Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/2243 E. 2021/10 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/2243
KARAR NO : 2021/10
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/10/2020
NUMARASI : 2020/633 Esas
DAVA : Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14.01.2021
Taraflar arasındaki tazminat davasında talep edilen ihtiyati haczin reddine yönelik olarak verilen ara kararına karşı süresi içinde talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması uterine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket ve onun ortağı aynı zamanda yöneticileri olan diğer davalılar arasında uzun zamandan buyana devam eden güvene dayalı ticari bir ilişki bulunduğunu, müvekkili şirketin çelik kasa vb. eşyalarını imal eden bir firma olduğunu, imalattan kaynaklı fire olarak tabir edilen hurda demir malzemesinin davalılar tarafından satın alındığını, buna göre, hurdaların yüklenip kantarda tartılmak üzere davalılarca alındığını, kantarda tespit edilen ağırlığa göre, müvekkilini fatura düzenleyerek davalı şirketten tahsilat yaptığını, ancak davalıların hurdanın gerçek ağırlığının çok altında bir rakamı düzenledikleri sahte kantar fişlerinde göstererek müvekkilinin zarara uğramasına neden olduklarının tespit edildiğini ileri sürerek fazlaya ilikin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000 TL’nin zararın oluştuğu tarihlerden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline ve ihtiyati hacze hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, talepte bulunan tarafından alacağın muaccel olduğuna ilişkin talep dayanağı fatura ve tutanaklar sunduğu ancak fatura ve tutakların tek başına ihtiyati haciz kararı verilmesini gerektirecek nitelikte olmadığı, talebin ticari defter ve belgeler ile de desteklenmediği, öte yandan sunulan belge ve bilgiler kapsamından alacağın sevk irsaliyesi dayandığı ve taraflar arasında imzalanmış olan bir mutabakat mektubunun da bulunmadığı bu nedenle alacağın varlığı yönünde yaklaşık ispat koşullarının da gerçekleşmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan gerçek ve sahte kantar fişlerinden haksız fiilin varlığının tartışmasız olduğunu, davalılar ile olan ticari ilişki de dikkate alındığında yaklaşık ispat olgusunun gerçekleştiğini belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Talep, alacak davasında talep edilen ihtiyati haciz istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince, yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden talebin reddine karar verilmiştir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.İİK’nın 258/1. Maddesinin 2. Cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. Maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Nitekim Yargıtay 19 HD 2015/4882 E 2015/12767 K 30.09.2015 T. Ve Yargıtay 11. HD 2016/2214 E 2016/2481 K 07.03.2016 T. Emsal kararında da belirtildiği üzere; İcra ve İflas Kanunu’nun 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin, alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gereken, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delillerin gösterilmesi yeterli kabul edilmektedir. Bu açıklamadan sonra somut olaya gelindiğinde; hurda emtiasının davalılara satışında düzenlenen kantar fişlerinin davalılarca sahte olarak düzenlendiği, böylece satıma konu emtianın gerçek ağırlının altında gösterilerek davacının zarara uğratıldığı iddia edilmiş olup, iddia, savunma toplanan deliller ve iddia olunan zararın varsa tespiti ve hesaplanması bakımından dosyanın geldiği aşama itibari ile yaklaşık ispat olgusunun gerçekmediği sonuç ve kanaatine varıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.