Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/2171 E. 2021/104 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2171
KARAR NO: 2021/104
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/10/2020
NUMARASI: 2019/406 Esas – 2020/507 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04.02.2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraflar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirket ile dava dışı temlik eden … San. A.Ş. arasında akdedilen temlik sözleşmesi gereğince, temlik eden dava dışı şirketin davalı şirketten alacağı olan 46.151,86 USD’ni temlik alındığını, davalı şirket ile dava dışı temlik eden şirket arasında ise … model 270 watt polkristal ürünün satımı ile ilgili 22.08.2017 tarihli satış sözleşmesi akdedidiğini, dava dışı şirket tarafından ürünlerin davalı şirkete teslim edilmesine rağmen davalı şirket tarafından ürün bedellerinin ödenmediğini, temlik sözleşmesine konu alacağın tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin davalının itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirket ile temlik eden şirket arasında 22/08/2017 tarihinde 10 ayrı sözleşme akdedildiğini, müvekkili şirket tarafından sözleşme gereği tüm edimlerinin yerine getirildiğini, yapılması gereken ödemelerin yapıldığını, temlik eden şirket tarafından sözleşmede belirtilen sürede sözleşme konusu ürünlerin üretim, temin ve tesliminin yapılmadığını, dolayısıyla müvekkilinin zarara uğradığını, sözleşmede açıkça tahkim şartı getirildiğinden, tahkim yolu itirazında bulunduklarını, ayrıca, müvekkilin ticari yerleşim adresi Ankara’da olduğundan, davanın yetkisiz yerde açıldığını, Ankara Mahkemelerin yetkili olduğunu, geçerli bir temlikten ne de bu temlike dayalı bir alacaktan sözedilemeyeceğini, davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddine ve %40 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, davacının Kadıköy ilçesinde Mukim ( İstanbul Anadolu Adliyesi yetki sınırları ) olduğu, davalının ise yerleşim yerinin Ankara olduğu, seçimlik hakka sahip olan davacının davasını bu iki mahkemeden birinde açmaması nedeniyle seçim hakkının davalıya geçtiği, davalının da süresinde ve usulünce yaptığı yetki itirazında yetkili mahkeme olarak Ankara Mahkemelerini gösterdiği gerekçesiyle yetkili mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunun tespiti ile dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, karar kesinleştikten sonra HMK.nın 20.maddesi gereğince yasal sürede başvuru halinde dosyanın görevli ve yetkili Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına karar verilmiştir. Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; davalının icra takibinin yetkisine itirazının bulunmadığını, bu nedenle mahkemesinin yetkisine itirazının dikkate alınmaması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; yetki ilk itirazının kabulü yönündeki hükme bir itirazlarının bulunmadığını ancak tahkim itirazının reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, tahkim şartlarının gerçekleştiğini, tahkim ilk itirazının yetkili mahkemece incelenip sonuca bağlanmasının usule uygun olacağını, tahkim itirazının reddine dair gerekçeye karar içerisinde yer verilmediğini, ayrıca, davacı vekilinin vekaletnamesinin süreli olduğunu, ilk derece mahkemesince bu eksikliğim tamamlanmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, alacağın temliki sözleşmesine konu alacağın tahsili için davacı temlik alan tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davalının yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine, davaya bakmaya Ankara Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğuna karar verilmiş ve karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dava, temlik eden dava dışı … A.Ş. ile davalı şirket arasında … model 270 watt Polkristal ürünün satımı ile ilgili olarak 22/08/2017 tarihinde yapılan satış sözleşmesi uyarınca dava dışı temlik eden şirketin ürünleri davalı şirkete teslim etmesine rağmen davalı şirket tarafından ürünlerin bedelinin ödenmediği iddiasıyla ürün bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesinin 16.12.2019 tarihli duruşmanın 2 nolu ara kararıyla tahkim şartı kesin olarak kararlaştırılmamış olduğundan tahkim itirazının reddine karar verilmiştir. Temlik sözleşmesine konu alacağın dayanağı olan 22/08/2017 tarihli sözleşmenin “İhtilafların Çözümü” başlıklı 5. Maddesinde; “Bu Sözleşme, Sözleşme’nin kuruluş ya da yorumlanması, Taraflar’ın ya da onların izin verilmiş olan kanuni ya da diğer her türlü haleflerinin bu Sözleşme’de yer alan hak ve yükümlülüklerinden doğacak her türlü ihtilaf ve/veya iddiaların tümü öncelikle Taraflar arasında 15 gün içinde sulhen çözülmeye çalışılacaktır. Bu kapsamda Taraflar bir ihtilaf durumunda öncelikle yetki birimi içerisinde Arabuluculuk Merkezine başvurmak zorundadır. İhtilafların Arabuluculuk esnasında yapılan görüşmeler neticesinde sulhen çözümlendirilememeleri halinde, Taraflar’dan herhangi birinin herhangi bir hakkına veya hukuki yollara başvurmasına halel gelmeyecek olup, aşağıdaki hukuki süreç Taraflar’dan herhangi biri tarafından başlatılabilir. Bu kapsamda Taraflar’ın hukuki uyuşmazlıklarına yetkili çözüm merci Türkiye Odalar ve Barolar Birliği (“TOBB”)’nin tahkim merkezi olacaktır…” denilmiştir. Kural olarak tahkim yargısı istisnai nitelikte olup, tarafların bu husustaki iradelerini açık ve kesin bir şekilde bildirmiş olmaları gerekir. Başka bir ifadeyle tahkim sözleşmesi veya şartının, uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi yolundaki taraf iradesini tereddüte yol açmayacak şekilde içermesi gerekmektedir. Oysa ki, yukarıda zikredilen sözleşme maddesi bu anlamda kesin bir tahkim şartı niteliğinde değildir (Bkz.Yargıtay 11 HD, 26/09/2013 tarih, 2012/18274 E-2013/16901 K.). O halde ilk derece mahkemesince, tahkim şartı geçersiz olduğundan tahkim itirazının reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği gibi, davacı vekilinin süreli vekaletnamesinin yenilendiği de görüldüğünden davalının yerinde olmayan istinaf sebeplerinin tümünün reddi gerekmiştir. İİK’nın 50/1. maddesinde HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağı düzenlenmiş olup HMK’nın 6. maddesi hükmü uyarınca kural olarak yasada aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi yetkili ise de, icra takibine konu edilen temlik sözleşmesi bedeli bir para alacağı olduğuna göre, Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, davacının yerleşim yeri mahkemesi de somut olayda yetkilidir. Ne var ki, eldeki davanın ne davalının ne de davacının bulunduğu yerde açılmadığından davalının yetki itirazının kabulünde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan bu nedenlerle HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince, tarafların istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Taraflar vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca, esastan reddine, 2-Taraflar tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Taraflar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.