Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/223 E. 2021/500 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/223
KARAR NO : 2021/500
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/03/2018
NUMARASI: 2013/407 Esas – 2018/204 Karar
DAVA: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/04/2021
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin öncesinde, finans ve faktoring alanında faaliyet gösterdiğini, daha sonradan 2012 Ocak ayında nevi ve unvan değişikliği ile son halini aldığını, dava konusu dönem içerisinde tüm finansal tabloların hazırlanması, banka hareketlerinin raporlanması ve tüm muhasebe işlemlerinin firmanın mali müşaviri … denetimi ile muhasebe departman sorumluları … tarafından yapıldığını. … uzunca yıllar müvekkili şirkete ve şirket ortaklarına ait banka hesap hareketlerini haftalık dilimler halinde raporlayarak yönetim kuruluna sunduğunu, şirketin yönetim kurulunun da kendilerine sunulan tablolardan banka hareketlerini ve tüm ödemeleri bu yöntemle takip ettiklerini, bu durumun 2013 yılının temmuz ayına kadar bu şekilde sürdüğünü, müvekkili firma yönetim kurulu üyelerinin kendilerine sunulan ve kendi öz varlıklarına da uygun raporlanan banka hesaplarında şirket ortakları ile şirket hesaplarında yaklaşık 7.000.000.00 TL para olduğunu hesap ederek icra satışlarından taşınmaz alımına gittiğini, ancak müvekkil firma ortaklan hem şahsi hesaplarında hem de şirket hesabında herhangi bir para olmadığı bilgisine ulaştıklarını, davalı bankada tüm hesap hareketlerinin incelendiğini, şüpheli işlem hareketlerine dayanak ödeme talimatların sahte olduğunu, üzerlerindeki imzaların müvekkili firma yetkililerinin eli mahsulü olmadığının tespit edildiğini, ödeme talimatlarının hiçbiri için davalı banka tarafından müvekkili şirket yetkililerinden teyit alınmadığını davalı bankanın imzaları müvekkiline ait olmayan, 10.05.2012; 18.06.2012; 09.07.2012; 29.08.2012; 31.08.2012; 05.09.2012; 22.10.2012; 31.12.2012 ve 01.03.2013 tarihli ödeme talimatlarına itibar ederek toplam 398.500-TL tutarındaki bedeli müvekkilinin bilgi ve rızası haricinde ödediğini, davalı bankanın talimatlara ilişkin hiç bir inceleme ve araştırma yapmadığını, özen yükümlülüğüne uymadığını, kendisinden beklenilen dikkat ve özeni göstermediğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000,00-TL’nin reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 02/07/2014 tarihli dilekçesinde, dava değerini 389.500,00-TL olarak belirtmiş olup, bu değer üzerinden nisbi harcın ikmâl edildiğine dair 02/07/2014 tarih sayman mutemedi alındı makbuzunu dosyaya sunmuştur.
CEVAP:Davalı vekili, davacının müvekkili banka nezdinde 01.01.2003 sonrası toplam 6 adet vadesiz -TL hesabının açıldığını, bahse konu hesaplardan 3 adedinin açık durumda olduğunun tespit edildiğini, davacı firma 10 yılı aşkın süredir … no.lu vadesiz TL hesabını, 18.05.2006 tarihinden itibaren ise … no.lu vadesiz TL hesabını da aktif olarak kullandığını, davacı firma tarafından dava konusu edilen işlemlerin 2012 yılı ve sonrası dönemdeki işlemlere ilişkin olduğunu, 2012 yılı öncesindeki işlemlere herhangi bir itirazları bulunmadığını, söz konu hesaplardan 122821 no.lu hesapta ise, daha çok talimatla yapılan ödeme işlemlerinin gerçekleştiğini, itiraza konu 9 adette 398.500,00-TL tutarlı ödeme de dahil olmak üzere 27.02.2012-25.07.2013 tarihleri arasında talimat ile firma çalışanlarına 18 adette toplam 900.500 TL tutarlı nakit ödeme işlemi yapıldığının görüldüğünü, dava konusu ödemelerin, firmanın antetli kağıdı ve firma kaşesi üzerine firma yetkililerinin imzası atılmış halde düzenlenmiş talimatlara istinaden, yetkili kişilerden teyit alınmak suretiyle yasaya ve bankacılık mevzuatına uygun olarak yapıldığını, davacı firma kaşeli talimatlar üzerindeki imzaların çıplak gözle bakıldığında yetkililerin imzası ile uyumlu olduğunun görüldüğünü, müvekkili bankanın söz konusu olaya taraf olmadığını, dava dışı …, davacı firmanın … internet bankacılığı ve finans/muhasebe işlemlerinin tek sorumlusu olup, dava konusu işlemler davacı firma yetkilileri bilgisi dahilinde yapıldığını, davacı firmanın bankadaki internet bankacılığı işlemlerinin davacı firma yetkililerinin bilgisi dahilinde adı geçen tarafından yürütüldüğünü belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının davalı banka nezdindeki 0122821 numaralı hesabından, 10/05/2012 tarihinde 100.000,00-TL, 18/06/2016 tarihinde 40.000,00-TL, 09/07/2012 tarihinde 33.500,00-TL, 29/08/2012 tarihinde 40.000,00-TL, 31/08/2012 tarihinde 55.000,00-TL, 05/09/2012 tarihinde 20.000,00-TL, 22/10/2012 tarihinde 20.000,00-TL, 31/12/2012 tarihinde 40.000,00-TL, 01/03/2013 tarihinde 50.000,00-TL olmak üzere 9 ayrı işlem ile toplam 398.500,00-TL para çekildiği, bu işlemlerin tümünde ilgili bankaya davacı şirket ünvanı basılı antetli, yazılı talimatlar sunulduğu, talimatlarda “Nezdinizdeki … nolu cari hesaptan.. TL … para çekmeye yetkilidir. Gereğinin yapılmasını rica ederiz.” yazılı olup, şirket kaşesinin basılı olduğu ve kaşe üzerinde imza bulunduğu, talimatlara banka personelince “… teyit alındı” şeklinde not yazıldığı, talimatlarda yazılı miktardaki para ödemelerinin … yapıldığı, bu işlemlerin gerçekleştiği dönemde adı geçen … davacı şirketin finans bölümünde çalıştığı, … ise muhasebe ve finans sorumlusu olduğu ve … internet şifresi verildiği ve bu şifre ile davacı adına bir takım banka işlemleri yaptığı, diğer yandan davaya konu 9 adet talimatta şirket kaşesi üzerinde bulunan imzaların şirketin o dönemde yetkilileri olan … aidiyetinin tespiti yönünde yapılan imza incelemesinde, eli ürünü olup olmadıklarının saptanamadığı, somut olayda, davaya konu işlemlerin yapıldığı banka hesabından temsilci aracılığı ile işlem yapıldığı, davacıyı temsîlen işlem yapan …’in bankaya ibraz ettiği yazılı talimatta bulunan imzanın normal bir inceleme ile ayırt edilemeyecek nitelikte olduğu, diğer yandan davacı şirketin personeli … nolu telefonuna gelen şifre ile eriştiği davalı banka internet şubesinden tanım tarihi olan 09/04/2009 tarihi ile son giriş tarihi olan 19/06/2013 arasındaki dönemde internet şubesi üzerinden davacı şirketin … ve …nolu vadesiz mevduat hesaplarından bir çok işlem gerçekleştirdiği, işlemlerden bir kısmının yüksek miktarlı olduğu, uzun süredir devam eden bu işlemlere sessiz kalan davacının hareketinin icâzet olarak kabulü gerektiği, davacının uzun süredir devam eden tüm bu hesap hareketlerinden haberdar olmaması hayatın olağan akışına, ticarî teamüllere uygun olmadığı, davacı şirketin hesap işlemleri konusunda bilgi sahibi olduğu kanaatini doğurduğu, bu durum karşısında davalı bankanın davacının çalışanları … ve …’in kötü niyetli hareketini kontrol edebilme ve/veya tespit edebilme imkânı bulunmadığından davacı şirketin işlerinde özenli davranmayarak, çalışanını denetlemeyerek tedbirli bir tacir gibi davranmayarak zararın doğumuna kendisinin sebep olduğu, davalı bankanın kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı şirket vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalı bankanın objektif özen borcuna uygun şekilde davranmamak suretiyle zararın oluşmasına yol açtığını, basiretli tacir sıfatının gerekliliklerine riayet etmediğini, müvekkili firma tarafından hiçbir çalışanına internet bankacılığını kullanma veya talimat imzalama yetkisi verilmediğini, davalı bankadan sahte talimatla para çeken ve müvekkil firmayı zarara uğratan kişiler ile suça iştirak edenler hakkında İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi 2018/60 sayılı dosya ile Bilişim Sistemleri Banka ve Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık suçlamasıyla dava açıldığını, ceza yargılaması sonucu verilecek hüküm sonucu eldeki davayı etkileyebileceğinden sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE :Dava, davalı banka nezdindeki hesaptan bilgisi ve rızası dışında sahte talimatla çekilen tutarlar nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı, davalı banka nezdinde bulunan vadesiz ticari mevduat hesabından talimatı olmaksızın çalışanları … ve … tarafından sahte talimatlarla işlem yapılarak para tahsil edildiğini, davalı bankanın bu işlemlerden dolayı kusurlu olduğunu iddia etmiş, davalı banka ise, yapılan işlemlerin usulüne uygun olduğunu, bu işlemlerden davacının bilgisi olduğunu, bankanın kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ile bağlı kalınarak bunun dışında kamu düzenine aykırılık bakımından re’sen yapılmıştır.Davaya konu işlemlerden dolayı İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/60 E. Sayılı dosyasında, davacının muhasebe departmanında çalışanlarla birlikte davalı banka çalışanı … Bilişim Sistemleri Banka ve Kredi Kurumlarının Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık suçundan yargılandığı anlaşılmaktadır.Hukuk mahkemesi, ceza mahkemesince verilen mahkumiyet kararı ile bağlı olduğu gibi beraat kararı verildiğinde dahi, 6098 sayılı TBK 74. maddesi uyarınca bu karar ile bağlı değilse de; ceza mahkemesince subuta erdiği kabul edilen maddi vakıalarla da bağlı olduğu tartışmasızdır. Davalı banka çalışanı hakkında devam eden bir ceza yargılaması olduğuna göre, ceza mahkemesince verilecek kararın veya tespit edilen maddi vakıaların, iş bu davada verilecek kararı etkileyeceği açıktır. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/13630 E, 2018/6793 K sayılı 06/11/2018 tarihli ilamı) Bu nedenle, davacı çalışanları ile birlikte davalı banka çalışanı hakkında devam eden ceza davasının neticesinin beklenmesi gerekmekte olup, davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin incelenmesine gerek olmaksızın ceza mahkemesi yargılamasının sonucunun beklenmesi gerektiğine ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca, KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.