Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/221 E. 2021/317 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/221
KARAR NO : 2021/317
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2018
NUMARASI : 2017/365 Esas – 2018/1071 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/03/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesi ile, davalı tarafından müvekkili aleyhine 29.08.2006 tarihinde Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takip yapıldığını, takibin dayanağı olan çekin karşılığının 17.10.2010 tarihinde ödeme anlaşması ve ibraname ile borcun itfa ve ibra edildiğini, takip ve icra işlemlerinin haksız olduğunu, bu nedenle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili davaya karşı cevabında, taraflar arasındaki sözleşme gereğince İstanbul adliyesinin yetkili olduğunu, Bakırköy 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/294 Esas sayılı dosyasında sözleşmede imzası bulunan davalılar ve … arasında illiyet bağının tespit edildiğini, takip konusu borcun ödenmediğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “Taraflar arasındaki ibraname belgesi incelendiğinde, belgenin … şirketi yetkilisi olarak … tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır, davalı şirketin ticari defterlerinde ödeme kaydı bulunmadığı tespit edilmiş ise de, davalı şirketin defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı belirlenmiştir, taraflar arasındaki sözleşmenin tarihi olan 17/10/2010 tarihi itibariyle davalı şirketin yetkililerinin … olduğu, şirketin muhtelif imzaları ile tek başlarına her konuda geniş alanda temsil ve imzaya yetkili kılındıkları anlaşıldığından ve … imzasına ilişkin itiraz bulunmadığı göz önüne alınarak, davacıların Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ilişkin borcunun bulunmadığının tespitine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi tarafından incelenen ticari defterlerde ödemeye ilişkin herhangi bir izin olmadığını, davacıların sözde ibraname evrakını icra dosyasına sunmamış olup süre aşımından kaynaklı hacizlerin fekkini talep ettiklerini, bu yönüyle ibranamenin sonradan düzenlendiği ve alacaklının alacağına kavuşmasının engellendiğinin amaçlandığını, …, …, …’ın hali hazırda … Ticaret Limited Şirketi’nde ortak ve yetkili olup aralarında ortaklı bağı ve menfaat ilişkisi bulunduğunu, davacı tarafın ticari defterlerini sunmaktan kaçındığını, çekin “…- …” tarafından şahsi firması kaşesiyle ciro edildiğini, bu yönüyle firmanın kapanmış olduğundan bahisle ticari defterlerin sunulamayacağı iddiasını kabul görmeyeceğini, hiçbir şekilde borç ödemesi yapmayan davacı borçluların geçmişe dönük olarak düzenledikleri bir belge ile borçtan kurtulmuş bulunduklarını, kaldı ki davacı borçluların 2010 tarihinde düzenlendiğini iddia ettikleri sözde ibranameyi 2017 yılına kadar icra dosyasına sunmadıklarını ve ödeme definde bulunmadıklarını, bu durumun dahi belgenin sonradan düzenlenmiş olduğunu gösterdiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Dava, ödeme ve ibra belgesi nedeniyle icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olunmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ödeme ve ibra belgesinin geçmişe yönelik olarak düzenlenip düzenlenmediği noktasındadır.Davaya konu Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, davalı-takip alacaklısı … A.Ş tarafından davacı-takip borçluları … ve … ile dava dışı … hakkında 11.08.2006 keşide tarihli, 14.000 TL bedelli çeke dayalı olarak 29/08/2006 tarihinde kambiyo senedine mahsus yolla icra takibi başlatılmıştır. Takibe konu çek dava dışı … tarafından …- … lehine keşide edilmiş ve sırasıyla lehtar, … ve … A.Ş tarafından ciro edilmiş, 11/08/2006 tarihinde ise bankaya ibraz edilmiştir.Davacı tarafça sunulan 07/10/2010 tarihli ödeme anlaşması ve ibranamede, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas(Yeni Esas…) sayılı dosyasında takip konusu çek bedelinin … Ltd Şti yetkilisi … tarafından elden tahsil edildiğ, … ve… tarafından borcun ödendiği belirtilmiştir. Dosyada sunulu davalı … A.Ş’nin imza sirkülerine göre, şirketin 16/12/2002 tarihli şirket kararına göre … ve …, 10 yıl süre ile şirket ünvanı veya kaşesi altında atacakları münferit imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınmışlardır. Davalı … A.Ş’nin 25/12/2015 tarihli Genel Kuruluna göre, … şirketteki hisselerini … devrederek ortaklıktan ayrılmıştır. Buna göre, ödeme anlaşması ve ibraname belgesinin düzenlendiği tarih itibariyle …, davalı … A.Ş’nin ortağı ve temsilcisidir.Davalı tarafça, 07/10/2010 tarihli ödeme anlaşması ve ibraname başlıklı belgenin … Ticaret Limited Şirketi’nin ortakları olan …, … ve … tarafından sonradan düzenlendiği iddia edilmektedir. Buna göre, tarafların ortak oldukları … Sanayi Ticaret Limited Şirketi, 50.000,00’er TL sermaye ile 15/12/2006 tarihinde …, … ve … tarafından kurulmuştur. Daha sonra … 16/03/2011 tarihinde …’a devrederek ortaklıktan ayrılmıştır. Ancak davacılar ile davalı şirketin bir dönem ortağı olan … dava dışı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin ortağı olmaları, ödeme iddiasının icra dosyasında ileri sürülmemiş olması ve ödemenin şirkete ve icra dosyasına yapılması gerektiği iddiası şeklindeki hususlar 07/10/2010 tarihli ödeme anlaşması ve ibraname başlıklı belgenin davacılar ve … tarafından ortak çıkarları nedeniyle sonradan düzenledikleri iddiasını ispata elverişli değildir. Dolayısıyla belge tarihi itibariyle … davalı şirketin yetkili temsilcisi olup, TBK’nın 40/1.(eTBK m. 32/1) maddesi gereğince davalı bu belge ile bağlıdır. Bu belgede borcun ödendiği belirtildiğine göre Mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırılan istinaf karar harcı 239,08 TL’nin alınması gerekli olan 956,34 TL harçtan mahsubu ile bakiye 717,25 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Karardan sonra davacı yan gider avansından karşılanan 42,00 TL tebligat masraflarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 18/03/2021