Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/199 E. 2021/49 K. 21.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/199
KARAR NO: 2021/49
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2018
NUMARASI: 2016/150 Esas – 2018/95 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/01/2021
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin Sakarya/Hendek’deki inşaat şantiyesinde kullanılmak üzere, davalılardan … AŞ’den 12.03.2015 tarihinde … plakalı 2015 model skoda Yeti marka aracı satın aldığını, diğer davalının ise dava konusu ayıplı aracın ithalatçısı olduğunu, aracın teslim alındığı ilk gün yağ lambasının arıza sinyali verdiğini, davalının teknik servisince, bu durumun 1000 km’ye kadar normal olduğunun belirtildiğini, ancak sorunun devam etmesi üzerine aracın davalının Esenler’deki teknik servisine getirildiğini ve aracın 3 hafta serviste tutulduğunu, bu sırada müvekkiline yedek araç verilmediğini, aracın servisten sonra aynı arızayı çıkarttığını, 15.000 Km bakımından sonra düzelir dendiğini, müvekkilinin davalı şirkete gönderdiği e-posta yolu ile aracın yenisiyle değiştirilmesinin ilettiğini, aracın 15.000 Km bakımına kadar 7 kez servise bırakılıp arızanın giderilemediğini, aracın motorunun iki kez indirilip rektifiye edildiğini, contalarının değiştirdiğini, araç servise geldiğinde uzun süreler serviste kaldığını, müvekkilinin aracı Sakarya’dan davalı şirketin Esenler’deki yetkili servisine getirmek için yakıt masrafı yaptığını, aracı getiren bir işçinin çalışamaması sebebiyle maddi kayıplarının olduğunu ileri sürerek davalıların satmış oldukları ayıplı aracın yenisiyle değiştirilmesine, maddi kayıplara karşılık fazlaya ilişki hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL maddi zararının davalılardan reskont faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 16.01.2018 tarihli ıslah dilekçesinde, öncelikle dava dilekçesindeki taleplerinin kabulüne olmadığı takdirde aracta meydana gelen 8.025,00 TL değer kaybının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalı … AŞ vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının muayene ve ihbar koşullarına uymadığı gibi seçimlik haklardan ücretsiz onarım hakkından faydalandığını, diğer seçimlik haklarını kaybettiğini, araçta herhangi bir ayıp söz konusu olmadığını, araçta yapılan onarımların aracın nitelik ve niceliğini etkiler mahiyette olmadığını, ücretsiz tamir hakkını kullanan davacının maddi tazminat talebinin ispata muhtaç olduğunu, davacının sözleşmeden dönme talebinin menfaatler dengesine aykırı olduğunu, araçta ayıp olduğu düşünülse dahi, davacının elde ettiği menfaatin ve değer kaybının düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Davalı … AŞ vekili, davacının ayıp ihbar sürelerine uymadığını, davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, aracın ayıplı olmadığını, davacının onayı ile araçta onarım yapıldığını, hali hazırda bir arıza bulunmadığını, maddi tazminat talebinin de yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, araçta yağ eksiltme sorununun araç ilk alındığı andan itibaren ortaya çıktığı, bu nedenle açık ayıp olarak bilirkişi tarafından nitelendirildiği, söz konusu arızanın serviste yapılan onarım ile çözüme kavuştuğu dikkate alındığında davacının aracında meydana gelen arızalar nedeniyle 3 farklı arızadan dolayı onarım hakkını kullandığı ve aracın kendisine teslim edildiği ve halihazırda aracın sorunsuz olarak çalıştığı, davacının seçimlik haklarından aracın yenisi ile değiştirilmesini talep ettiği, değer kaybına ilişkin bir talebinin bulunmadığı, araçta meydana gelen hatalara ilişkin onarım hakkını kullanıp garanti kapsamında onarımların yapıldığı, davacının maddi tazminat taleplerinde ise uğradığını iddia ettiği zarar kalemleri ile zarar arasındaki illiyet bağı davacı tarafça somutlaştırılamamış ve skoda yetkili servisinin Sakarya’da da bulunmasına karşın aracını İstanbul Esenler’deki servise getirmesindeki zorunluluk ispat edilememiş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verildiğini, aracın yenisi ile değiştirilmesi talebine ilişkin olarak dosyaya sunulan e-postaların incelenmediğini, buna rağmen davalının ısrarla aracın onarıldığını ve aracın teslim alınmasını istediğini, müvekkilinin de mecburen aracı teslim almak zorunda kaldığını, araçta değişen parçalar ve onarımın boyutu dikkate alındığında müvekkilin ücretsiz onarım seçeneğini tercih ettiği ve aracın yenisi ile değiştirilmesi talebinin bulunmadığı şeklindeki değerlendirmenin doğru olmadığını, değer kaybına ilişkin ıslah dilekçesi yok sayılarak değer kaybına ilişkin talep hakkında karar