Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1926
KARAR NO : 2020/386
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2019
NUMARASI : 2018/419 Esas – 2019/894 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03.12.2020
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA : Davacı vekili, taraflar arasındaki taşıma anlaşması gereğince, …. marketlerinin taşıma işinin müvekkile ait olan …. plaka sayılı araçlarla yapıldığını, müvekkilinin bu şekilde davalı firmanın belirlemiş olduğu malzemelerinin …. depolarından perakende satış yaptıkları mağazalara taşıma işleri gerçekleştirdiğini, 02.03.2017 tarihinde hiçbir neden belirtmeden müvekkile ait araç taşıma listesinden çıkartıldığını, davalı tarafça da bundan sonra müvekkille çalışılmayacağının söylendiğini, müvekkilin de şirkete kesmiş olduğu ve henüz ödenmeyen ve faturalar ile münderecatı olan bakiye alacağını talep ettiğini, davalının herhangi bir borcu olmadığını belirterek ödemeye yanaşmadığını ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın en az % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının … pkalı araçları ile taşıma hizmeti verdiğini, bu iki araça ilişkin olarak taraflar arasında, araç kiralama ve taşıma işi sözleşmesi imzalandığını, mahkemenin yetkisiz olduğunu, İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının … plakalı araca ilişkin düzenlediği faturaların kabul edilmediğini, zira bu aracn sözleşme kapsamında olmadığını, ayrıca taşıma esnasında yaşanan hırsızlık eylemi dolayısıyla sözleşmenin taraflarınca haklı nedenle feshedildiğini, buna ilaveten davacının sözleşme sona erdikten sonra, sözleşmede öngörülen rekabet etmememe yasağına aykırı davrandığından cezai şart alacağının doğduğunu, dolayısıyla davacıya borcun bulunmadığını belirterek davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, her ne kadar itirazın iptali davası açılmış ise de, icra dosyasının talep üzerine geldiği İstanbul …. İcra müdürlüğünün … E dosyasından borçlu tarafa ödeme emri tebliğ edilmediği, kural olarak yetkili icra dairesine gelen icra dosyası ilk takip dosyasının devamı olduğu, yetkili icra dairesinde borçluya, takibin başlamasını sağlayan yeni bir ödeme emri tebliğinin zorunlu olduğu, itirazın iptali davasının özel dava şartları arasında, geçerli bir icra takibi ve bu takibe yapılmış süresinde bir itiraz olması gerektiği, her ne kadar HMK 115/3 fıkra gereğince, dava şartının giderilmesi durumunda davanın usulden red edilmeyeceği belirtilmiş ise de, süresinde yapılmış itiraza ilişkin dava şartı giderilebilir bir dava şartı olmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; İtirazın iptali davasının başlangıçta görüldüğü Devrek Asliye Hukuk Mahkemesince yetkisizlik kararı verildiğini, bu kararın kesinleşmesinden itibaren süresi içerisinde talepte bulunarak dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini talep ettiklerini, icra dosyasının yetkisine ilişkin bir karar verilmemiş olup mahkemenin yetkisizliğine ilişkin karar verildiğini, hal böyle iken dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilemeyeceğini, ayrıca 24/09/2019 tarihli celsede “davamızı ıslah etmek için süre talep ediyoruz” denilmesine rağmen mahkemece bu talebe yönelik taraflarına süre verilmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE :Dava, faturalardan kaynaklı bakiye alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda belirtilen gerekçe doğrultusunda, davanın usulden reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi gereğince, davalıya taşıma hizmeti verdiğini, karşılığında düzenlenen faturalardan kaynaklı bakiye alacağın ödenmediğini, bu alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki icra dairesinin yetkisine ve borca itirazın iptali istemiş, davalı ise, mahkemenin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. Devrek 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/295 E sayılı dosyasından açılan itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisizliğine karar verildiği, kararın kesinleşmesi üzerine, davacı alacaklı vekilince, davaya konu Devrek İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra takip dosyasına sunmuş olduğu 06.10.2017 tarihli talep dilekçesinde, Devrek 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen itirazın iptali davasında İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemelerine verilen yetkisizlik kararının kesinleştiğinden icra dosyasının yetkili İstanbul Anadolu İcra Dairesine gönderilmesini talep ettiği, talep kabul edilerek icra dosyasının yetkili İstanbul Anadolu İcra Müdürlüğüne gönderildiği, icra dosyasının İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … numaralı esasına kaydının yapıldığı ve fakat posta pulu ekinde yer almadığından, ödeme emrinin taraflara çıkarılamadığı görülmüştür. Hal böyle olunca, davacı alacaklının davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine yönelik itirazını kabul etmesi üzerine, yetkili icra dairesince, taraflara yeniden bir ödeme emrinin çıkarılması zorunludur. Zira, ödeme emrine süresi içerisinde itirazda bulunulması itirazın iptali davasının özel şartlarındandır. Öte yandan, davacı tarafça, 24.09.2019 tarihli celsede, davanın ıslahı için taraflarına süre verilmediği veyahut bu talep hakkında mahkemece, olumlu yada olumsuz bir karar verilmediğinden bahisle istinaf talebinde bulunmuş ise de, 24.09.2019 tarihli duruşma tutanağında, davacının ıslahla ilgili herhangi bir talepte bulunmadığından bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/(1)b-1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/(1)-a maddesi uyarınca KESİN olarak oy birliğiyle karar verildi.