Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1909 E. 2020/262 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1909
KARAR NO : 2020/262
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 23/07/2020 (ara karar)
NUMARASI : 2019/372 Esas
DAVA: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 01/06/2017 tarihinde imzaladıkları sözleşmeye aykırı ve haksız rekabet teşkil eden davranışlar nedeniyle müvekkil şirkete zarar verilmiş olup bu zararların davalı şirket tarafından tazmini gerektiğini, yapılan bu eylemler nedeniyle … aleyhine İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 2019/162 E sayısı ile açılmış bulunan sözleşmeye aykırılık ve haksız rekabet nedeniyle tazminat davası bulunduğunu, 6100 sayılı HMK’nın 166. Maddesi 4. Fıkrası “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır” hükmü uyarınca davaların aynı sebeplerden doğması ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olması nedeniyle HMK’nın 166. Maddesi uyarınca İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/162 E sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin kurumsal departmanı başta olmak üzere, istisnasız tüm 29 personelin müvekkil şirkette çalışmaya başladığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, yine davacı şirket müşterilerinin sistematik biçimde müvekkil şirket bünyesine katıldığına dair iddialar ve bu iddiaya ilişkin yapılan kurgunun, tamamen hayal ürünü olduğunu, 1.12.2018 tarihinde işbirliği sözleşmesinin sona ermesi ile aynı piyasada rekabet halinde olan her iki şirketin, aynı müşterilere teklif vermesi, müşterinin bu tekliflerden kendisi için cazip olan şirketin teklifini kabul ederek çalışmaya başlamasında hukuken sakıncası olmadığını, bunun aksi iddiasının haksız rekabet olduğunu, açılan davada ileri sürülen gerek parasal değerli iddialar gerekse de diğer iddiaların tamamen kurgu olup davacının kendi çelişkisini ortaya koyan soyut beyanlar olduğunu, davalı şirketin hiçbir zaman taraflar arasında imzalanan işbirliği sözleşmesini ihlal eden taraf olmadığını, hukuka aykırı davanın esastan reddini arz ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince istinaf incelemesine konu ara kararı ile birleştirme talebi hakkında, “Davacı vekilinin birleştirme talebi hakkında karar verilmek üzere, tensip yapılmadan İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesine yazılan müzekkere 17/07/2020 tarihinde cevap verilmiş olup, müzekkere cevabı ve tüm dosya kapsamı itibariyle bir kısım tarafların ve uyuşmazlık konusunun her iki dosyada farklı olduğu anlaşılmakla davacının birleştirme talebinin HMK 166 gereği bu aşamada reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme ile birleştirilmesi talep edilen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin ayrı yargı çevresinde olduğunu, taraflarınca davalı aleyhine ikame edilen herhangi bir icra dosyası olmadığını, dolayısıyla davanın; davalının yaptığı haksız rekabet ve sözleşmesel yükümlülüklere aykırılık nedeniyle müvekkil şirkete verdiği zararların tazmin edilmesi için açılan bir dava olduğunu, birleştirilmesi istenen davaların her ikisinin de aynı sebeplerden doğmakta olup biri hakkında verilecek hüküm diğerini etkileyecek nitelikte olduğunu, davacının talebinin esasen her iki dosyada davalı olan taraflarca birlikte ortaya çıkarılmış olan zararın tazmini olduğunu, bir davada hükmedilecek hükmün diğer davayı doğrudan etkileyeceğini, ayrı yargı çevresinde olan ve birleştirme talep ettikleri dava dosyalarındaki istemlerin aynı olduğunu uyuşmazlık konularının da doğrudan birbirleri ile ilgili olduğunu, bu nedenlerle birleştirme talebinin reddine yönelik kararın düzeltilmesini; yerel mahkeme dosyasının 6100 sayılı hukuk muhakemeleri kanunu’nun 166. maddesi uyarınca ikame edilen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/162 e. sayılı dosyası ile birleştirilmesini arz ve talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, davanın İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/162 esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesi, talebidir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 166. maddesine göre, aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir, davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir.HMK’nın 341/1. maddesine, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. HMK’nın 294. Maddesine göre mahkemenin, davayı sona erdiren usule veya esasa ilişkin kararlar, nihai kararlardır.Mahkemenin birleştirme talebinin reddine dair kararı yargılamayı sona erdirmediğine göre nihai karar olmayıp, ara karardır. Ara kararların ise istisnalar hariç olmak üzere Kanunun açık düzenlemesi karşısında istinafı mümkün değildir. HMK’nın 168. Maddesinde, birleştirme talebinin reddine dair ara karara karşı kanun yoluna başvurulabileceği yönünde genel kuralın aksine istisnai bir düzenleme de bulunmamaktadır. Bu nedenle birleştirme talebinin reddine dair ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulamayacak olup, HMK 341/1 maddesi uyarınca ortada istinafa tabi bir karar bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR : Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf dilekçesinin HMK’nın 341/1 ve 346/1. Maddesi uyarınca REDDİNE,2-İstinaf yoluna başvuru sırasında alınan 54,40-TL istinaf karar harcı ile 148,60 TL istinaf başvuru harcının istemi halinde davacıya iadesine,3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 05/11/2020