Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/2023 E. 2021/11 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2023
KARAR NO: 2021/11
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2020
NUMARASI: 2018/316 Esas – 2020/172 Karar
DAVA: Haksız Rekabetin Tespiti-Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14.01.2021
Taraflar arasındaki haksız rekabetin tespiti-tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin “…” adlı ürünün uzun zamandan bu yana üretim ve satışını yaptığını ve aynı zamanda bu ürün için TPMK’ya tescil başvurusunda bulunulduğunu, davalıların müvekkilinin ürününün ambalajını birebir kullanarak benzerini “…” adı altında satışa sunduklarını, dolayısıyla davalıların bu haksız eylemleri neticesinde, müvekkilinin hem zarara uğradığını hem de piyasada itibarının zedelendiğini ileri sürerek haksız rekabetin tespiti ile menine, haksız rekabete konu ürünlere ve bunların üretiminde kullanılan üretim vasıtalarına el konularak imhasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, dosyada alınan bilirkişi raporunda tespit edilen maddi zarar yönündne davacı tarafa eksik kalan harcı yatırılması için verilen sürede bu eksikliğin yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf sebeplerinde özetle; davanın kısmi dava olarak açıldığını, ayrıca davadaki diğer taleplerinin değerlendirilmediğini, davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle haksız rekabetin tespiti ile meni ve maddi-manevi tazminat istemlerine ilişkindir. Davacı, üretimini ve satışını yaptığı “…” isimli ürünün birebir aynısının davalılarca “…” ismi altında pazarlanarak iltibasa neden olunduğunu iddia ederek haksız rekabetin tespiti ile menine, maddi ve manevi tazminata karar verilmesini istemiş, davalılar ise, davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesince, eksik harcın yatırılmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Eldeki davada, haksız rekabetin tespiti ile menine ve maddi-manevi tazminata karar verilmesi istenmiş olup, maddi tazminat talebi yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 5.000 TL üzerinden davanın açıldığı ve bu tutar üzerinden harcın yatırıldığı, bu talep yönünden kısmi davanın olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, haksız rekabet ve manevi tazminat talepleri bakımından inceleme ve değerlendirme yapılmadan bu talepler hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru değildir. Anayasa’nın 141/3. maddesi ”Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir. HMK’nın 297/c, 27/c maddelerinde ise mahkeme kararlarında her iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonucu ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır. Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Anayasa Mahkemesinin 01/02/2017 tarihli, 2014/12158 başvuru numaralı kararında belirtildiği üzere, “Anayasa’nın 36.maddesi ile güvence altına alınan gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır. Başvuru konusu olayda tespit edilen ihlal, adil yargılanma hakkının unsurlarından olan gerekçeli karar hakkının ihlal edilmesinden kaynaklanan ve ihlalin yeniden yargılama yapılarak kaldırılmasında hukuki yarar bulunduğundan, 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin 2 numaralı fıkrası gereğince ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere kararın bir örneğinin ilgili Mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir” denilmiştir. Böylece, gerekçesiz karar verilmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği Anayasa Mahkemesince ortaya konulmuştur. HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesince tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, bölge adliye mahkemesince işin esası incelenmeden, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye gönderilmesine duruşma yapılmaksızın kesin olarak karar verilir. Tüm bu değerlendirmeler ışığında, kararın bu haliyle istinaf denetimine elverişli bulunmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, davanın esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, 4-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)-g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.