Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/2095 E. 2020/444 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2095
KARAR NO: 2020/444
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2020
NUMARASI: 2020/137 Esas – 2020/137 Karar
DAVA: İhtiyati Hacze itiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17.12.2020
Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itirazın incelenmesi hakkında kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine yönelik olarak verilen karara karşı süresi içinde ihtiyati hacze itiraz eden taraf vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması uterine dosya içindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati haciz isteyen vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankaya borcu bulunan …Ltd Şti’nin bu borçlarının bir kısmının ödenmesinin teminen diğer borçlular … ve …’ın avalist olarak imzaladıkları 10.10.2013 düzenleme ve 05.02.2020 vade tarihli 15.000.000 TL miktarlı bononun düzenlenerek müvekkili bankaya verildiğini, bono bedelinin vadesinde ödenmediğini belirterek bononun avalistleri İrfan ve … hakkında 4.570.360,05 TL alacak üzerinden ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, talep uygun görülerek mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İTİRAZ: İtiraz eden borçlular vekili, talebe konu bononun … Ltd Şti ile … Ltd Şti’nin alacaklı banka ile imzalamış oldukları kredi sözleşmesine teminat olarak düzenlendiğini, bono fotokopisinin üzeri karalandığı için okunaklı olmadığını, bu nedenle kambiyo vasfında olmadığını, altındaki imzanın müvekkillerine ait olup olmadığının anlaşılamadığını, bononun müvekkillerinin sahip oldukları adı geçen şirketler tarafından çekilen kredi borçlarına kefaletlerinden ileri gelen bir teminat senedi olduğunu, asıl borçlulara müracaat edildiğine ve bu müraacatın sonuçsuz kaldığına dair yazılı delil sunulmadığını, alacağın yargılamayı gerektirdiğini, kefalet koşullarının tartışılması gerektiğini, kaldı ki karşı tarafın alacağının rehinle teminat altına alındığını, bu bağlamda alacaklı bankanın asıl borçlu şirketlere ait bir kısım taşınır ve taşınmaz malları üzerinde rehin hakkının olduğunu, ayrıca bu şirketler hakkında verilmiş konkordato kararının bulunduğunu, dolayısıyla asıl borca bağlı bulunan feri nitelikteki müvekkil kefillerin konkordato kararından istifade edebilmesi gerektiğini belirterek müvekkilleri hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
İTİRAZA CEVAP: Karşı taraf alacaklı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; borçluların itirazlarının itiraz sebeplerini düzenleyen İİK’nın 265. Maddesi kapsamında olmadığını, asıl borçlu şirketlerin müvekkili bankaya olan borçlarının ödenmesi amacıyla talebe konu bononun düzenlendiğini, itiraz eden borçluların da bonoyu avalist olarak imzaladıklarını, avalistler hakkında yasal takip ve ihtiyati haciz talep edilmesinin hukuka uygun olduğunu, alacağı kambiyo senedine bağlı olan alacaklının, alacağı rehinle temin edilmiş olsa bile, kambiyo senedine dayalı olarak ihtiyati haciz dahil olmak üzere tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla icrai işlemler yapabileceğini belirterek itirazın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan duruşma sonucunda, talep dışı şirketler hakkında konkardato kararı verilmiş olmasının kambiyo senedinde aval veren borçlular hakkında ihtiyati haciz istemeye engel bir durum olmadığı, kambiyo senedinin teminat senedi mahiyetinde olmasının kambiyo senedi olma vasfını etkilemeyeceği, aval veren sıfatına haiz borçluların avalden kaynaklı borcu için bir ipotek verildiği, rehin tesis edildiğine dair bir delil de sunulmadığı, yine itiraz eden borçlunun bonodaki imzaların müvekkillerine ait olmayabileceği yolundaki itirazının açılacak bir menfi tespit davasında incelenebileceği gerekçeleriyle ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden/borçlular vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ:İtiraz eden borçlular vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; talebe konu bononun asıl borçlu şirketler ile alacaklı banka arasında imzalanmış kredi sözleşmesinin teminatı olarak düzenlendiği kanısında olduklarını, bono altındaki imzaların da müvekkillerine ait olup olmadığı konusunda kuşkularının olduğunu, kaldı ki, söz konusu bonodan dolayı müvekkillerinin şahsi borçlarının bulunmadığını, sahibi oldukları şirketler tarafından alacaklı bankadan alınan krediler nedeniyle alınan şahsi kefaletlerinden kaynaklanmakta olabileceğini, bu teminat bonosu ile dayanağı kredi ise daha önce müvekkili şirketlerin otobüsleri üzerinde rehin, taşınmazları üzerinde ipotek tesis edilerek teminat altına alındığını, asıl borçlu şirketler hakkında verilmiş konkordato kararına rağmen, karşı tarafın ihtiyati haciz talebini kabul ederek müvekkilerinin mallarına ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulduğunu, konkordato kararından aval verenlerin de yararlanması gerektiğini, asıl borçlulara müracaat edildiğinin ve müracaatın sonuçsuz kaldığına dair hiçbir yazılı belgenin bulunmadığını, alacağın yargılamayı gerektirdiğini, kefalet koşullarının tartışılmadığını, karşı tarafın alacağının rehinle teminat altına alındığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE:Talep, kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, ihtiyati haciz talep eden alacaklı tarafından borçlular aleyhine kambiyo senetlerine dayalı olarak istenilen ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmiştir. Borçlular tarafından ihtiyati hacze itiraz edilmesi üzerine usulüne uygun olarak duruşma açılarak itirazın reddine karar verilmiştir. Talebe konu 10.10.2013 tanzim ve 05.02.2020 vade tarihli, 15.000.000 TL bedelli bononun keşidecisi … Ltd Şti, lehtarı … Bankası AŞ, aval verenleri … Ltd Şti, … ve … olduğu görülmüştür. İtirazda bulunan borçlular vekilinin dilekçesindeki diğer itiraz nedenlerinin işin esasına yönelik olup, menfi tespit ya da istirdat davasının konusunu teşkil edebileceği ve dava aşamasında dinlenebileceği, İİK. 265. maddesinde sayılan itiraz nedenlerinden olmadığı, talebe konu bononun keşidecisi hakkında konkordato kararı verilmiş olmasının bononun avalistleri hakkında ihtiyati hacze engel teşkil etmediği, aval verenlerin avalden kaynaklı borçları için alacaklı bankaya ipotek ya da rehin verildiğinin ileri sürülmediği hep birlikte değerlendirildiğinde, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerinde olup, itiraz edenlerinin yerinde olmayan istinaf sebeplerinin tümünün reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Peşin harcın karar harcına mahsup edilmesine başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362(1)-f maddesi ve İİK’nın 265/ son . maddeleri uyarınca oy birliği Kesin olarak ile karar verildi.