Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1976 E. 2023/1204 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1976
KARAR NO: 2023/1204
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2020
NUMARASI: 2018/1111 Esas – 2020/278 Karar
DAVA: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtirazın İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/11/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın kredi müşterisi olan davalının hesabının kat edildiğini, davalının borcunu ödemediğini, borcun ödenmemiş olması sebebiyle borçlu hakkında İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız haciz yolu ile takibe geçildiğini, davalının ödeme emrine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu beyan ederek; İtirazın İptali ile takibin devamına ve davalı borçlu aleyhine % 20 den aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kullanılan kredinin … teminatı altında olduğunu, hesabın kat edilmesinden sonra … tarafından davacıya 85.896,23-TL ödeme yaptığını, çek karnesi kapsamında talep edilen 11.010,00-TL konusunda bankanın sadece bir çeke ilişkin ödeme yaptığını, diğer çeklerin davacıya iade edildiğini beyan ederek; davanın açılmamış sayılmasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Mahkememizce alınan son bilirkişi raporunda temerrüt tarihi ile takip tarihine göre bilirkişi tarafından takip tarihi itibariyle alacak miktarı hesaplanmış, toplam alacak tutarı takip tarihi itibariyle asıl alacak 92.290,12 TL , işlemiş faiz toplamı 539,38 TL, BSMV 26,97 TL olmak üzere toplam 92.856,47 TL olarak bulunmuş ise de takip talebinde 92.401,84 TL talep edilmiştir..Takip tarihi ile dava tarihi arasında … tarafından 12/03/2018 tarihinde 80.878,17 TL ödeme yapıldığı görülmektedir. … sözleşmeyi bir nevi kefil olarak imzalamıştır. Kefil tarafından ödenen miktarın mahsubu gerekmektedir. Davacı taraf … tarafından yapılan ödeme yönünden davaya devam ettiklerini belirtmiş ve dayanak olarak Bakanlar Kurulu karanını göstermiş ise de, kefiller tarafından yapılan ödemenin mahsubu gerektiğinden davacı vekilinin bu görüşü mahkememizce uygun bulunmamıştır. … tarafından 12/03/2018 tarihinde 80.878,17 TL ‘nin de mahsubu gerekmektedir. Bilirkişi raporunun 11. sayfasındaki yöntemle hesaplama yapıldığında, … tarafından ödeme yapılan tarih itibari ile davacının davalıdan 13.109,45 TL asıl alacağı olduğu görülmüş ve 13.109,45TL tamamen ödeninceye kadar ödeme tarihi olan 12/03/2018 tarihinden itibaren bu miktara yıllık %42,08 oranında temerrüt faizi ve bu faizin %5 oranında BSMV uygulanmasına karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Toplanan tüm deliller ve alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde … tarafından takip tarihi ile dava tarihi arasında ödenen 80.878,17 TL toplam yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bu kısma yönelik davacı talebinin dava şartı yokluğunda usulden reddi gerekmiştir. Davacının itirazın iptali davası ise yukarıda açıklanan nedenlerle kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. (Nitekim Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/ 507 Esas ve 2018/545 Karar sayılı ilamı da bu doğrultudadır. Ayrıca gayri nakdi krediler yönünden, 7 adet teslim edilmeyen çek bulunduğundan, yasal sorumluluk tutarı açısından davalının, bir çek yönünden 1.410,00 TL ve altı adet çek yönünden 1.600,00 TL olmak üzere toplam 11.010,00 TL depo etmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. Öte yandan İİK’ nın 67/2.maddesinde itirazın iptali davasında borçlu- davalının itirazın haksızlığına karar verildiği taktirde borçlunun diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumu ve davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre hükmolunan meblağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminatla mahkum edileceği düzenlenmiş olup, somut olayda takip konusu alacak likittir. Bu nedenle davalı aleyhine alacak miktarının %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı banka ile borçlu şirket … A.