Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/2008 E. 2021/1527 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/2008
KARAR N : 2021/1527
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI: 2016/64 Esas-2018/318 Karar
DAVA: Rücuen Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili ile dava dışı … Ltd.Şti arasında … Sigorta sözleşmesi akdedildiği, adı geçen firmanın Almanya’dan asfalt kazıma makinesi satın aldığı, emtianın Almanya- Ankara- İstanbul ‘a taşıma işinin 08.06.2015 tarihli hava yük senedi ile davalı tarafından yerine getirildiği emtianın hasarlı olarak teslim edilmesi nedeniyle sigortalısının başvurusu ile açılan hasar dosyasında yaptırılan ekspertiz incelemesi sonucu tespit edilen 14.176,00 TL hasar bedelinin sigortalısına ödenerek TTK 1472. maddesine göre sigortalının haklarına halef olunduğu, davalının 1999 tarihli Montreal Protokolünün 18. maddesine göre hasardan sorumlu olduğunu belirterek 14.176,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesiyle;dava konusu olaya 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiği zira ihtilafa konu taşımanın 09.06.2015 tarihinde …’tan Ankara’ya yapılan uluslararası bir taşıma olduğu, anılan konvansiyonun 31.maddesine göre, hasarın, teslim almaya yetkili şahıs tarafından fark edilmesinden sonra derhal ve en geç kargo halinde anılan tarihten itibaren on dört (14) gün içerisinde taşıyıcıya şikayette bulunulması aksi halde dava hakkının bulunmadığı, konu ile ilgili olarak Kanunda belirtilen süre içerisinde yapılmış bir ihbar olmadığı, 18.maddeye göre, zarara sebep olan olayın sadece hava taşıması esnasında meydana gelmiş olması şartıyla, taşıyıcı olan müvekkilinin yükün tahrip, kayıp veya hasara uğraması halinde doğan zarardan sorumlu olduğu ancak davacı vekilince, kargodaki hasarın müvekkilinin uhdesindeyken gerçekleştiğinin ispatlanamadığı, 2 kap 68 kilogram ağırlığındaki …çıkışlı An İstanbul’a ardından 10.06.2015 tarihinde Ankara’ya sevk edildiği, kargo hasar raporundan görüleceği üzere kargonun muhteviyatında hasar bulunmamakta olup,kargonun 1 kutusunun alt kısmında yırtık bulunduğu dolayısıyla hasarın malın mahrecinden kaynaklandığı ve müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığı aksi durumda dahi Montreal Sözleşmesi’nin 22/3. ve 24/1. maddelerine göre, kg başına 19 SDR ile sınırlı olduğu ayrıca ödeme tarihinden itibaren değil, karar tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; davacı sigorta şirketinin abonman sigorta sözleşmesi akdettiği … Ltd. Şti.nin Almanya’dan aldığı asfalt kazıma makinası emtiasını İstanbul’a taşımasının davalı tarafından taahhüt edildiği, havayolu taşıyıcısı olan davalı şirketin havayolu yük senedi düzenlediği, hasarsız yüklenen malın varma yerinde hasarlı çıktığı, alınan bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki olaya Montreal Konvansiyonu hükümleri uygulanması gerektiğinden yapılan ihbarın süresinde olduğu, hasarlı balata grubunun ekspertiz raporunda belirtildiği gibi 59 kg emtia olduğu, Montreal Sözleşmesi 22/3 gereğince sınırlı sorumluluk esası gereğince m.24 belirtildiği gibi kg başına 19 SDR hesabından 1.121 SDR’ nin karar tarihindeki kur fiyatı dahilinde 6.514,35TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle bu miktarın faizi ile davalıdan tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı, taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; davalının 2920 sayılı TSHK.nun 110. maddesi gereğince hava yük senedini ibraz etmemesi nedeniyle sınırlı sorumluluk koşullarının ortadan kalktığı ve davalının meydana gelen zarardan sınırsız olarak sorumlu bulunduğu, dosyaya sunulan 27.11.2017 tarihli bilirkişi