Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1975 E. 2020/356 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1975
KARAR NO: 2020/356
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/07/2020
NUMARASI: 2020/409 Esas – 2020/364 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 26/11/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının Kocaeli İli, Çayırova İlçesi, … Mah. … ada, … parsel, … Blok Kat No:… Bağımsız Bölüm:…’de kayıtlı taşınmaz üzerinde malik olduğunu, … pay üzerine kalan satış bedeli üzerinden … yev. No ile 22/08/2014 tarihinde; … Ltd. Şti. Lehine ipotek tesis edildiğini, iş bu ipoteğin terkini talebiyle Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/91 Esas sayılı dosyasıyla … Ltd. Şti.’ne dava açıldığını, ancak yargılama sırasında uyap sistemi yapılan sorgulamada şirketin terkin olduğu öğrenildiğini, bu sebeple Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesince 17/10/2019 tarihli duruşmada verilen 5 numaralı ara kararda ticaret sicil müdürlüğüne gelen yazı cevabı doğrultusunda yeniden ticaret siciline tesciline ilişkin ihya davası açmak üzere gelecek celseye kadar yetki ve süre verildiğini, iş bu yetki uyarınca huzurdaki davayı açtıklarını, Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/91 esas sayılı dosyasında yargılaması devam eden ipoteğin terkinine ilişkin, lehine ipotek tesis edilen şirketin ticaret sicilinden terkini nedeniyle müvekkilinin maliki olduğu taşınmaz üzerindeki ipotek borcun ödemesi suretiyle sona ermesine rağmen … Ltd. Şti. ‘ye husumet yöneltmediğini, bahsi geçen kayıtlı taşınmaz üzerinde …’in maliki olduğu … pay üzerinde kalan satış bedeli üzerinden … yev. No ile, 22/08/2014 tarihinde; … Ltd. Şti. Lehine ipotek tesis edildiğini, dilekçe ekinde sundukları …’ne ait 29/12/2016 tarih … sayılı belgede görüleceği üzere şirket tür değiştirerek …-… isimli şahıs şirketine dönüştüğünü, bu nedenle de ipotek terkin işlemeleri dahil bir çok işlem yapılamadığını, terkin olunan …. Ltd. Şti.’nin ihya edilerek tescili ile yargı giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili tarafından yetkisiz mahkemeye sunulan cevap dilekçesinde; tüzel kişiliğinin ihyası talep edilen şirketin sicil kaydının yasal prosedür çerçevesinde terkin edildiğini, müvekkili kurumun davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, yasal hasım konumunda bulunduğunu, bu nedenle harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; 6102 sayılı TTK’nın 12/1. maddesine göre bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denildiği, bu tanıma göre, bir gerçek kişinin ticaret sicilinden işletmesini terkin ettirmiş olması, koşulları varsa kendisinin tacir sıfatına etkili olmadığı, bu durumda, sağ olmakla hak ehliyetine sahip bulunan gerçek kişinin tekrar ticaret siciline kaydı için işbu ihya davasının açılmasında hukuksal yararın bulunmadığı gerekçesiyle davanın HMK’nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacının bahsi geçen taşınmaz üzerinde malik olduğunu, 35/2712 pay üzerine kalan satış bedeli üzerinden … yev. no ile, 22.08.2014 tarihinde; … Ltd. Şti lehine ipotek tesis edildiğini, bu ipoteğin terkini talebiyle dava açıldığını, yargılama sırasında şirketin terkin olduğunun öğrenildiğini, bu sebeple verilen 5 numaralı ara kararda ticaret sicil müdürlüğünden gelen yazı cevabı doğrultusunda davacıya yeniden ticaret siciline tesciline ilişkin ihya davası açmak üzere gelecek celseye kadar yetki ve süre verildiğini, yetki uyarınca huzurdaki dava açıldığını, huzurdaki davanın ihyası istenen şirket tüzel kişiliğe sahip … Ltd. Şti isimli şirket olduğunu, hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinin ve davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, tekrar yetki verildiğini ve huzurdaki davanın açılmasına davacının sebep olmadığını, huzurdaki davanın açılmasında hukuki yarar olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılması arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, derdest dava dosyası nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. Mahkemece ticaret sicilinden terkin edilen gerçek kişi ticari işletme için ihya davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş,bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili ihyası talep edilen şirketin lehine ipotek tesisedilen şirketin … Ltdi Şti olduğunu ve bu şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararı bulunduğunu ileri sürmektedir. Somut olayda ihyası talep edilen ve Gebze 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2019/91 Esas sayılı dosyası ile aleyhine ipotek terkini için dava açılan … Ltdi Şti 29/12/2016 tarihinde tür değişikliği ile … … unvanı ile gerçek kişi ticari işletme kaydı ile tescil edildiği ve 05/01/2017 tarihinde ticareti terk tescil edilerek sicil kaydının kapatıldığı görülmüştür. Bir ticaret ortaklığı hukuki şeklini değiştirmesinde hukuken bir engel bulunmayıp,değişiklik yapılması halinde yeni türe dönüştürülen ortaklık eskinin devamıdır. Yeni türe dönüştürülen ortaklığın, eski tür zamanındaki haklarında, alacak, borç ve yükümlülüklerinde hiçbir değişiklik olmadan yeni türde de devam eder. Burada hukuki kişilik tek olup, aynı tüzel kişi yani ticaret ortaklığı başka bir ticaret ortaklığına dönüşmektedir. Hukuki kişi tek olduğundan tür değiştirmede mal varlığı devri yoktur. Eski hukuki ortaklık ne feshedilir, ne münfesih olur ne de tasfiyeye tabi tutulur. İşlemler sonunda bir ticaret ortaklığı sadece başka bir türe dönüşür (Reha Poroy, Ünal Tekinalp, Ersin Çamoğlu, Ortaklık Hukuku I, İstanbul 2014, s.167, 168). Tür değiştirme bir ana sözleşme değişikliği niteliğinde olduğundan, şirketin tüzel kişiliği ve hukuki ilişkileri değişmez, eski şirkete ait tüm hak ve borçlar, yeni şirketin doğması ile yeni şirkete geçer. Burada bir külli halefiyet durumu söz konusu değildir, çünkü tür değiştirmede aynı şirket tür değiştirmeden önce yüklendiği borçlardan yeni hukuki türü içinde de ve aynı tüzel kişi sıfatıyla sorumlu kalmaktadır (Hasan Pulaşlı Şirketler Hukuk Şerhi Cilt I, Ankara 2011, s. 261, 261).” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E:2017/247, K:2018/229, T:14.02.2018 ) Buna göre tür değiştirmede eski şirketin devamı niteliğinde olan yeni şirketin ticaret sicil kaydının terkin edilmesi halinde eski şirketin ihyası mümkün olmayıp, ancak yeni şirketin ihyası talep edilebilecektir. Bu durumda davacı ancak tür değişikliği sonucu oluşan gerçek kişi ticari işletme kaydının ihyası talep edebileceğinden mahkemece talebinin gerçek kişi ticari işletmenin ihyası olarak değerlendirilmesi isabetlidir. 6102 sayılı TTK’nin 12/1. maddesine göre bir ticari işletmeyi kısmen de olsa kendi adına işleten kişiye tacir olup, buna göre bir gerçek kişinin ticaret sicilinden işletmesini terkin ettirmiş olması koşulları varsa kendisinin tacir sıfatına etkili olmayacağından sağ olan ve hak ehliyetine sahip bulunan gerçek kişinin tekrar ticaret siciline kaydı için ihya davasının açılmasında hukuksal yarar bulunmadığından (Y11 H.D’nin 06/02/2019 tarih ve E:2019/81-K:2019/916) mahkemece davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle istinaf sebepleri yerinde görülmeyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Yargıtay 11. HD’nin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay HGK’nın 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, HMK’nın 382. maddesinde bir işin çekişmesiz yargı işi olup olmadığının tespiti için belirtilen ölçütlerden “ilgililer arasında ki uyuşmazlık olmayan haller” ve “ilgililerin ileri sürülebileceği herhangi bir hakkının bulunmadığı haller” şeklinde belirtilen ölçütler dikkate alındığında, ek tasfiyenin çekişmesiz yargı işi olduğu”nun tespit edilmesi ve bu tespitlerin benimsenmesi nedeniyle, çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca oy birliği ile KESİN olarak karar verildi. 26/11/2020