Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/2035 E. 2020/381 K. 03.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2035
KARAR NO: 2020/381
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/09/2020
NUMARASI: 2020/516 Esas – 2020/456 Karar
DAVA: Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİH: 03.12.2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin faaliyet gösterdiği … Mah. … Sk. No:… Esenyurt/İSTANBUL adresinde, 24/03/2020 gecesi yangın çıktığını, ofis olarak kullanılan konteynırın tamamen yandığını, yangında 09/03/2016 tarihinden itibaren yangın tarihine kadar olan döneme ilişkin tüm ticari defterler, faturalar, vergiye esas belgeler ve sair her türlü belge ve evraklar ile TTK 82 uyarınca saklanması zorunlu olan her türlü evrakın zayi olduğunu, bu nedenle bahsi geçen belgelere ilişkin zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkeceme; TTK’nın 82/7. maddesinde öngörülen 15 günlük sürenini hak düşürücü süre olduğu , ziyaın öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, davacının ofis olarak kullandığı konteynır yanması sonucu orada bulunan defterlerini defterlerini kaybettiğini, yangının gerçekleştiği 24/03/2020 tarihinde öğrendiği iş bu davanın 25/06/2020 tarihinde açıldığı, ve davanın 15 günlük hak düşürücü süre de açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının faaliyet gösterdiği adreste 24.03.2020 gecesi tespit edilemeyen bir sebeple yangın çıktığını, ofis olarak kullandığı konteynırın tamamen yandığını, şirketin kuruluş tarihi olan 09.03.2016 tarihinden itibaren yangın tarihine kadar olan döneme ilişkin tüm ticari defterler, faturalar, vergiye esas belgeler ve sair her türlü belge ve evraklar ile TTK 82 uyarınca saklanması zorunlu olan her türlü evrakların yangın nedeniyle zayi olduğunu, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 29.06.2020 tarihli yetkisizlik kararı uyarınca dosyanın yetkili Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderildiğini ve davanın süresinde açılmadığından bahisle, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiğini, Covid-19 salgının görülmesi nedeniyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla 25.03.2020 tarihli TBMM Genel Kurul’unda kabul edilen ve 26.03.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7226 No’lu Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 1. Geçici Maddesi uyarınca maddi hukuk, usul hukuku ve takip hukukuna ilişkin sürelerin durdurulduğunu, sürelerin durma tarihinin 2480 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 15.06.2020 tarihine kadar uzatıldığını, tüm sürelerin 13.03.2020 – 15.06.2020 tarihleri arasında durmuş olup; durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine on beş gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere on beş gün uzamış sayılır, dolayısıyla sürenin sona erdiği tarihin 30.06.2020 olduğunu, davanın 25.06.2020 tarihinde açıldığını ve hak düşürücü süre sona ermeden açıldığını, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nun 82/7 maddesi uyarınca zayii belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. TTK’nun 82/7 maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.” düzenlemesini içermektedir. Maddede düzenlenen 15 günlük süre hak düşürücü süre olup, davanın görülebilirlik şartıdır. 7226 Sayılı Yasasının Gecici 1. Maddesi ” a) Dava açma, icra takibi başlatma, başvuru, şikâyet, itiraz, ihtar, bildirim, ibraz ve zamanaşımı süreleri, hak düşürücü süreler ve zorunlu idari başvuru süreleri de dâhil olmak üzere bir hakkın doğumu, kullanımı veya sona ermesine ilişkin tüm süreler; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile usul hükmü içeren diğer kanunlarda taraflar bakımından belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim tarafından tayin edilen süreler ile arabuluculuk ve uzlaştırma kurumlarındaki süreler 13/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden,b) 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile takip hukukuna ilişkin diğer kanunlarda belirlenen süreler ve bu kapsamda hâkim veya icra ve iflas daireleri tarafından tayin edilen süreler; nafaka alacaklarına ilişkin icra takipleri hariç olmak üzere tüm icra ve iflas takipleri, taraf ve takip işlemleri, yeni icra ve iflas takip taleplerinin alınması, ihtiyati haciz kararlarının icra ve infazına ilişkin işlemler 22/3/2020 (bu tarih dâhil) tarihinden, itibaren 30/4/2020 (bu tarih dâhil) tarihine kadar duracaktır. Bu süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden itibaren işlemeye başlayacaktır. Durma süresinin başladığı tarih itibarıyla, bitimine 15 gün ve daha az kalmış olan süreler, durma süresinin sona erdiği günü takip eden günden başlamak üzere 15 gün uzamış sayılacaktır. Salgının devam etmesi halinde Cumhurbaşkanı durma süresini 6 ayı geçmemek üzere bir kez uzatabilecek ve bu döneme ilişkin kapsamı daraltabilecektir. ” 2480 karar sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’ nin 1 .maddesi ” Covid-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını ve yargı alanında doğabilecek hak kayıplarını önlemek amacıyla; 7226 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanunun geçici 1. Maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen durma süresi, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda öngörülen zorunlu idari başvuru yoluna ilişkin süreler hariç, 01/05/2020 (bu tarih dahil) tarihinden 15/06/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar (salgın hastalığın yayılma tehlikesinin daha önce ortadan kalkması halinde yeniden değerlendirilmek üzere) uzatılmıştır.” şeklinde düzenlenmiştir. Somut olayda,davacı 24/03/2020 tarihinde meydan gelen yangın nedeniyle nedeniyle davacı şirketin ticari deftelrlerinin zayi olduğu iddasıyla zayi belgesi verilmesi talebiyle 25/06/2020 tarihinde eldeki davanın açıldığı görülmüştur.Yangın olayının vuku bulduğu tarih de yürürlükte olan 7226 Sayılı Yasasının Gecici 1. Maddesi uyarınca hakdüşürücü süre 30/04/2020 tarihine kadar duracak olup,bu süreden itibaren 15 günden az kalan sürelerin 15 uzayacağı düzenlenmiş olup, öngörülen bu uzatma süresi 2480 karar sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’ nin 1 .maddesi uyarınca 15/06/2020 tarihini kadar uzatılmış olup bu yasal düzenleme uyarınca davanı uzamış hakdüşürücü süre nin sona erdiği 30/06/2020 tarihinden önce açıldığı anlaşılmıştır.Buna göre mahkemece yanılgılı değerlendirme ve yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının bu yönden kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstinaf konu mahkeme kararının HMK 353(1) a-6 gereği KALDIRILMASINA; 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye İADESİNE 3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yatırılan istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 4-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03.12.2020