raporunda da, davalının sınırsız sorumlu olacağının açıklandığı, zarar sebebine bir açıklama da getiremeyen davalı hakkında sınırlı sorumluluk kurallarının uygulanması ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesiyle;Montreal Protokolünün 18.maddesine göre, zarara sebep olan olayın sadece hava taşıması esnasında meydana gelmiş olması şartıyla, taşıyıcı olan müvekkilinin yükün tahrip, kayıp veya hasara uğraması halinde doğan zarardan sorumlu olduğu ancak davacı vekilince, kargodaki hasarın müvekkilinin uhdesindeyken gerçekleştiğinin ispatlanamadığı, 2 kap 68 kilogram ağırlığındaki Dusseldorf çıkışlı Ankara varışlı kargonun 09.06.2015 tarihinde İstanbul’a, ardından 10.06.2015 tarihinde Ankara’ya sevk edildiği, kargo hasar raporundan görüleceği üzere kargonun muhteviyatında hasar bulunmamakta olup,kargonun 1 kutusunun alt kısmında yırtık bulunduğu dolayısıyla hasarın malın mahrecinden kaynaklandığı gibi 31. madde uyarınca 14 günlük yasal sürede yapılan bir ihbarın olmadığı, bu durumda davanın reddi gerektiği ayrıca davanın kabul edilmesi halinde de, karar tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, uluslararası hava taşımasında yükün hasara uğraması nedeniyle Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen hasar bedelinin TTK 1472. maddesine dayalı olarak taşıyıcıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı, taraf vekilleri tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK 355. maddesi gereğince istinaf başvuru sebepleriyle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık yönüyle re’sen yapılmıştır. Taraflar arasında uluslararası havayolu kargo taşıma anlaşmasının varlığı ihtilafsızdır. Uyuşmazlık, yüke gelen hasardan davalının sorumlu olup olmadığı konusundadır. Dosyaya sunulan dekonttan anlaşıldığı üzere, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına 14.176,00 TL hasar ödemesi yapılarak TTK 1472. maddesine göre sigortalısının haklarına halef olduğu anlaşılmaktadır. Taşıma Almanya ile İstanbul-Ankara arasında yapılmış olup, her iki ülkenin de Montreal Konvansiyonuna taraf olması nedeniyle somut olayda 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu hükümleri uygulanacaktır.Montreal Protokolünün 18. maddesine göre, taşıyıcı, yükün mahvolması, zıyaı veya hasarı halinde maruz kalınan zararlardan dolayı, sadece zararı doğuran olayın hava yoluyla taşıma esnasında gerçekleşmesi şartıyla sorumludur. Bununla beraber, taşıyıcı eğer yükün mahvının, zıyaı veya hasarının yükün kendine has bir kusuru, niteliği veya ayıbından veya taşıyıcı ya da adamlarının ya da temsilcilerinden başka bir kimse tarafından yükün kusurlu şekilde ambalajlanması kaynaklandığını kanıtladığı nispette sorumlu olmaz.Aynı Protokolünün 31. maddesine göre de, hasar durumunda, teslim almaya yetkili şahıs tarafından hasarın fark edilmesinden sonra derhal ve en geç yük için teslim alındığı tarihten itibaren on dört (14) gün içerisinde taşıyıcıya ihbarda bulunulması zorunuludur. Aksi halde taşıyıcının aldatıcı harekette bulunduğu haller haricinde taşıyıcıya karşı dava hakkı ortadan kalkmaktadır. Somut olayda, Almanya/Türkiye taşımasında 08.06.2015 tarihinde yükün teslim alındığı, 09.06.2015 tarihinde İstanbul’a geldiği ve ardından 10.06.2015 tarihinde Ankara Esenboğa havalimanına ulaştığı anlaşılmaktadır. Bu tarih itibarıyla davalı tarafından, tutulan hasar tutanağında, kargonun bir kutusunun alt kısmında yırtık olduğu açıklanmıştır. Yükün Almanya’dan İstanbul taşımasına esas hava yük senedi dosyaya ibraz edilmemiş olmakla birlikte yükün taşınmak üzere davalı tarafından ilk kez teslim alındığı tarihte hasarlı olduğu veya kutulardan birinin alt