Ş. arasında genel kredi sözleşmesi akdedilmiş olup, borçlu şirketin işbu borcuna ilişkin olarak … ise sözleşmeye müteselsil kefil olarak imza atığını, borçlu/davalı tarafça davacı bankaya yapılması gereken kredi taksit ödemeleri yapılmamış ve müvekkil bankaca hesap kat edilerek Beşiktaş … Noterliğinden 20/02/2020 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamenin borçluya keşide edildiğini, keşide edilen bu ihtarnameye rağmen borçlu şirket tarafından herhangi bir ödemenin gerçekleştirilmediğini, takibin dayanağı ve borcun doğumuna sebep olan Genel Kredi Sözleşmesinde …’nin kefaleti bulunmadığını, … ile davacı banka arasında harici olarak imzalanan sözleşme gereği, …nun davacı bankaya ilgili harici sözleşmeden kaynaklı tazmin ödemesi yapması durumunda davacı bankaca borçludan tahsil edilecek bakiyelerden … tarafından ödenen bakiye tutarı ve işleyecek faiz bedeli kadar bakiye öncelikli olarak …’ye aktarılacağını, bu hususun … ile imza edilen sözleşmede yer alan ve taraflarca karşılıklı mutabakat sonucu akde dahil olan hükümlerle sabit olup işbu husus yerleşik banka teamülleri ve uygulaması gereği de derdest olup hal böyle iken, dava dışı … ile davacı banka arasında imzalanan protokolün 4.2. Maddesinde …’nun bankanın riskine esasen kefil olmadığı, yalnızca garantör fonksiyonu gereği …’nin ödeme yaptığı açıkça anlaşılmakla, nitekim hiçbir banka teamülü ve uygulamasında müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatına haiz olan kişi veya kuruma bu şekilde banka tarafından dosyaya ilişkin tahsilat bilgisi ve yasal takip durumuna dair detaylı bilgilendirme yapılması gibi bir husus olmadığını, sistemin isminde her ne kadar kefalet geçiyor olsa da sistemin işleyişine bakıldığında sistemin kefalet ilişkisi ile bir bağlantısı bulunmadığını, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın tümden kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.Davalı vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde(süresinde değil) özetle; 100.000 TL … (…) teminatıyla kullanılan kredinin gecikmeye girmiş olan 85.896,23 TL ana para miktarı olup ilgili … Teminatı kapsamında kullanılmış bir kredi olduğunu, davacı banka krediyi kat ettikten sonra … teminatı kapsamında bankaya 85.896,23 TL ödeme yapıldığını, banka tarafından bu husus göz ardı edilerek davalı firma aleyhine takibe geçildiğini, itirazın iptaline konu icra takibindeki alacak likit bir alacak olmayıp dava dosyasın incelendiğinde de borcun miktarı hususunda tartışma mevcut olup bilirkişi tarafından iki farklı hesaplama söz konusu olduğunu, davalı firma aleyhine Alacağın %20’si olan 2.621,89 TL icra inkar tazminatı haksız ve usule aykırı olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın icra inkar tazminatı yönünden kaldırılmasını ve kararın onanmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE:Dava, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredi alacağının tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, … tarafından takipten sonra, davadan önce yapılan ödemenin kredi alacağından düşülüp düşülemeyeceği noktasındadır.Davacı banka ile davalı … arasında 09/06/2015 tarihinde 1.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalanmıştır.Davacı banka tarafından davalı muhataplarına çekilen Beşiktaş …. Noterliği’nin 20/02/2018 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile, kredinin kat edildiği ve kredi borcunun bir gün içinde ödenmesi/depo edilmesi ihtar edilmiştir.Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçluları hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “kredi sözleşmesi, ihtarname, hesap özeti” sebebine dayalı olarak 92.290,12 TL asıl alacak, 106,40 TL işlemiş faiz, 5,32 TL BSMV ve alacağının tahsili, 11.010,00 TL gayrinakdi alacağın depo edilmesi istemiyle 27/02/2018 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur.Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. Takipten sonra ve davadan önce 12/03/2018 tarihinde … tarafından 85.896,23 TL davacıya ödenmiş olup, davalı tarafça bu ödemenin kredi borcundan mahsubunun gerektiği savunulmaktadır. Davacı taraf ise ilgili mevzuat ve protokoller uyarınca … adına takibe ve davaya devam etme yetkisinin bulunduğunu ileri sürmektedir.28/3/2002 tarihli ve 4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun geçici 20/1. Maddesinde, Finansman imkanlarını geliştirmek ve kredi sisteminin etkin işlemesine katkı sağlamak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler ile ticari işletmelere kredi garantisi veren … kurumlarına 100 milyar Türk lirasına kadar nakit kaynak aktarmaya ilişkin düzenleme yapılmıştır. Anılan maddenin üçüncü fıkrasında da, bu madde kapsamında nakit kaynak ve/veya özel tertip Devlet iç borçlanma senedi aktarılacak … kurumlarının belirlenmesine, aktarılacak kaynağın kullandırılmasına ve bu maddenin birinci fıkrasında belirlenen tutar dayanak gösterilerek söz konusu tutarın 10 katını aşmamak üzere bu kurumlarca verilebilecek kefaletin bakiye tutarına ilişkin usul ve esasların Bakanlar Kurulunca belirleneceği düzenlenmiştir. 