Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/2151 E. 2021/57 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2151
KARAR NO: 2021/57
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/09/2020
NUMARASI: 2019/582 Esas – 2020/527 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21.01.2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağını tahsil etmek amacıyla başlatılan İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibi, borçlunun yetki itirazı nedeniyle Yetkili İcra Müdürlüğü olan Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyas numarasın almış olup, davalı borçlunun itirazları sebebiyle takibin durdurulduğu bu nedenle haklı davalarının kabulü ile davalı/borçluların haksız itirazının iptali ile takibin fer’ileriyle birlikte devamına, kötü niyetli davalı aleyhine asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yarglama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davaya cevap verilmemiş, ancak davalı vekili 18/11/2019 tarihli celsede “müvekkilim dava dışı 3. Kişi ile sözleşmesi vardır, sözleşme gereğince ifa edilmeyip daireler müvekkilime teslim edilmemiştir.” şeklinde beyanda bulunarak davanın reddine istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında “davalının ortağı olduğu … Ltd.Şti. ile dava dışı … Ltd.Şti. arasında imzalanan 10/02/2012 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesine dayandığı, dava dışı … Ltd.Şti.’nin sözleşmeden kaynaklı haklarını 08/02/2016 tarihli temlik sözleşmesi ile davacı şirkete temlik ettiği, icra takibinde alacak sebebinin 10/02/2012 tarihli satış vaadi sözleşmesi olarak belirtildiği, sözleşmede dört adet taşınmazın satıldığı ve ticari amaç bulunduğu, ayrıca sözleşmede satıcı … Ltd.Şti. ve alıcı da … Ltd.Şti. olup, davalının bu şirketin ortağı olduğu, şirketin faaliyet amacının gayrimenkul alım satımı olduğu, buna göre dayanak sözleşmede tarafların ticari şirket olduğu, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığı, davalının sözleşmeyi şirket temsilcisi olarak imza ettiği, husumetin davalının temsilcisi olduğu şirkete tevcih edilmesi yerine yanlış kişiye tevcih edildiği dikkate alınarak davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bonoların dayanağı sözleşmeler, sadece davalı …’un adı ile imzalanmış olup, sözleşmelerde şirket kaşesinin bulunmadığının, davalının, ne icra dosyasında ne de dava dosyasında husumet itirazında bulunmadığını, her ne kadar satış sözleşmelerinin 1. sayfasında alıcı olarak … Ltd. Şti yazılmış ise de, 4. sayfada alıcı olarak …’un yazdığını, bonoların da, bu sözleşme gereğince … tarafından verildiğini, bu nedenle, …’un sorumluluğuna gidildiğini, mahkeme kararını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davalının müvekkiline olan borcu yani bono bedellerinin ödenmediğinin sabit olduğunu, dava dosyasına sunulan 4 sözleşmede de sadece …’un adı ve imzasının bulunduğunu, bu durumda, mahkeme tarafından mahkeme tarafından davanın şirkete yöneltilmesi için süre verilmeden davanın husumet nedeniyle reddedilmesi hakkaniyete de aykırı olduğunu, davalı ile dava dışı 3. Kişi (temlik eden) … Ltd. Şti arasında 10.02.2012 tarihli Satış Vaadi Sözleşmesi imzalanmış olup, sözleşme gereği … şirketinin sözleşme konusu gayrimenkullerin mülkiyetini davalının tek yetkilisi olduğu … Ltd. Şti’ne devredeceğini, Davalının da, bu satım işlemi karşılığı olarak, satıcı olan … Şirketine 647.500,00-TL ödeyeceğini, Satış Vaadi Sözleşmesi’nin devamı olan ödeme tablosunda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere, borcun 53 adet senet 9.750,00-TL’lik vadelere bölündüğünü, ancak 33. ve 37. sıradaki ödemelerin, davalının bonolarda imzasının bulunmayışı nedeniyle yapılamadığını, sözleşmenin satıcı tarafı edimi yerine getirmiş ancak alıcı tarafı olan davalının edimini yerine getirmediğini, dava konusu asıl ilişkinin taşınmazın satışından kaynaklı ‘‘satış vaadi sözleşmesi’’nden kaynaklandığını, bu durumda sözleşme de belirtildiği üzere borç, 9.750,00 TL’lik taksitlerden ikisinin ödemesi yapılmadığından toplam 19.500,00-TL olduğunu, bu meblağın, sözleşmeden kaynaklanan alacak bakiyesi olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşınmaz satışından kaynaklanan alacak bakiyesinin tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasındadır. Dava dışı … Ltd. Şti.’nin satıcı, dava dışı … Ltd. Şti.’nin alıcı olduğu 10/02/2012 tarihli adi yazılı 4 adet taşınmaz şatış vaadi sözleşmesinde, … Mahallesi … ada, … parsel, … blok, … Kat, … nolu bağımsız bölüm; aynı yer … blok, giriş üstü Katı, … nolu bağımsız bölüm; aynı yer … blok, …. Kat, … nolu bağımsız bölüm; aynı yer … blok, …. Kat, … nolu bağımsız bölümün toplam 647.500,00 TL bedel karşılığında satış ve 30/06/2012 tarihinde teslimi kararlaştırılmıştır. Sözleşme bedeli 53 taksite bölünerek “senet”e bağlanmasına, 3. Taksitten sonrasının da 9.750,00 TL’lik eşit taksitlere ayrıldığına ilişkin ödeme tablosu düzenlenerek tüm sözleşmelere eklenmiştir. Satışa konu 291, 11 ve 103 nolu bağımsız bölümlere ilişkin sözleşmeler alıcı kısmına … yazılarak imzalanmış, 159 bağımsız bölüme ilişkin sözleşme ise alıcı olarak … Ltd. Şti. kaşesi üzerine çift imza ile imzalanmıştır. Ayrıca ödeme tablosu da … tarafından imzalanmıştır. Tüm sözleşmelerde alıcı olarak dava dışı … Ltd. Şti.’nin yer almış ancak 291, 11 ve 103 nolu bağımsız bölümlere ilişkin sözleşmeler alıcı sıfatıyla davalı … tarafından imzalanmıştır. Aynı şekilde sözleşmenin eki olan ödeme tablosu da davalı … tarafından imzalanmıştır. Bunların yanı sıra davalı vekili de 18/11/2019 tarihli celsede müvekkilinin dava dışı 3. kişi ile sözleşmesi olduğunu ve sözleşme gereğince ifa edilmeyip dairelerin müvekkiline teslim edilmediğini beyan etmiştir. Tüm bunlar hep birlikte değerlendirildiğinde davalının sözleşmede taraf sıfatının bulunduğu ve davada da pasif dava ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucunda davalının şirketi temsilen sözleşmeyi imzaladığı kabul edilerek husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ İLE, istinafa konu mahkeme kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi 21/01/2021