kısmının yırtık olduğu yahut başkaca bir hasarın bulunduğuna ilişkin ihtirazi kayıt içeren bir belge sunulamadığına göre, davalının taşıma konusu yükü hasarsız olarak teslim aldığı ve hasarın taşıma sırasında gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Zira yükün teslim alındığı esnada hasarlı olduğunu ispat yükü davalı taşıyıcıya ait olup, davalı tarafından bu yönde bir delil ibraz edilmiş değildir. Aksine varış yeri olan Esenboğa havalimanında davalı tarafından tutulan hasar tutanağında, kutulardan birinin alt kısımının yırtık olduğu belirtilmiştir. Protokolün 18. maddesi uyarınca, taşıyıcı, hasarın, yükün kendine has bir kusurundan, niteliğinden veya ayıbından veya taşıyıcı ya da adamlarının ya da temsilcilerinden başka bir kimse tarafından kusurlu şekilde ambalajlanması kaynaklandığını kanıtladığı ölçüde sorumluluktan kurtulacak olup, dosya kapsamında, böyle bir durumun varlığını ispata yarar bir delil bulunmadığından davalının sorumluluktan kurtuluş nedenlerinden herhangi birini ispat edemediği sonucuna varılmaktadır. Yine 10.06.2015 tarihli tutanağa göre, davalının hasardan haberdar olduğu tartışmasız olup, hasar ihbarının yapılmadığına ilişkin davalı savunması ve istinaf nedenine itibar edilemez. Davacı tarafından sigortalısına ödenen tutar 14.176,000 TL’dir. Protokolün 22. maddesine göre, kargonun tahrip olması, kaybolması ya da kargoya hasara uğraması halinde her kilogram için taşıyıcının sorumluluğu 19 Özel Çekme Hakkı ile sınırlıdır. Gerçek zarar daha fazla olsa da, sınırlı sorumluluk ilkesine göre, kargo taşımasına konu makinenin hasarlı kısmının 59 kg olduğu ve davalının sorumluluğunun 59 kg x19 SDR= 1.121 SDR sınırlı bulunduğu dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince karar tarihindeki SDR kuru üzerinden hesap yapılarak tespit edilen 6.514,35TL’nin hüküm altına alınmasında isabetsizlik bulunmadığı gibi ödeme tarihinden itibaren faiz işletilmesinde de usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından, Sivil Havacılık Kanunun 110. maddesine göre, davalının 08.06.2015 tarihli hava yük senedini ibraz etmemesi nedeniyle sınırlı sorumluluk ilkesinden yararlanamayacağı ileri sürülmüşse de, taşımanın uluslararası hava taşıması olmasına göre anılan yasa hükümlerinin uygulanması mümkün bulunmadığı gibi olayda uygulanması gereken ve Montreal Protokolünde sınırlı sorumluluğun hangi hallerde ortadan kalkacağı açıkça belirtilmiş olup, hava yük senedinin ibraz edilmemesi sınırlı sorumluluğu ortadan kaldıran nedenler arasında değildir. Ayrıca “Belgelerin Sunulmaması” başlıklı 9. maddesinde, “4 ila 8.madde hükümlerine uyulmaması, taşıma sözleşmesinin varlığını veya geçerliliğini etkilemeyecek ve sözleşme yine, sorumluluğun sınırlandırılmasına ilişkin hükümler de dâhil olmak üzere, bu Konvansiyon hükümlerine tabi olacaktır” denilmiş olup, bu hükümden, hava yük senedinin ibraz edilmemesi taşıma sözleşmesinin varlığını ve sınırlı sorumluluğa etki edecek nedenler arasında olmadığının açıkça anlaşılmasına göre, davacı vekilince ileri sürülen istinaf nedenin de yerinde olmadığı sonucuna varılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulüne ilişkin kararı dosya kapsamına uygun bulunduğundan taraf vekillerinin yerinde olmayan tüm istinaf nedenlerinin esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 35,90-TL harcın, alınması gerekli olan 59,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,4‬0-TL istinaf karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan (35,90+112,49) 148,39‬- TL harcın, alınması gerekli olan 444,99-TL harçtan mahsubu ile bakiye 296,6‬0-TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.16/12/2021