Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/22 E. 2020/192 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/22
KARAR NO : 2020/192
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2018
NUMARASI : 2017/187 Esas – 2018/98 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA : Davacı vekili, müvekkili şirketin uluslararası taşımacılık işi ile iştigal ettiğini, kendi araçlarıyla yapmış olduğu taşımacılıkta taşıma konusu emtiaların CMR sigortası poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı tarafla ile aralarında düzenlenen CMR sigorta kapsamında, müvekkili şirkete ait araçlar ile Almanya’ya dondurulmuş soğan yükü taşındığı sırada aracın frigo kısmında meydana gelen arızadan dolayı gaz kaçağı olduğunu, bu arazı nedeni ile de aracın frigo kısmında bulunan dondurulmuş soğan yükünün çözüldüğünü, bu çözülme nedeniyle bozulduğunu, meydana gelen bozulma nedeniyle müvekkili taşıyıcının 18.414 Euro zararı oluştuğunu, zarar sigorta poliçe kapsamında olması nedeniyle davalı tarafa noter kanalıyla ihtar yapıldığını ancak bedelin ödenmediğini ileri sürerek 18.414 Euro zararın olay tarihi olan 16/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, taraflar arasında bir sigorta sözleşmesinin olmadığını, bu hususun davacıya keşide edilen cevabı ihtarnamede belirtildiğini, buna rağmen davayı sigortacı olmayan müvekkiline açtığını, davaya konu zararın taraflarına çekilen ihtarnameden sonra …AŞ’ye bildirildiğini, firmanın hasarın poliçe kapsamında olmadığını bildirdiğini bunun bir ihtarnameyle davacıya bildirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, taraflar arasındaki uyuşmazlığın CMR sigorta poliçesinden kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkin olduğu, her ne kadar davalı … Brokerliği hakkında zararın meydana geldiği aracın sigortacısı olduğu belirtilerek dava açılmış ise de, bu şirketin sigorta ve reasürans brokeri olduğu, sigorta ve reasürans brokerlerinın sigorta ve reüsürans sözleşmesi yaptırmak isteyenleri temsil ederek sigorta sözleşmelerinin akdinden önceki hazırlık çalışmalarını yürüten ve gerektiğinde sözleşmelerin uygulanmasında veya tazminatın tahsilinde yardımcı olmaya meslek edinen kişi olup, sigorta tazminatı ödemesinin yasak olduğu, dolayısıyla sigorta ve reoseran brokerı olan davalının bu davada sigorta tazminatı ödemek ile yükümlü olmadığı dolayısıyla davalı sıfatının (pasif husumet ehliyetinin) bulunmadığı gerekçesiyle davacının davasının pasif husumet yokluğu (davalının davalı sıfatının bulunmaması) nedeniyle reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01/04/2014 tanzim tarih ve 2463965 poliçe numaralı poliçe imzalandığını, tüm sigorta primlerinin zamanında ödendiğini, gerekli bildirim ve ihbarların da zamanında yerine getirildiğini, bu davanın acenteye karşı da açılabileceğini, acente, aracılıkta bulunduğu veya akdettiği mukavelelerle ilgili her türlü ihtar, ihbar ve protesto gibi hakkı koruyan beyanları müvekkili namına yapmaya ve bunları kabule yetkili olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, CMR taşımasına dayalı, davacı sigortalı tarafından yapılan ödemenin sorumluluk sigortasına aracılık eden broker şirketinden tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, usulden davanın reddine karar verilmiş, karara karşı süresi içerisinde davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.HMK 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olmak üzere istinaf incelemesi yapılmıştır.Uyuşmazlık, davalı …’nin pasif husumetinin olup olmadığı noktasındadır. Hukukumuzda brokerlik kurumunu düzenleyen başlı başına bir yasa olmamakla birlikte, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 2 nci maddesinde tanımlanmış ve yönetmeliğe atıfta bulunulmuştur. Adı geçen 29368 sayılı 27/05/2015 tarihli RG’de yayınlanarak yürürlüğe giren, Sigorta ve Reasürans Brokerleri Yönetmeliği brokerlerin, yetki ve sorumluluk ile faaliyet alanlarını düzenlemiştir. Buna göre de, Davalı … AŞ.nin, broker olarak yönetmelikte de bahsedildiği gibi sigortalıya en iyi sigorta poliçesini düzenlemesi için aracılık ettiği, sigorta tazminatı veya avans ödemeyeceğinin açık olduğu, bu bakımdan sorumluluğunun olmadığı sonucu ortaya çıkmaktadır. Diğer taraftan dosyaya sunulan ve davacı tarafça dayanılan sigorta poliçesinin … AŞ ile akdedildiği ve davanın adı geçen şirkete ihbar edildiği anlaşılmaktadır. Davanın asıl hasım sigorta şirketine izafeten acente sıfatıyla davalı şirkete yöneltilmediğinden başka bir ifadeyle acenteye doğrudan dava açılamayacağından ilk derece mahkemesi kararı yerinde olduğundan davacının istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve peşin karar harcının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca Kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.