verilmemesinin usule aykırı olduğunu, diğer tazminat talebinin de reddinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satmından dolayı ayıplı aracın yenisiyle değiştirilmesi, uğranılan zararın ve araçtaki onarım nedeniyle değer kaybının tazmini istemlerini istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı, 0 km satın alınan aracın teslim alındığından buyana sürekli arızalandığını ve onarım gördüğünü, aracın ayıplı olduğunu iddia etmiş, davalılar ise, aracın ayıplı olmadığını, davacının onayı ile aracın onarıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir. Dosyada alınan bilirkişi raporunda, dava konusu aracın şikayet ve onarım amaçlı olarak yetkili servise 3 kez götürüldüğü, ilk olarak yağ eksiltme şikayetiyle 19/10/2015 tarihinde aracın servise teslim edildiği, aracın garanti kapsamında motor rektifiyesi kararı alınarak aracın onarımı tamamlanarak davacıya teslim edildiği, ikinci kez aracın servise 05/12/2015 tarihinde kulbitör kapağı değişimi için götürüldüğü ve garanti kapsamında işlem gerçekleştirilerek aracın 08/12/2015 tarihinde teslim edildiği, 3. kez aracın servise 06/01/2016 tarihinde götürüldüğü ve araç motorunda iteceklerin ve eksantrik keçelerinin garanti kapsamında değiştirilip 23/01/2016 tarihinde davacıya teslim edildiği, onarım nedeniyle araçtaki değer kaybının baz değer kaybı hesabı kabul edilmesi durumunda, 8.025.TL, total değer kaybı hesabı kabul edilmesi durumunda ise 6.018. TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. O halde, dava konusu araçtaki gizli ayıbın garanti kapsamında giderildiği, onarımdan sonra aracın sorunsuz çalıştığı ve halihazırda davacının kullanımında olduğu sabit olup, TBK 227. Maddeye göre ; ayıp giderilmiş olmakla davacının ücretsiz tamire ilişkin seçimlik hakkını kullandığı ve sorun da çözüldüğü nedenle artık sözleşmeden dönme veya bedel tenzili talep edemeyeceğinin kabulü gerekir. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesince, davacının ayıplı aracın yenisi ile değiştirilmesi ve dosya kapsamına göre ispat edilemeyen uğranılan zararın tazmini istemlerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, ilk derece mahkemesinin, onarım nedeniyle değer kaybına ilişkin talep bulunmadığı yönündeki değerlendirmesi davacının dosyaya sunmuş olduğu ıslah dilekçesine ve dosya kapsamına uygun düşmemiştir. Zira, ıslah dilekçesinde, öncelikle aracın yenisi ile değitirilmesi ve uğranılan zararın tazmini olmadığı takdirde onarım nedeniyle değer kaybına hükmedilmesi istenmiş olup, davacının terditli talebi olan onarım nedeniyle değer kaybı yönünden değerlendirme yapılması gerekmektedir. Hükme esas alınan gerekçeli ve denetime açık bilirkişi raporu ve dosyada yapılan tahkikat yeterli olduğundan, bilirkişi raporunda, hasar boyutu ve aracın kullanılmışlık düzeyi gözetilerek bilimsel ve teknik gerekçelere dayalı olarak hesaplanan total değer kaybı olarak tespit edilen 6.018,00 TL’nin ayıplı araçtaki onarım değer kaybı olarak kabulü gerekmiş, davacı dilekçesinde, faiz türünü göstermediğinden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmiştir. Açıklanan bu nedenlerle davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.2 md uyarınca kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak 6.018,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin İstinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE; istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 6.018,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, 2-Alınması gereken 411,10 TL harçtan başlangıçta davacı tarafça yatırılan 1.215,36 TL harcın mahsubuyla bakiye 825,26 TL harcın istem halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafça ilk derece yargılamasında sarf edilen tebligat, posta ve bilirkişi masrafı (Ayrıntısı Uyapta kayıtlı) toplamı 902,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 90,00 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Davacı kendisine vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davalılar kendilerine vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince hesap edilen 9.250,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 6-Taraflarca yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde kendilerine iadesine, 7-İstinaf harç ve giderleri yönünden; a-Davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının hazineye irad kaydına, b-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, c-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 98,10 TL, posta ve tebligat gideri 106,00 TL olmak üzere toplam 204,1‬0 TL yargılama masrafının davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.