Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/2112 E. 2020/496 K. 25.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/2112
KARAR NO : 2020/496
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2020
NUMARASI 2020/225 Esas – 2020/485 Karar
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/12/2020
Taraflar arasındaki İtirazın İptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA: Davacı vekili, müvekkili tarafından …AŞ’ne belli bir miktar para yatırıldığını, şirketin tasfiyeye girmesi sonucunda, mevcut alacağını taraflar arasında imzalanan alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesine konu edildiğini, buna göre davalının müvekkiline ödemeyi taahhüt ettiği taksitlerde toplamda 14.941 Usd ödeme yapıldığını ancak kalan taksitlerin bakiyesi 12.818 Usd’nin ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı hakkında icra takibi başlatıldığını itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, takip tarihi itibariyle müvekkili şirketten kesinleşmiş, muaccel ve likit bir alacağı bulunmadığını, … Finans şirketin tasfiye halinde bulunduğunu, tasfiye sonucunda alacağın tespit edilebileceğini savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, 6102 Sayılı TTK’nın 3.maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğunun belirtildiği, aynı kanunun 4.maddesinde ise ticari dava ve işlerin sayıldığı, eldeki davada ise davacı tarafından temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle itirazın iptali isteminde bulunulmuş olup davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki …A.Ş’nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, kaldı ki; davacının da tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağından, dava konusu uyuşmazlık ticari dava niteliği taşımadığı (Yargıtay 11.HD’sin 2015/14950 Esas, 2016/3539 Karar; 2017/1069 Esas, 2018/5194 Karar ve Yargıtay 13.HD’sinin 2015/15096 Esas, 2017/2181; 2017/8010 Esas, 2017/9945 Karar; 2015/39733 Esas, 2018/4765 Karar sayılı ilamları) bu itibarla davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği, görev hususunun kamu düzeninden olup taraflarca ileri sürülmesi bile yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddiyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, kararın kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre dahilinde taraflardan birinin talepte bulunması halinde dosyanın davanın esasını çözmekle görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan davada, ihtilaf konusu sözleşmenin ve ifasının tacir olan müvekkilinin ticari işletmesi ile ilgili olduğundan görevsizlik kararının doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasınıistemiştir.
GEREKÇE :Dava, Tasfiye Halinde … A.Ş.’den mevduat alacağının ivazlı temliki üzerine temlik alan tarafından ödenmeyen temlik alacağının tahsili istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, asliye hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davalı vekilince süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda, taraflar arasında imzalanan alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesine göre, davacının Tasfiye Halindeki … Finans Kurumu A.Ş.’den 27.122,00 USD mevduat alacağı davalıya temlik edilmiş olup, karşılığında davalının 400 USD’yi sözleşmede belirlenen vadelerde taksitler halinde ödemesi kararlaştırılmıştır. Davacı ile davalı şirket arasında imzalanan alacağın temliki sözleşmesi bağımsız mahiyette bir sözleşmedir ve taraflar açısından kendi başına hüküm ifade eder. Davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki Tasfiye Halindeki …A.Ş. bu davada taraf değildir. Eldeki dava, TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, davacının tacir olmadığı da gözetildiğinde, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili değildir. Bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değil 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir(HGK’nın 21/03/2019 Tarih, 2017/11-2630 Esas ve 2019/328 Karar sayılı İlamı).Bu hukuki tespitlere göre, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerinde olup, davalının istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir. Açıklanan bu nedenlerle, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca, esastan reddine,2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.