Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/195 E. 2020/448 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/195
KARAR NO : 2020/448
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/10/2018
NUMARASI : 2017/951 Esas – 2018/915 Karar
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17.12.2020
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirket tarafından emtia blok abonman sigorta poliçesi ile sigortalanan … San.AŞ’ne ait un emtiasının Samsun’dan …’a nakliyesi işinin davalı şirket sorumluluğunda, … ait … plakalı araçla sürücü … sevk idaresinde gerçekleştirildiğini, ancak emtianın …’daki alıcısına teslim edilmediğini, araç sürücüsüne ulaşılamadığını, adli makamlara başvuru sonucunda, emtianın hırsızlandığının tespit edildiğini, sigortalının hasarının karşılandığını, halefiyet ve temlik esaslarına göre, sigortalısının haklarını devralan müvekkili tarafından alacağın rücuen tahsili için girişilen icra takibinin davalının itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket yetkilisi ön inceleme duruşmasında, davaya yazemtianın Çorlu’dan …’a nakliyesi için alındığını, araç sürücüsü tarafından emtianın hırsızlandığını, bu eylemin illiyet bağının kestiğini, sorumluluklarının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İlk derece mahkemesince, alacak iddiası haksız fiil neticesinde oluşan zarar olup, icra takibinin haksız fiilin yapıldığı yerde veya davalının ikametgahının bulunduğu yerde yapılması gerektiği, davacı tarafından haksız fiilin gerçekleştiği yerde ve davalının ikametgahında icra takibine başlamamış olması sebebiyle usulune uygun bir takip bulunmadığından davacının davasının reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; poliçe hükümleri ile ödeme dekontu gereğince halefiyet ve temlik esasına göre sigortalısının haklarını devralan müvekkilin rücu hakkının bulunduğunu, borçtan müteselsil sorumlulardan … adresinin Küçükçekmece/ … olduğunu, ayrıca haksız fiilin gerçekleştiği yerin savcılığa yansıyan ifadelerden de aynı yer olduğunu, HMK’nın 10. maddesi kapsamında da, icra dairesinin yetkili olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, Emtia Abonman Sigorta Sözleşmesi uyarınca, sigortalıya ödenen hasar bedelinin taşıma sözleşmesi uyarınca üst taşıyıcıdan rücüen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı, dava dışı sigortalıya ait emtianın taşınması işini davalının üstlendiğini, bu taşıma işinin de dava dışı … ait araçla fiilen yerine getirildiğini, davalı tarafından üstlenilen ancak dava dışı … devredilen taşıma işi sırasında meydana gelen hırsızlık olayı sonucunda oluşan zarar bedelinin sigortalıya ödendiğini, bu zarardan akdi taşıma işini üstlenen davalı şirket ve araç maliki olan dava dışı … müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarını iddia etmiş, davalı ise, davanın reddini istemiş, aynı zamanda icra takibi sırasında kendisinin ikametgahı olan Çorlu icra dairelerinin yetkili olduğundan bahisle icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir.İlk derece mahkemesince, takibin yetkili icra dairesinde yapılmadığından, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.HMK 355. Maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olarak kararın istinaf incelemesi yapılmıştır.Somut olayda, davacı … iş bu dava konusu icra takibini, TTK 1472.maddesi uyarınca, dava dışı sigortalı … San.AŞ’nin halefi olarak başlatmış olduğundan, yetkili icra dairesi, icra takibinin bu sigortalı tarafından başlatılmış olması halinde yetkili olacak icra daireleri dikkate alınarak belirlenmelidir (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 27.09.2016 tarihli 2016/9841 E.,2016/7541 K. sayılı ve 19.11.2012 tarihli 2011/11807 E., 2012/18585 K. sayılı emsal kararları). Dolayısıyla sigortalı ile davalı arasındaki ilişki taşıma sözleşmesinden kaynaklandığı, yetki sorununun da bu çerçevede çözülmesi gerekmektedir. İİK 67.m. uyarınca açılan itirazın iptali davalarında, yetkili icra dairesinde takibin yapılması dava şartıdır. Bilindiği üzere, İİK’nın 50. maddesinde icra dairelerinin yetkisinin belirlenmesinde, 1086 sayılı HUMK’na atıf yapılmış olup, 6100 sayılı HMK’nın 447/2. maddesi hükmü uyarınca HUMK’na yapılmış olan atıfların HMK’nın ilgili maddesine atıf yapılmış sayılacağı kabul edilmiştir. Genel yetki kuralını düzenleyen HMK’nun 6.maddesi uyarınca, genel yetkili mahkeme, davalının ikametgahı mahkemesidir. Öte yandan aynı yasanın 10.maddesi uyarınca sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Sözleşmenin ifa edileceği yer ise, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89.maddesine göre tespit edilmelidir. Buna göre borcun ifa yeri, tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlenir. Aksine bir anlaşma yoksa para borçları alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Öte yandan Taşıma Sözleşmelerinin düzenlendiği TTK’nun 890.maddesine göre birinci ve ikinci kısım hükümlerine tabi taşımadan doğan hukuki uyuşmazlıklarda, malın teslim alındığı veya teslim için öngörülen yer mahkemesi de yetkili olduğu gibi, fiilî taşıyıcıya karşı açılacak davanın, asıl taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde, asıl taşıyıcıya karşı açılacak dava fiilî taşıyıcının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabileceği düzenlenmiştir. Somut olaya döndüğümüzde ise, dosya kapsamında mevcut belgelerden, sigortalı … San.AŞ’nin ikamatgahının Samsun’da olduğu, davalı şirket ile aralarındaki 23.06.2016 tarihli belgede de bu kez adresinin Çorlu olarak gösterildiği, davalı şirketin ikametgahının ise Çorlu’da olduğu, 23.06.2016 tarihli belgede ise, malın teslim yerinin Bakırköy olarak belirtildiği anlaşılmakta ise de, fiili taşımayı yapan … de adresinin Küçükçekmece’de olduğu dikkate alındığında, dava konusu icra takibinde Küçükçekmece İcra Dairelerinin de yetkili olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ilk derece mahkemesince, davalının icra dairesine yönelik itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilip toplanan deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353(1)a-6 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA;2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine,5-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK 353/1.a maddesi uyarınca, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.