Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/2018 E. 2020/488 K. 25.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2018
KARAR NO: 2020/488
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2020
NUMARASI: 2019/768 Esas – 2020/95 Karar
DAVA: İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/12/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müşterilerinden … lehine 02/02/2015 tarihinde 70.000,00 TL konut kredisi kullandırarak krediye istinaden müşterinin maliki bulunduğu İstanbul İli Avcılar İlçesinde bulunan … parsel sayılı … numaralı bağımsız bölüm üzerine ipotek tesis eildiğini, dava dışı …’nun müvekkilinin şubesinden söz konusu taşınmazı satın almak için konut kredisi başvurusunda bulunduğunu, müvekkili bankanın davalının 06/02/2017 tarihli ipotek fek taahhüdüne istinaden müvekkili adına borçlu … ile imzalanan sözleşme uyarınca 110.000,00 TL konut kredisi kullandırarak, taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, davalının fek yazısında konut kredi borcunun ödenmesi halinde ipoteğin 5 iş günü içerisinde kayıtsız ve şartsız olarak kaldırılacağının taahhüt edildiğini, bankanın taahhüt yazısına istinaden 110.000,00 TL tutarın 17/02/2017 tarihinde ödendiğini, tutarın fazlasıyla ödenmesine rağmen davalının taşınmaz üzerindeki ipoteği kaldırmadığını belirterek söz konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davanın müvekkilinin şubesine yönelik açıldığını, ancak şubeye husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davaya konu ipoteğin tesis edildiği taşınmazın malikinin dava dışı … olması nedeniyle davacının taraf ehliyetinin bulunmadığını, davacı tarafından taahhütnameye uygun hareket edilmediğinden müvekkiline yapılan ödemelerin önemli bir bölümünün dava dışı müşteri tarafınan hesaptan çekildiğini, bu nedenle kredi kapatılmadığından müvekkilinin riskinin devam ettiğini, davacı banka tarafından ödemenin 17/02/2017 tarihinde müvekkilinden teyit alınmadan yapıldığını, dekont açıklamasında krediye ilişkin olduğuna dair ve kredi kapamasına ilişkin olduğuna dair açıklama bulunmadığını, bu nedenle müvekkili tarafından rutin bir ödeme kabul edilerek kredi kapamaya ilişkin işlem yapılmadığını, davacının kusurlu eylemleri nedeniyle dava dışı … tarafından davacının yatırdığı tutarın büyük kısmının internet üzerinden farklı hesaplara transfer edildiğini, bir kısmının ise hesaptan çekildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında “getirtilen tapu kaydından da anlaşılacağı üzere taşınmaz davacı adına kayıtlı olmayıp dava dışı … adına kayıtlıdır. Yukarıda da belirtildiği üzere taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin fekkini isteme hakkı taşınmaz malikine ait olup ipotek alacaklısı sıfatı bulunan davacının davalı banka lehine konulan ipoteğin kaldırılmasını isteme hakkı bulunmamaktadır. Bu itibarla davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili bankanın husumet ehliyetinin bulunduğunu, müvekkili bankanın ipoteğin fekki için yapılması gereken tüm işlemleri yapmış olup, davalı bankann tarafından usulünce işlem yapılmamış ve davalı banka yatırılan paranın hesaptan çekilmesine sebep olduğunu, Müvekkili banka tarafından 23/06/2017 tarihinde davalı bankaya ipoteğin fekki hususunda yazı yazılmış ise de davalı bankanın ipotek fek taahhütlerinin 06/02/2017 tarihine kadar geçerli olduğundan bahisle ipoteği fek etmekten kaçındığını, davalı bankanın ipotek fek taahhüt yazısında açıkça “ödeme tarihinin gecikmesi durumunda kapama bakiyesi değişeceğinden güncel tutar için bankamızdan teyit almanızı rica ederiz” şeklinde ifade edilmiş olup açık bir şekilde 06/02/2017 tarihinden sonra ödeme olsa dahi ipoteğin fek edeceğinin beyan, kabül ve taahhüt edildiğini, buna müteakip davalının çekilen ihtarnameye rağmen ipoteği fek etmediğini beyan ederek, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, 2. Sıradan ipotek alacaklısının 1. Sıradaki ipotek alacaklısına karşı açmış olduğu ipoteğin fekki davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ipotekli taşınmazda 2. Sırada ipotek alacaklısı olan davalının 1. Sıradaki ipoteğin fekkini isteyebilip isteyemeyeceği noktasındadır. Davacı banka, davalı bankanın kredi müşterisi …’tan ipoteğe konu taşınmazı satın alan …’na kredi açmış ve bu kredi teminatı olarak davalının kredi müşterisinin devrettiği taşınmaz üzerine alt derecede ipotek tesis etmiştir. Davacı banka tarafından … hesabından davalı Banka nezdindeki bir hesaba 17.02.2017 tarihinde 110.000,00 TL’yi “konut alım bedeli” açıklaması ile göndermiştir. Ancak davalı Banka …’ın kredi riskinin devam ettiği gerekçesiyle dava konusu ipoteği kaldırmamıştır. Davalı banka, dava konusu ipoteği kaldırdığı takdirde davacı bankanın ipoteği onun derecesine ve sınıfına yükseleceğinden davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı ve buna bağlı olarak aktif dava ehliyeti bulunmaktadır. Bu itibarla ilk derece mahkemesinin davanın davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle reddi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilerek işin tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde her iki bankanın kayıtları üzerinde konusunda uzman bir bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak davacı bankanın açtığı kredi üzerine yapılan ödemeye ilişkin para hareketi saptanıp, bu paranın davalı bankanın kredi müşterisine intikal edip etmediği, bu para ile davalı bankanın kredisinin kapatılıp kapatılmadığı, kredi kapatılmamışsa davalı bankanın davacı bankaya karşı sorumlu olup olmadığı ve sonuç olarak davalı bankanın dava konusu ipoteği fek etmemekte haklı olup olmadığı üzerinde durularak yapılan tahkikatın sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir(Yargıtay 19. HD’nin 07/11/2018 Tarih, 2018/3091 Esas ve 2018/5559 Karar sayılı ilamı). HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece işin esasına girerek davanın sonuçlandırılması gerekirken davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddedilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 25/12/2020