Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1988 E. 2021/1470 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1988
KARAR NO: 2021/1470
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2018
NUMARASI: 2014/295 Esas – 2018/444 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı/temlik alan vekili dava dilekçesinde özetle; eczane sahibi dava dışı …’in eczanesinin devri hususunda davalı … ile anlaştığını, bu devir karşılığının bedeli olarak … tarafından davalıya toplam 278.767.43 TL bedelli (3) adet satış faturası kesildiğini, davalının bu borcunu ödememesi üzerine …’in İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosya üzerinden takibe geçildiğini, bu takibe geçildikten sonra mevcut icra dosyasından doğan alacağın, … tarafından müvekkiline temlik edildiğini, borçlu tarafından toplam 278,767.43 TL faturaya karşılık 02/05/2013 tarihinde 76.000 TL bedelli çek, 17/05/2013 tarihinde 25.000 TL senet ödemesi yapıldığını, davalının durumunun sıkışık olduğunu, paraya ihtiyacı olduğunu söylemesi üzerine …’in fatura bedellerine ilişkin yapılan ödemenin 51.000 TL’sini, davalıya yeniden elden verdiğini, borçlu davalının itiraz dilekçesinde, faturalarda listeler halinde belirtilen muhtelif ilaç ve kozmetik ürünlerin varlığına itiraz etmiş ise de karşılıklı olarak düzenlenen, borçlunun kaşe ve imzasını taşıyan her irsaliyeli faturaya ek olarak yine davalının imza ve kaşesini taşıyan eczacı … ile akdedilmiş ilaç satış protokollerinin mevcut olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve % 20 inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri, vekalet ücreti ve diğer masrafların davalı yana yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ne takip alacaklısının ne de müvekkilinin ilaç takip sistemi kayıtlarında satıldığı iddia edilen bu ilaçların kaydının mevcut olmadığını, müvekkili eczacı olup, adına eczane açmak için … ile 05/02/2013 tarihli devir sözleşmesi imzalandığını, dava dayanağı icra takibi tarafları aleyhine, resmi evrakta sahtecilik, dolandırıcılık, görevi götüyer kullanma, tehdit gibi sair suçlardan devam eden yargılama ve kovuşturmaların akibetininin huzurda görülen davanın sonucunu etkileyeceği için, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılık Makamının 2013/84002 soruştura nolu dosyasının, İstanbul Anadolu 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/ 338 esas sayılı dosyasının, İstanbul Barosu Yönetim Kurulu 2013/Ş1201 – 2014/1438 K. Sayılı kovuşturma dosyasının bekletici mesele yapılmasına, Davacı / alacaklıya her hangi bir borç olmaması, takip mesnedi faturanın mal ve hizmet faturası değil, 05/02/2013 tarihli devir nedeniyle ve eczaneyi devreden / temlik veren … tarafından dolandırcılık kastıyla alınmış olması, faturalara konusu ilaç ve kozmetik ürünlerinin tarafımıza verilmemiş olması, bu hususun taraf defter ve kayıtları yanında İTS kayıtlarından da ortaya çıkacak olması nedeniyle, haksız ve hukuki mesnetten uzak davanın reddine, Davacı/ takip alacaklısın haksız ve kötü niyetli olarak takip başlatmış olması nedeniyle haksız ödeme emri ve takibin iptaline, %20 den aşağı olmamak kaydıyla haksız icra tazminatına, her türlü yargılama haç ve gideri ile ücreti vekâletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ve ek raporları tarafların iddia ve savunmaları, takip dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde; dava dışı temlik eden …’in 31/01/2013 tarihli 180.000 TL 06/02/2013 tarihli 97.219,85 TL, 22/02/2013 tarihli 1.547,63 TL bedelli üç adet faturaya dayanarak ilamsız icra takibine başladığı, İncelenen davalıya ait ticari defter kayıtlarında 31/01/2013 tarihli 180.000 TL bedelli faturanın kayıtlı olduğu diğer faturaların kayıtlı olmadığı, faturanın