli ek maliyetler konulduğu ve bu maliyetlerin tahsil edilerek zarara uğratıldığı” iddiası ile işbu davayı ikame ettiğini ancak davacı yanın iddialarının itibar edilmesinin mümkün olmadığını, davacı yanca açılan davayı kabul anlamına gelmemek kaydı ile akaryakıt sektöründe birçok dağıtım şirketinin bu kapsamda uygulamalar yapması olağan karşılandığını, ülkenin ekonomik durumu ve dolayısıyla sektörün içerisinde bulunduğu zor durum nedeni ile de dağıtım şirketlerinin bu yönde uygulamada bulunmasını haklı kıldığını, yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ile cevap verdiği görüldü.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacının davasının ıslah dilekçesi ile birlikte kabulü ile, kabul edilen 296.140,51-TL.’nin, 52.770,00-TL. kısmına 10/03/2018 tarihinden, 10.000,00-TL. kısmına 30/03/2019 dava tarihinden, 233.370,51-TL. kısmına 21/01/2020 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin hükmünün hukuka aykırı olduğunu, ortadan kaldırılması gerektiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında, sehven yansıtılacak olan maliyetlere karşılık olarak müvekkili tarafından davacı’ya 500.000,00 TL tutarında yakıt teslim edildiğini, ek maliyet yükletilmesi sonucunun mükerrer ödemeye sebebiyet vereceğini, hakkaniyete aykırılık teşkil ettiğini, Ek Bayilik Protokolü incelendiğinde, işbu düzenlemenin kardeş şirket niteliğinde olan … ve … şirketlerinin her ikisini de kapsadığı ve Protokol’ün Davacı tarafça imzalandığını, müvekkil Şirket tarafından, sehven yansıtılabilecek ek maliyetlere karşılık 500.000,00 TL tutarında yakıt ikmali sağlanmışsa da davacı tarafça huzurdaki davanın ikame edildiğini, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, davacı tarafın sözleşmeye aykırı hareket ederek ortaklık yapısında değişikliğe gittiğini, bu dorğultuda müvekkil şirket’e 50.000,00 USD cezai şart ödemekle yükümlü olduğunu, Müvekkil Şirket’in cezai şart alacağına ilişkin dava açma haklarının saklı olduğunu, müvekkil şirketin, protokole aykırı davranmadığını, davacı taraf ile aktedilmiş olan sözleşmede tek taraflı olarak müvekkil şirket’e tanınan fiyat artırma yetkisini kullandığını, Müvekkil Şirketin, keyfi bir şekilde fiyat artışına gitmediğini, dönemin piyasa koşulları dolayısıyla yeni bir fiyat uygulamasına geçmek zorunda kaldığını, davacı tarafın, akaryakıt piyasasında var olan fiyat dalgalanmalarını öngörerek işbu sözleşmeyi akdetmiş olduğunu, müvekkil Şirket’in fiyat değiştirme yetkisini açıkça kabul ettiğini, davacının, müvekkil şirket tarafından gönderilen faturalara itiraz etmediğini, faturaları ihtirazı kayıt koymadan ödediğini, davacının, Müvekkil Şirket tarafından belirlenen yeni fiyatlar üzerinden ticari faaliyetlerini yürütmeye devam ederek, fiyat değişikliğini zımnen kabul ettiğini, fatura konusu bedellerin kesinleştiğini, bu sebeplerle bu davanın reddi gerekirken İlk Derece Mahkemesi tarafından kabul edilmesine karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini ve İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bayilik sözleşmesine aykırılık nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi aşamasındaa taraflar sulh olduklarını beyan ederek sulh protokolune göre karar verilmesini talep etmişlerdir. Taraflarca ibraz edilen 04/02/2021 tarihli sulh protokolünün ” Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosya borcunun haricen ödendiği, haricen sulh olunduğunun taraflarca derhal İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/126 Esas sayılı dosyasına beyan edileceği, tarafların Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas ve İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/126 Esas sayılı dosyaları ile ilgili birbirlerinden yargılama gideri, avukatlık ücreti, tazminat ve sair her ne nam altında olursa olsun başkaca bir talepte bulunmayacaklarını gayri kabili rücu kabul, beyan ve taahhüt ettikleri, tarafların bu dosyalarla ilgili birbirlerini en geniş anlamda ibra ettikleri, protokolden doğacak uyuşmazlıklarda Bakırköy Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğu “şeklinde düzenlendiği anlaşılmıştır. 22/07/2020 tarihinde kabul edilip, 28/07/2020 tarihli 31199 nolu Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı yasanın 30. maddesiyle değişik HMK’nın 314. Maddesinde, “Sulh hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.Sulh hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa da, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya Bölge Adliye Mahkemesince sulh doğrultusunda ek karar…” denilmiştir. 7251 sayılı yasanın 63. maddesinde kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği açıklanmıştır.6100 sayılı HMK nın 448. maddesinde de, bu kanun hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı belirtilmiştir. HMK.315. Maddesinde de “Sulh ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre, sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına karar verir..” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulup dosya inceleme için dairemize geldikten sonra taraf vekillerinin sundukları sulh protokolune göre karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmakla HMK.315. Maddesi ve 7251 sayılı yasayla değişik HMK.314. Maddesi uyarınca sulh doğrultusunda karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve sulh protokolü doğrultusunda aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/126 Esas-2020/274 Karar sayılı 29/09/2019 tarihli kararının HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA; 2- HMK 315. Maddesi uyarınca, taraflar arasında akdedilen 04/02/2021 tarihli sulh protokolüne göre,istinaf incelemesine konu ilamın tahsili için başlatılan Bakırköy … İcra Dairesinin … Esas sayılı icra dosya borcu Davalı …A.Ş tarafından haricen ödendiği bildirildiğinden; konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 3- Tarafların yargılama sırasında yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4- İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları; a-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, b-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine, c-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, 5- Gerekçeli kararın HMK.’nun 359-(4) maddesi uyarınca taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 02/04/2021