4749 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine dayanılarak çıkarılan … Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 6/1. maddesi, temerrüt sonrası takip süreçleri kredi verenlerce yürütülür, şeklinde düzenlenmiştir.Davacı banka ile dava dışı … arasında imzalanan 2018 tarihli protokolün D bölümünün “Hazine Destekli Kefaletlerde Tazmin, Takip ve Tahsilat Süreçlerine İlişkin Genel Usul ve Esaslar” başlıklı 4.2.1 maddesinde Kurum kefaletiyle kullandırılan kredilerin temerrüdü halinde kurumun alacağı dahil kanuni takip işlemlerinin kredi veren tarafından yürütüleceği, kredi verenin talep etmesi halinde kurum kanuni takip işlemlerinin yürütülmesini teminen kredi verenin yetkilendirileceği ya da göstereceği avukat/avukatlar adına vekalet düzenleneceği ifade edilmiştir. 4.2.3 maddesinde ise Kurum’un Kredi Verene karşı kefaletinin tazmininden doğan alacağı tamamen tahsil edilinceye kadar yararlanıcı ve kefilleri aleyhine başlatılmış bulunan kanuni takibi sürdürmek Kredi Verenin yükümlülüğünde olduğu belirtilmiştir.Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri ve Protokol 4.2.1 ve 4.2.3 maddelerinden de anlaşılacağı üzere … tarafından ödeme yapıldıktan sonra da, kredi veren davacı banka tarafından başlatılan icra takibinin sürdürülmesi bankanın yükümlülüğüdür. Bu durumda … tarafından somut olayda olduğu üzere icra takibinden sonra dava tarihinden önce 12/03/2018 tarihinde 85.896,23 TL ödeme yapılmış ise de, bu ödemeler kredi borçlularının borcunu sona erdirir mahiyette yapılan bir ödeme vasfı taşımamaktadır. Bahsi geçen ödeme Bakanlar Kurulu kararı ve davacı banka ile dava dışı … arasında akdedilen protokol hükümleri kapsamında kendine özgü bir tazmin biçimi olup, davacı banka, … ödemesine ilişkin olarak da … adına alacağın tahsili için icra takibine devam etmekle yükümlüdür. Bu nedenle ilk derece mahkemesince, … tarafından yapılan ödeme yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken takipten sonra ve davadan önce … tarafından yapılan ödemelerin icra takip tarihinde belirlenen davacı bankanın kredi alacağından düşülerek bulunan kredi alacağına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Davalı tarafça 03/11/2020 tarihli dilekçe ile katılma yoluyla ilk derece mahkemesi kararı istinaf edilmiş ise de, davacının istinaf dilekçesi davalıya 20/09/2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup, bu haliyle katılma yoluyla istinaf dilekçesi süresinde değildir.HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesince … tarafından ödenen 80.878,17 TL yönünden davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından bahisle bu kısma yönelik talebinin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin süresinde olmayan katılma yoluyla istinaf dilekçesinin HMK 346(1) maddesi uyarınca REDDİNE, Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,1-Davanın nakdi ve gayrinakdi alacak yönünden ayrı ayrı KABULÜNE,2-Davalı takip borçlusunun İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 92.290,12 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen alacağa takip tarihinden itibaren itibaren bu miktara yıllık % 42,08 oranında temerrüt faizi ve bu faize %5 oranında BSMV uygulanmasına,3-Kabulüne karar verilen nakdi alacağın %20’si olan 18.480,36 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Gayri nakdi krediler ile ilgili nakit depo talebi hakkından dolayı 7 adet çek yaprağı karşılığı toplan 11.010,00 TL nin davacı nezdinde açılacak faiz getirmeyen bir hesapta davalı tarafça depo edilmesine, 5-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.114,11 TL harcın icra harcı 461,98 TL ile birlikte alınması gerekli olan 6.311,97 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.735,88 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,6-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 35,9 TL, peşin harç 1114,11 TL, icra harcı 461,98 TL ile birlikte posta ve tebligat gideri 240,2 TL, bilirkişi ücreti 1350,00 TL, olmak üzere toplam 3.202,19 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-Nakdi alacak yönünden davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 17.900,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 8-Gayri nakdi alacak yönünden davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine, 10-İstinaf Yargılamasına İlişkin Olarak;a-Davacı vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,b-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 148,60 TL, posta ve tebligat gideri 83,5‬0 TL olmak üzere toplam 232,10 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,c-Davalı tarafından istinaf yoluna başvuru sırasında yatırılan istinaf karar harcı ile istinaf başvuru harcının istemi halinde kendisine iadesine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 08/11/2023