iadesi veya ödemesine ilişkin bu kaydın olmadığı, 2014 yılı açılış bilançosunda 180.000 TL fatura borcunun kapatıldığı, davalıya ait BA formlarında da 180.000 TL fatura kaydının yer aldığı, Davacı tarafından sunulan faturaların “irsaliyeli fatura” olduğu ve davalı … isim ve imzasının bulunduğu, davalının bu irsaliyeli faturaların aslının celbini talep edip, imzanın davalıya ait olup olmadığını tespit edemediğini bildirdiği, davacının da 06/02/2013 ve 22/02/2013 tarihli irsaliyeli faturaların aslını sunamadığı ancak her bir faturaya ilişkin faturaya ekli “İlaç Satış Protokolü” mevcut olup, bu protokoller üzerinde de ilaçların maliyeti ve devir edilerek teslim alındığı hususunun davalı eczane …’in kaşe ve imzasının bulunduğu, davalının bu protokollerdeki kaşe ve imzaya itirazının olmadığı, dolayısıyla davacının takip dayanağı üç fatura muhteviyatı malı davalıya teslimi kanıtlandığı, dava dışı Temlik eden …’e ait ticari defter ve kayıtlarında da takip dayanağı 278.767,48 TL tutarlı 3 adet faturanın kayıtlı olduğu, takip dayanağı 3 fatura ile birlikte toplam 290.567,43 TL tutarlı 4 fatura düzenlediği, Dava dışı … ve davalı … arasında 05/02/2013 tarihli devir sözleşmesi imzalandığı buna göre … Eczanesi olarak faaliyette bulunan yerin 20.000 TL nakit 180.000 TL çek ile ve 18/09/2013 tarihinde 40.000 TL nakit olmak üzere 240.000 TL karşılığında …’e devredildiği, davalı tarafından yapılan ödemelerin eczanenin devrine ilişkin olduğu, devir sözleşmesinin dava konusu fatura muhteviyatı ilaçları kapsamadığı, İstanbul Anadolu C. Başsavcılığı 2015/1558 nolu iddianamesinde de belirtildiği gibi tarafların eczanenin devri konusunda anlaştıklarını ve eczanenin devrine ilişkin 30/01/2013 tarihli satış sözleşmesinin ve bu sözleşme hükümlerine göre toplam 240.000,00 TL ödeme yapılacağının kararlaştırıldığının davalı … ve dava dışı temlik eden …’in kabul ettikleri, faturalar nedeniyle 316.000 TL ödeme iddiasında bulunan davalının, davacı tarafından kabul edilen 02/05/2013 tarihli 76.000 TL ve 17/05/2013 tarihli 25.000 TL olmak üzere 101.000 TL ödeme dışında kalan 215.000 TL tutarlı ödeme iddiasını kanıtlayamadığı, davacının takip tarihi itibariyle 278.767,48 TL – ( 76.000 + 25.000 ) =177.767,48 TL bakiye alacağı olduğu halde, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği belirlenmekle davanın kabulüne, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; faturanın tek başına alacağı ispata elverişli olmadığını, Davacının huzurdaki dava ile takip dayanağı ettiği faturalar davacının iddia ettiği gibi gerçek bir muhtelif ilaç ve kozmetik alım satımına dayanan faturalar olmayıp eczacı olan müvekkili … adına eczane açmak için kendisi gibi eczacı olan … ile yapılan 05 Şubat2013 tarihli Devir Sözleşmesi ile eczanesini boş olarak devralmış olması nedeniyle devir sözleşmesinde tespit edilen 240.000,00 TL hava parasına ilişkin olduğunu, bu bedelin ise ödendiğini, iddia edildiği gibi bir ilaç ve kozmetik ürün satışı mevcut olmadığını, davacı tarafın takibe konu ettiği … seri numaralı ve 31.01.2013 tarihli 180.000,00 TL bedelli, … seri numaralı ve 06.02.2013 tarihli 97.219,80 TL bedelli, … seri numaralı ve 22.02.2013 tarihli 1.547,63 TL bedelli 3(üç) adet fatura da görünmekte ise de müvekkili …’in vergi beyannamesinde sadece … seri numaralı ve 31.01.2013 tarihli 180.000,00 TL bedelli bir adet fatura görüldüğünü, davacı tarafın, mahkemenin ara kararlarına rağmen 06.02.2013 tarihli ve 22.02.2013 tarihli faturaları ibraz edemediğini, davacı tarafın iddia ettiğinin aksine müvekkilinin eczaneyi devralmadığını gerçekte, dava dışı … dava konusu eczanesini kapatmış olup, müvekkili …’inde kapanan eczanenin yerine kendi eczanesini açtığını, bu nedenle de müvekkilinin