Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/2150 E. 2020/498 K. 25.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2150
KARAR NO : 2020/498
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2020
NUMARASI : 2020/659 Esas – 2020/385 Karar
DAVA : Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25.12.2020
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA :Davacı vekili, müvekkili şirketi temsilen … ile davalı … arasında 2015 yılından itibaren davacının bazı gayrimenkul ve alacaklarının davalıya devredilmesi ile davaya konu ilişki temelinin kurulduğunu, taraflar arasında, davalının üzerinde bulunan taşınmazın (ayrıca fiilen banka üzerinde olan ancak müvekkil şirkete ait olan diğer taşınmazlarla birlikte) üçüncü kişiye satışından dolayı ve daha önceki -yukarıda izah edilen- hukuki ilişki gereği cari hesap bakiyesi bulunduğunu, taraflar arasındaki ilişkiye dayalı mutabakat gereğince, davalının, davacı şirkete 231.500 TL borçlu olduğu konusunda taraflarca mutabakata varıldığını, davalının cari hesap bakiyesi olan 231.500 TL’nin müvekkiline ödenmesi hususunda davalı tarafa noter ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalının, imzaladığı mutabakata rağmen ödemeden kaçındığını ileri sürerek 231.500 TL’nin taraflar arasında mutabakata varıldığı tarih olan 11/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan alınarak davacı müvekkile verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davanın arabulucuya başvurulmadan açıldığını, müvekkilinin dava konusu borcu ödeyerek, sona erdirdiğini, dava konusu 11/09/2019 tarihli belge aslını davacıdan teslim aldığını, sözkonusu belge aslının müvekkilinin elinde olmasının borcun ödendiğinin kanıtı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince, arabuluculuk son oturum tutanağını incelenmesinde, arabuluculuk sürecinin başladığı tarihin 02/09/2020 olup, davanın açıldığı tarihin ise, 31/08/2020 olduğu, davanın arabulucuya başvurulmadan açıldığı gerekçesiyle davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; arabulucuğa davanın açıldığı tarih olan 31/08/2020 tarihinde başvurulduğunu, arabuluculuk sisteminden kaynaklanan gecikmelerin taraflarına yükletilemeyeceğini, dava şartı arabuluculuğa başvurulup başvurulmadığına dava tarihi itibariyle bakılacağından ve dava tarihi itibariyle mevcut arabuluculuk başvurusu olduğundan, ayrıca söz konusu son tutanağın süresi içinde mahkemeye sunulmuş olmasından dava şartının mevcut olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, alacak davasıdır.İlk derece mahkemesince, davanın ticari dava olup arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı, TTK’nın 5/A maddesindeki dava şartının bulunmadığı gerekçesiyle, 6325 sayılı Kanun’un 18/A ve HMK’nın 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ya eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olması dava şartı olup, davacı tarafça, dava tarihi itibariyle arabuluculuğa başvurulmuş olup, arabulucuk nihai tutanağının da yargılama sırasında ibraz edildiği gözetildiğinde, davacının dava açmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurma koşulunu yerine getirdiği, bu nedenle ilk derece mahkemesinin dava şartlarına aykırı karar verildiği anlaşılmakla, HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353(1)a-4 gereği KALDIRILMASINA;2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK 353/1.a maddesi uyarınca, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.