Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1917 E. 2020/253 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1917
KARAR NO: 2020/253
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2020
NUMARASI: 2019/1031Esas – 2020/273 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma ve Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı), Kar Payı Alacağı
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …Ltd.Şti.’nin 03.01.2003 tarihinde kurulduğunu, her türlü tıbbi gereçlerin ve yardımcı maddelerinin imalat, pazarlama ve ticareti yapan bir firma olduğunu, müvekkilimiz … ise, davalı şirketin kuruluşundan bu yana halen %20 ortağı, diğer %80’ni oluşturan ortaklar ise … ve … olduğunu, müvekkil bir dönem şirkette müdürlük görevini de üstlenmiş olup; bu görevinden diğer ortakları ile yaşamış olduğu sorunlar nedeniyle 19.11.2012 tarihinde istifa ettiğini, o tarihten bu yana da, davalı şirketten uzaklaştırılmış ve kendisinin davalı firma ile tüm ilişiği kesildiğini, ortaklık ilişkisinin bu saatten sonra çok sağlıklı bir şekilde yürümeyeceğini belirterek TTK 638 ve devamı maddeler uyarınca müvekkilin haklı sebebe dayalı olarak davalı şirketten ayrılması ile sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesi olarak fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL ile geçmiş yıllara ilişkin kar payı olarak yine fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL’sının davanın açıldığı tarihten itibaren avans faizi ile kendisine nakden ödenmesine; yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: ticari davalarda arabuluculuk yoluna başvurulmadan doğrudan dava açma hakkı ortadan kaldırıldığını belirterek huzurdaki davanın arabulucuya başvurulmadığından dava şartı yokluğu taleplerin zaman aşımına uğraması ve hak düşürücü sürede açılmaması sebebiyle usulden reddine karar verilmesini, kar payı dağıtımına yönelik ortaklar kurulunca bir karar alınmadığının anlaşıldığını, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, davacının istifa tarihine kadar müvekkili firmanın, davacı tarafından kötü yönetildiği ve borçlu duruma sokulduğunu, davacı işçilere olan borçları ödemediğini, yüklü miktarda vergi ve sigorta borcuyla şirketi bıraktığını davanın usule ve esasa itirazlar doğrultusunda reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında “Davanın 30/12/2019 tarihinde harcı ödenerek açıldığı, dava açıldığı tarih itibari ile arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu buna rağmen davacı tarafça belirtilen yükümlülüğünün yerine getirilmeden davanın açılmış olduğu, tarafların arabulucu prosedürü içerisinde bir miktar paradan kaynaklanan olumsuz durum nedeniyle anlaşma sağlanması halinde iş bu davanın açılmayacak olması olgusu karşısında çözüme ulaşılabilecek bu yolun denenmediği görüldüğünden bu durumun zorunlu arabuluculuk kapsamında kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmış, olup açılanan davanın dava şartı yokluğundan reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkeme tarafından davacının davası, dava tarihi itibari ile arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu halde davacı tarafça belirtilen yükümlülüğünün yerine getirilmeksizin açılması sebebiyle dava şartı yokluğundan reddedilmesine rağmen davalı vekili lehine vekalet ücreti tesis edilmediğini, Mahkeme tarafından davanın dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilirken, dosyada toplanan deliller sonucunda kar payı dağıtımına yönelik ortaklar kurulunca bir karar alınmadığının anlaşıldığını, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, yasa hükümlerini hiçe sayarak, rekabet yasağına ve şirket sırlarını koruma yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davacının istifa tarihine kadar müvekkili firmanın, davacı tarafından kötü yönetildiği ve borçlu duruma sokulduğunu, davacı işçilere olan borçları ödemediğini, yüklü miktarda vergi ve sigorta borcuyla şirketi bıraktığını, davacının dava açmada hukuki yararı bulunmadığını beyan ederek davalı taraf kendisini vekil ile temsil etmesine rağmen davalı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olduğundan ve diğer itirazları doğrultusunda istinaf incelemesi neticesinde kararın kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak talebi doğrultusunda vekalet ücretine hükmedilmesine, davanın reddine ilişkin kısmın onanmasına, davanın usule ve esasa ilişkin itirazları doğrultusunda reddine kara verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 638. Maddesine dayalı haklı nedenle şirket ortaklığından çıkma ve ayrılma akçesi ile geçmiş yıllara ait dağıtılmadığı iddia olunan kar payı alacağının tahsili davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, arabuluculuk başvurusu bulunmaması nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin kararda davalı yararına vekalet ücreti takdir edilip edilemeyeceği ve esasa ilişkin inceleme yapılması gerekip gerekmediği noktasındadır. 7155 sayılı Kanun’un 20’nci maddesi ile eklenen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 5/A-1 maddesinde, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, 7155 sayılı Kanun’un 23’ncü maddesi ile eklenen 6325 sy m.18/A-2 maddesinde ise, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Anılan yasal düzenleme karşısında arabuluculuğa başvurmadan dava açılması halinde işin esasına girilmesi mümkün değildir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 326/1. Maddesine göre, Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. HMK’nın 323/1/ğ maddesine göre vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti de yargılama giderlerinden sayılmıştır. Mahkemece dava, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilmiş olmakla yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi yerinde görülmemiştir. Davalı yararına hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece eldeki davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş olmasına rağmen davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine ve davalı yararına tarifeye göre takdir edilen vekalet ücretinin davalıya ödenmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; Davalı vekilinin İstinaf talebinin KABULÜ İLE; Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/07/2020 tarih, 2019/1031 Esas – 2020/273 sayılı kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davacının davasının zorunlu arabulucuk dava şartının yokluğu nedeni ile HMK.’nın 114/2. Ve 7155 Sayılı Kanunun 20. ve 23. Maddeleri gereğince usulden REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40TL ilam harcından peşin alınan 256,17TL harcın mahsubu ile bakiye 201,77-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 7/2. Maddesi uyarınca 2.250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine, 6-Davalı vekilince yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 7-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 148,60 TL, posta ve tebligat gideri 48,50 TL olmak üzere toplam 197,10‬-TL yargılama masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.05/11/2020