Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/203 E. 2021/422 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/203
KARAR NO: 2021/422
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/10/2018
NUMARASI: 2016/1084 Esas – 2018/1054 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 31/03/2021
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 01.05.2012 tarihli Şarap Satım Sözleşmesinin 24. maddesinde “müşterinin ödeme koşullarına uymaması, iflası, konkordato isteminde bulunması, aleyhine iflas takibi veya davası açılması, tasfiyesi, ölümü, sözleşmede belirtilen ürünlerin alımı ile ilgili performans düşüklüğünün müvekkili şirket tarafnıdan tespit edilmesi vb. hallerde, müvekkili şirketin, işbu sözleşmeyi hiçbir ön ihbara gerek kalmaksızın derhal feshedebilir ” hükmünün yer aldığını, anılan sözleşme uyarınca, davalının borcunu ödememesi nedeni ile cari hesap borcunun tahsili için müvekkili tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile yasal takip başlatıldığını, aynı sözleşmenin 5- özel şartlar b maddesinde “…, müşteriye sözleşme başlangıcında müşteriye ait işyerinin işletilmesine katkıda bulunmak amacı ile hizmet bedeli faturası karşılığında 50.000,00- TL + KDV nakit ödeme yapacaktır ” şeklinde düzenlendiğini, bu kapsamda, müvekkilinin davalıya 12.7.2012 tarihinde 59.000,00-TL ödeme yaptığını, davalının ödeme şartını yerine getirmediğinden dolayı sözleşmenin feshedildiğini ve aynı zamanda, davalının katılım bedelinin gerçekleştiremediği satış ile oranlanması sonucu bulunan 22.2.2016 tarihli 22.396,40-TL bedelli faturanın ödenmesinin davalıya ihtar ettiğini, faturadan kaynaklı alacağın tahsili için davalı alehine başlatılan icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu itirazının iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili şirketin davacıya hiçbir borcunun olmadığını, taraflar arasında ticari satıma konu mal bedellerinin tamamen ödendiğini, davaya dayanak faturanın kabul edilmediğini, faturanın içeriğinin anlaşılamadığını, davacının haklı neden olmaksızın sözleşmeyi süresinden önce feshettiğini, böylece, müvekkilinin … şaraplarını satmasını ve kotasını doldurmasına engel olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporları sonucunda, taraflar arasında düzenlenen sözleşmede yetkili mahkeme ve icra dairesinin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri ve İstanbul İcra Müdürlüğü olarak gösterilmiş olduğundan icra dairesinin yetkisine itirazın yerinde olmadığı, davalı şirkete 01/05/2012 tarihinden 10/04/2015 tarihine kadar toplam 3.002- Litre ürün satışının yapıldığı, bu durumda davalı şirkete sözleşme ile taahhüt ettiği 5.000- Litre alımın gerçekleştiremediği, her ne kadar kota hedefi tamamlanıncaya kadar davalıya 5 yıllık süre verilmiş ise de; taraflar arasındaki sözleşmenin 2/4 maddesi uyarınca; davalı şirketin ödeme koşullarına uymaması nedeni ile, cari hesap alacağına dayalı davalı hakkında icra takibi başlatılmış olduğu, 459,58- TL cari hesap alacağının 04/03/2016 tarihinde davalı tarafça yapılan 515,00-TL lik havale ile ödendiği, sözleşmenin davacı tarafça tek taraflı olarak fesih şartlarının gerçekleştiği, bu itibarla taraflar arasındaki sözleşmenin 2/1 maddesi uyarınca, davalının, almış olduğu katılım bedelinin gerçekleştiremediği satış ile oranlanması sonucu bulunacak miktarı davacıya iade etmekle yükümlü olduğu, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 22.340,98-TL bakiye alacağı bulunduğu, davalının takip dosyasına yaptığı itirazın haksız olması ve alacak miktarının likit olması nedeni ile kabul edilen miktar üzerinden davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedidiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 22.340,98 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, asıl alacak miktarı olan 22.340,98 TL’nin %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davacının 5 yıllık süre dolmadan sözleşmeyi fesh ederek müvekkili şirketin kotayı doldurmasına imkan tanımadığını, konuyla birebir dosyaya sunulan emsal Yargıtay 19 HD kararında, ilave mal alımının sözleşme süresi sonuna kadar yapabileceğinden davanın reddine ilişkin mahkeme kararı onadığını, davacının 456,58 TL gibi küçük cari hesap borcunu bahane ederek 5 yıllık süre dolmadan 01.03.2016 tarihinde çektiği ihtarla sözleşmeyi haklı olarak fesh edemeyeceğini, ayrıca bu borcu icra takibiden hemen sonra ödendiğini, fesih nedeninin haklı olmadığını, müvekkilinin ticari defterlerinin incelenmeden ve rapora itirazlarının karşılanmadan karar verildiğini, alacak tutarının davacının tek taraflı kestiği ve müvekkili şirketçe kabul edilmeyen faturaya dayalı olmasından dolayı, likit alacak olarak kabul edilemeyeceğinden icra inkara hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, satış noktası sözleşmesinin (bayiilik sözlemesinin) haklı nedenle feshi ile ödenen katkı payının karşılıksız kalan kısmının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı süresi içerisinde davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, taraflar arasında satış noktası sözleşmesinin akdedildiğini, davalının cari hesaptan kaynaklı borcunun ödemediğini, sözleşmeye aykırı davrandığını, bu alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, bu nedenle sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini iddia ederek ödenen katkı payının karşılıksız kalan iadesini istemiş, davalı ise, ufak bir cari hesap borcun bahane edilerek sözleşmenin haksız yere feshedildiğini, kaldı ki bu borcun da ödendiğini, sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle kotanın doldurulamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Taraflar arasında imzalanan 01/05/2012 tarihli sözleşmenin 2.1 maddesinde; “İşbu sözleşme, 5.000 LT kotalı ve 2 yıl süreli olup, işbu kota hedefi gerçekleşinceye kadar geçerliliğini korur ve devam eder. Ancak, kota tamamlanması için geçecek süre hiçbir şekilde 5 yılı geçemez. İşbu nedenle sözleşme, 5 yıldan önce kotanın hedefinin gerçekleştirilmesi ile veya kota hedefi gerçekleştirilememiş olsa dahi, her halükarda 5 yılın tamamlanması ile sona erer. 5 yıllık süre içerisinde kotanın gerçekleştirilememesi halinde, müşteri …’nın kendisine ödemesi gereken münhasır reklam ve satış yeri bedelinin tamamını almış ise aldığı katılım bedelini gerçekleştiremediği satışı ile oranlanması sonucu bulunacak miktarlarına …’ya iade edeceğini kabul ve taahhüt eder.”; 2.2 maddesinde; “Müşterinin işbu sözleşme veya sözleşmenin eklerindeki hükümlerden herhangi birisini kısmen veya tamamen yerine getirmemesi veya ihlal etmesi halinde, … sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebilir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Somut olayda, davalı bayiinin cari hesaptan kaynaklı borcunu ödemediğinden davacı tarafça aleyhine icra takibine girişildiği, takipten hemen sonra borcun davacıya ödendiği ihtilafsız olmasına göre, davacı tarafça sözleşmenin süresinden önce haklı nedene dayalı olarak feshedildiğinin kabulü gerektiği, bu durumda, davalının kendisine ödenen katkı bedelinin satışı ile orantılı olarak hesaplanacak kalan kısmını davacıya iade ile yükümlü olduğu, sözleşmenin ayakta kaldığı sürede yapılan satış miktarları konusunda ihtilaf bulunmadığından davalının ticari defterlerinin incelenmesinin sonuca etkili olmadığı gözetildiğinde, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerindedir. İİK’nın 67/II. maddesi uyarınca, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacağın likit (belirlenebilir) olması halinde hükmolunan alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata hükmedilmesi gerekir. Ne var ki, davaya konu alacak miktarının bilirkişi raporu ile tayin ve tespit edilmesi nedeniyle alacağın likit bulunduğundan sözedilemeyeceğinden şartları oluşmadığından davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmadığından ilk derece mahkemesinin kararının bu yönden düzeltilmesi gerekmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 maddesi uyarınca, kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir .
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin İstinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE; İstinaf incelemesine konu mahkeme kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 22.340,98 TL miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, 2-Alacak likit-bilinebilir olmadığından koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı isteminin reddine, 3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.526,10.-TL karar ilam harcından peşin alınan 270,50- TL mahsubu ile bakiye 1.256,00.-TL harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacının yatırmış olduğu 270,50-TL peşin harç, davalı tarafından yatırılması gereken karar ilam harcından düşüldüğünden, toplam bu miktarın 270,50-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bunun dışında davacı tarafından yapılan dava açılış gideri: 33,50- TL ( başvurma ve vekalet harcı ) davetiye posta gideri: 84,00- TL, bilirkişi ücreti: 1.500,00- TL olmak üzere toplam: 1.617,50 TL. yargılama giderinden kabul/red oranı (% 99,75 ) üzerinden hesaplanan 1.613,00 – TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen miktar üzerinden AAÜT’ uyarınca hesap ve takdir olunan 2.680,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden AAÜT’ nin 13/2 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 55,40- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7- Taraflarca tarafından yatırılan gider ve delil avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, 8- İstinaf aşamasındaki harç ve yargılama giderleri yönünden: a-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL başvuru harcının hazineye gelir kaydına, toplam 382,03 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde kendisine iadesine, b-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf başvuru harcı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362/(1)… maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.