Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1957 E. 2020/336 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1957
KARAR NO : 2020/336
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2020 (ara karar)
NUMARASI : 2020/176 (Derdest)
TALEP: İhtiyati tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ TALEP: İhtiyati tedbire itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde sunduğu, müvekkili şirketle aralarında ticari ilişki olmadığı ve davacı aleyhine başlatılan icra takibine konu olan faturalarla hiçbir alakasının olmadığı iddialarının tamamen asılsız ve kötü niyetli olup bu iddiaları ispatlayacak somut herhangi bir delil ortaya konulmadığını, mezkur faturalarda davacının T.C. Kimlik numarasının yer aldığını, kargo faturaları gönderenin taşıyıcıya beyan ettiği bilgiler dahilinde oluşturulduğunu, davacı aleyhine başlatılan İstanbul …. İcra Müdürlüğü … numaralı icra takip dosyası kapsamında yapılan sorguda çıkan davacının iski aboneliğinin bulunduğu adres ile faturalar üzerinde yer alan fatura adreslerinin birebir aynı olduğunu, davacının dava dilekçesinde sunduğu iddiaların soyut bir söylemden ibaret olup, sayın mahkemenin somut hiçbir delille desteklenmeyen bu iddiaya binaen tedbir kararı vermesinin, ihtiyati tedbir müessesesini düzenleyen HMK 389 vd madde hükümlerine açıkça aykırılık teşkil ettiğini beyanla ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İhtiyati tedbir talep eden vekili tarafından, aleyhine şirket yetkilisi olduğu gerekçesiyle davalı tarafından icra takibi başlatıldığını, yapılan görüşmelerde davalının takipten vazgeçeceğini beyan etmesi üzerine takibe itiraz edilmediğini ancak davalının icra takibine devam ettiğini, takibe dayanak gösterilen faturalarla müvekkilinin ilgisi bulunmadığını beyanla takibin tedbiren durdurulmasını suretiyle ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, Mahkemece İİK’nın 72/3. maddesi kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin ardından aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen vekilinin ihtiyati tedbire itirazı üzerine, istinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince itiraz hakkında “2004 sayılı İcra İflas Kanunun 72/3 fıkrası uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ise de icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilebilir. Ayrıca 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. Maddeleri uyarınca telafisi güç veya imkansız zararların doğmasının muhtemel olduğu durumlarda mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekir. Hal böyle iken mevcut delil durumu ve telafisi güç zararların önlenmesi amacıyla mahkememizce verilen 16/07/2020 tarihli ihtiyati haciz kararında hukuka aykırılık bulunmadığından davalının itirazının reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İhtiyati tedbire itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde sunduğu, müvekkili şirketle aralarında ticari ilişki olmadığı ve davacı aleyhine başlatılan icra takibine konu olan faturalarla hiçbir alakasının olmadığı iddialarının tamamen asılsız ve kötü niyetli olup bu iddiaları ispatlayacak somut herhangi bir delilin ortaya konulmadığını, dava konusu faturalarda gönderici olarak … Ltd. Şti.’nin belirtildiğini, ancak böyle bir şirketin ticaret sicilinde kaydı bulunmadığını, faturalardaki vergi numarası bilgisinde davacının T.C. kimlik numarasının yer aldığını, fatura adresi olarak belirtilen adresin davacının kendi adresi olduğunu, fatura adresi olarak gösterilen adreste davacının iski abonmanlığı bulunduğunu, faturaların oluşturulmasında gönderen beyanı esas alındığını, davacı tarafın davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispatlaması durumunun söz konusu olmayıp davada haksız ve kötü niyetli olduklarının açıkça orta olduğunu beyan ederek, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE :Talep, menfi tespit davasında İİK’nın 72/3. maddesi kapsamında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde verilen ihtiyati tedbire vaki itirazın kabulü ile tedbirin kaldırılmasına karar verilmesi, istemidir.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati tedbirin şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72/3. Maddesi, İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir, şeklinde düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 389/1. Maddesi ise, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, şeklindedir. HMK’nın 390/2 maddesine göre de, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Davalı/takip alacaklısının, menfi tespit davasından önce davacı/takip borçlusu hakkında faturaya dayalı ilamsız takip başlattığı anlaşılmaktadır. Menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü aleyhine tespit istenen alacaklıda olup alacaklı hukuki ilişkinin varlığını kanıtlamak durumundadır(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/02/2015 tarih, 2013/19-1362 E-2015/826 K., 20/04/2016 tarih, 2014/13-856 E-2016/523 K.). İspat yükünün davalı üzerinde olduğu nazara alındığında mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği ve bu halde İİK’nın 72/3. Maddesi gereğince tedbir şartlarının oluştuğu yönündeki Mahkeme kabulünde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamaktadır.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1- İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf karar harcı davalı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 19/11/2020