halk arasında hava parası olarak nitelendirilen komisyon bedelini …e ödediğini, davacı ve davalı tarafın eczacı olduğunu, sözleşmeye aykırı tanzim edilen iddia konusu fatura içeriğinde muhtelif ilaç teslim edildiği iddia olunduğu nazara alındığında iddia olunan ilaçların fatura tarihi itibariyle davacının ve devirden sonra da davalının stoklarında mevcut olmasının gerektiğini, önemli ve davayı doğrudan etkileyecek kayıtların (İTS) detaylı bir şekilde incelenmeksizin ihtilaf konusu uyuşmazlığın çözümünün mümkün olmadığını, müvekkili de diğer tüm eczacılar gibi 01.01.2010 tarihinden itibaren İlaç Takip Sistemini kullanmaya başlamış olup davacı tarafın müvekkiline teslim ettiğini iddia ettiği ilaçlara ilişkin fatura tarihleri incelendiğinde bunların İTS kayıtlarına işlenmesinin zorunlu olup davacı tarafın iddiasını İTS kayıtları ile ispat edebileceğinden mahkemenin İTS kayıtları incelenmeksizin vermiş olduğu kararın eksik incelemeye dayandığını, davacı tarafın en azından 06.02.2013 tarihli ve 22.02.2013 tarihli ıslak imzalı fatura asıllarını ibraz edemediği için bu faturaların bedellerinin takip ve talep miktarından düşülerek bakiye 78.232,25 TL bakımından kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken tamamı üzerinden karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, faturaya konu emtianın teslim edilip edilmediği, borcun ödenip ödenmediği noktasındadır. Alacağı temlik eden … ile … arasında 30/01/2013 tarihinde satış sözleşmesi imzalanarak bir kısım demirbaşların satışının 240.000,00 TL olduğu kararlaştırılmış ve ödemenin 30/01/2013 tarihinde nakit ve 17/02/2013 tarihli ve 70.000,00 TL bedelli çek, 17/03/2013 tarihli ve 60.000,00 TL bedelli çek, 17/03/2013 tarihli ve 40.000,00 TL bedelli çek, 17/04/2013 tarihli ve 25.000,00 TL bedelli çek, 17/05/2013 tarihli ve 25.000,00 TL bedelli çek ile yapılacağı düzenlenmiştir. Alacağı temlik eden … ile davalı … adına 05/02/2013 tarihinde yapılan sözleşme ile eczanenin 240.000,00 TL bedelle devredileceği ve ödemelerin 17/02/2013 tarih … no ve 70.000,00 TL bedelli çek, 13/03/2013 tarih … no ve 60.000,00 TL bedelli çek, 17/04/2013 tarih … no ve 25.000,00 TL bedelli çek, 17/05/2013 tarih … no ve 25.000,00 TL bedelli çek ile yapılacağı kararlaştırılmış ve 18/02/2013 tarihinde 40.000,00 TL’nin nakden ödendiği belirtilmiştir. Ancak davacı taraf bu belgenin sahte olduğun ileri sürmüştür. Alacağı temlik eden … tarafından davalı hakkında 31/01/2013 tarih ve 180.000,00 TL bedelli, 06/02/2013 tarih ve 97.219,80 TL bedelli, 22/02/2013 tarih ve 1.547,63 TL bedelli faturaları tanzim etmiştir. Faturaların teslim alan kısımları … adına imzalıdır. Ayrıca düzenlenen 3 adet “İlaç Satış Protokolü” ile eczanede mevcut ilaçların alış maliyeti ile 180.000,00 TL’ye devir edilerer 31/01/2013 tarihinde, ilaçların ve kozmetik ürünlerin 06/02/2013 tarihinde devir edilerek 97.219,80 TL, kozmetik ürünlerin 22/02/2013 tarihinde devir edilerek 1.547,63 TL olarak faturalandığı belirtilerek … ve davalı … adına imzalanmıştır. Davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatılmış ve itiraz üzerine icra takibi durmuştur. Davacı eldeki davayı itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle açmıştır. Davalı ise fatura konusu malların teslim edilmediğini savunmaktadır. Davalı ayrıca eczane devir protokolü ile kararlaştırılan bedelin tamamının ödendiğini ve bunun yanı sıra fatura bedelinin ödenmesinin talep edilmesi üzerine 76.000,00 TL’nin çek ile ödendiği ileri sürmüştür. … tarafından … lehine 17.05.2013 tarihinde 25.000,00 TL bedelli olarak keşide edilen … nolu çek, davalı … tarafından da cirolandıktan sonra bankaya ibrazında 1.1045 TL lik kısmının ödendiği, 23.955 TL lik kısmının karşılığının olmadığı şerh edilmiş ve davacı tarafından İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiştir. Yine … tarafından … lehine 17.05.2013 tarihinde 25.000,00 TL bedelli olarak keşide edilen … nolu çek, davalı … tarafından da cirolandıktan sonra bankaya ibrazında karşılığının olmadığı şerh edilmiş ve davacı tarafından İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiştir. … tarafından .. lehine 17.08.2013 tarihinde 60.000,00 TL bedelli olarak keşide edilen … nolu çek, davalı … tarafından da cirolandıktan sonra bankaya ibrazında karşılığının olmadığı şerh edilmiş ve davacı tarafından İstanbul Anadolu …icra müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden takibe geçilmiştir. Yine … tarafından … lehine 17.02.2013 tarihinde 70.000,00 TL bedelli olarak keşide edilen … nolu çekin ön ve arka yüzüne iptal şerhi düşülmüştür. Davacı taraf bu çeklerin dava konusuyla ilgisinin olmadığını ileri sürmektedir. Davalı taraf her ne kadar, faturaların suret olup silik vaziyette olmasından dolayı imza incelemesi yapılamadığı beyan olunmuş ise de, fatura suretleri okunaklı ve imza seçilebilir durumdadır. Buna göre dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan fatura örneklerinde teslim alan kısmında bulunan imzalar teşhise elverişli nitelikte olup davalı tarafça bu imzalar açıkça inkar edilmemiştir. Bunun gibi ilaç teslim protokolündeki imzalarda inkar edilmiş değildir. Kaldı ki 180.000,00 TL tutarındaki fatura da davalı tarafça vergi dairesine bildirilmiştir. Tüm unlar birlikte değerlendirildiğinde alacağı temlik eden … tarafından faturalara konu emtianın davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. Fatura konusu ilaç emtiasının İTS kaydının bulunmaması tek başına ürünlerin teslim edilmediğini kanıtlamaya elverişli değildir. Zira sağlık mevzuatı uyarınca ilaçların takibinin kolaylaştırılmasına yönelik olarak kurulan sistem(İTS) dışında işlem yapılması ve hatta bu durumun idari yaptırım gerektirmesi hali dahi, işlemi geçersiz hale getirmeyecektir. İtirazın iptali davalara takibe sıkı sıkıya bağlı davalardır. Dolayısıyla icra takibinde talep edilmeyen bir husus itirazın iptali davasında yargılamaya konu edilemez. Alacağı temlik eden …’in ticari defterlerinde takip konusu 180.000,00 TL bedelli fatura kaydedildikten sonra davalı adına 25.000,00 TL, 60.000,00 TL, 25.000,00 TL ve 70.000,00 TL olmak üzere toplam 180.000,00 TL ödeme kaydedilmiştir. Yine 97.219,80 TL ve 1547,63 TL bedelli faturalardan sonra … ortaklar hesabına virman kaydı yapılmıştır. Esasen davacı 180.000,00 TL bedelli faturasının ödendiğine ilişkin defterinde kayıt oluşturduğuna göre, iddia ettiği şekliyle bu durumun aksini ispat etmesi gerekir. Ancak davalı tarafça, fatura konusu ürünlerin teslim alınmadığı ileri sürülerek kendisi tarafından yapılan 240.000,00 TL tutarındaki ödeme iddiasının eczanenin devir bedeli olduğunun ikrar edilmesi karşısında …’in ticari defterine kaydedilen ödemelerin fatura bedeli için yapıldığının kabulü mümkün değildir. Bunun yanı sıra davalı kendisinden fatura bedelinin ödenmesinin talep edilmesi üzerine 76.000,00 TL’nin çek ile ödendiğini de ileri sürmektedir. Bu ödeme davacı tarafında kabulündedir. Ayrıca davacı taraf 25.000,00 TL’nin de fatura alacağına mahsuben ödendiğini beyan etmiştir. Davacının takibe konu fatura alacağından davacının kabulünde olan ödemeler mahsup edildiğinde davacının 177.767,43 TL bakiye alacağı bulunmaktadır. Dolayısıyla Mahkemece davacının talebi ile bağlı kalınarak 177.000,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında peşin olarak yatırılan 3.022,71 TL harcın, alınması gerekli olan 12.090,87 TL harçtan mahsubu ile bakiye 9.068,16 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02/12/2021