Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/189 E. 2021/210 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/189
KARAR NO: 2021/210
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ ve NUMARASI: 27/09/2018 Tarih ve 2017/231 Esas – 2018/939 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25.02.2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün Davalı/ Karşı Davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle doğan cari hesap sonucu oluşan 29.549,61-TL’lik borcunu ödememesi nedeniyle davalı aleyhine icra takibi başlattıkları ancak davalının süresinden sonra malların ayıplı olduğunu ileri sürerek haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle itirazın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap ve KARŞI DAVA dilekçesinde özetle: davacı tarafın cari hesap borcunun ödenmediğinden bahisle gönderdiği ihtarnameye cevaben taraflarına Kadıköy …Noterliği vasıtasıyla 19.01.2016 tarihli … yevmiye nolu ihtar çekildiğini ve davalının … Şantiyesi ayıplı ürünlerinden dolayı diğer tedarikçiler fiyat farkı, yüzey kaplama bedeli, sökme takma işçiliği ve nakliye bedeli olmak üzere toplamda 48.044,41.-TL ilave ödeme yaptığı, bu nedenle ilave zararların mahsup edilmesinden sonra dahi toplamda 18.494,80.-TL’lik alacağı olduğunun bildirildiğini ve aynı sebeplerle icra takibine itiraz edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki ile davacı karşı davalının yükümlülükleri kapsamında davacı-karşı davalı şirketin ağır kusuru ve yükümlülüklerine aykırı hareketleri sebebiyle yapılan ödemeler ve uğranılan maddi zararın iddia edilen miktardan çok fazla olduğunu, müvekkiline gönderilen ürünlerin gizli ayıplı olduğunu ve ayıp ihbarı süresine uyulduğunu, TTK’nın açık ayıp hükümlerine dayanılmasının mümkün olmadığını, ürünlerin ayıplı olduğunun anlaşılmasının hemen akabinde kesilen 15.01.2016 tarih ve … nolu fatura ekiyle beraber 19.01.2016 tarihinde … yevmiye numaralı ihtarname ile ürünlerin ayıplı olduğunun karşı tarafa ihtar edildiğini, ürünlerin birçoğunda üretim hatasına rastlandığını ve bu durumun ürünlerin incelenmesinin hemen akabinde derhal davacı şirkete bildirildiğini, davacı şirketin yükümlülüklere aykırı tedarik ettiği ürünler sebebiyle tedarikçiler fiyat farkı, yüzey kaplama bedeli, sökme takma işçiliği ve nakliye bedeli olmak üzere yapmış olduğu ödemelerinin davacı şirketin alacağından mahsup edilmesi gerektiği ve müvekkilinin davacının sözleşmeye aykırı davranışları nedeniyle manevi zararı olduğundan bahisle manevi zararının tahsiline karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince asıl ve karşı dava hakkında, “davacı-karşı davalı tarafça, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle cari hesap bakiyesiyle doğan alacağın tahsili ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin, davalı(karşı davacı) tarafça, sözleşmeye aykırılık nedeniyle doğan manevi zararın tazminin talep edildiği görülmüştür. Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunun hüküm vermeye ve denetime elverişli olduğu, düzenlenen bilirkişi raporuna göre tarafların ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğinde bulunduğu, tarafların ticari defterlerindeki farklılığın davalı( karşı davacı) tarafça düzenlenen ve davacı tarafın ayıplı olarak yaptığı işlere ilişkin olarak başka şirketlere yaptırılan işlere dair olduğu iddia edilen faturadan kaynaklandığı, söz konusu fatura içeriğinin davacının ayıplı olduğu iddia edilen işlere ilişkin olduğunun saptanamadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Davalı(karşı davacı) tarafça davacının ayıplı ifada bulunduğu ve ayıbın gizli olduğu bildirilmiş olmakla birlikte, üçüncü kişilere yaptırıldığı iddia edilen işlere ilişkin olarak düzenlenen faturaların tarihlerinin 09/12/2015, 15/12/2015, 02/11/2015 ve 08/12/2015 tarihlerine ait olduğu, söz konu işlerin davacının ayıplı yaptığı işlere ilişkin olduğu saptanamamakla birlikte davalı tarafça ayıbın ihbarına ilişkin olarak herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı, davalı(karşı davacı)nın kendisine gönderilen cari hesap bakiyesini ödemesine ilişkin ihtarnameye binaen gönderdiği 19/01/2016 tarihli ihtarname ile ayıbın varlığından söz edildiği, oysa ki savunulduğu gibi davacı tarafça ayıplı ifada bulunulmuş ise bu hususların üçüncü kişilerce düzenlenen 09/12/2015, 15/12/2015, 02/11/2015 ve 08/12/2015 tarihli faturalardan evvel ortaya çıktığı, dolayısıyla davalı tarafa süresinde yapılmış herhangi bir ayıbın bulunmadığı ve iyin kabul edildiği kanaatine varılmakla bilirkişi raporu doğrultusunda asıl davanın kabulüne karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır. Karşı dava bakımından ise; her ne kadar davalı(karşı davacı) tarafça sözleşmeye aykırılığı nedeniyle projede yaşanan sorunlar ve işin gecikmesi gibi meseleler sebebiyle oluşan durumun şirketin geleceğini tehlikeye soktuğu, müvekkili şirketin itibar ve istikrarını kaybettiğinden bahisle manevi zararın bulunduğu iddia edilmiş ise de; davalı(karşı davacı) tarafça sözleşmeye aykırılığının ispat olunamadığı gibi, sözleşmeye aykırılığın var olduğu kabul edilse dahi salt bu husususun manevi zararı yol açmayacağı, aksinin ve manevi zararın varlığının ispatlanamadığı, manevi zarara ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı anlaşılmakla karşı davanın reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı(karşı davacı) vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı(karşı davalı)nın, müvekkili şirketin 29.549,61 TL cari hesap borcunu ödemediğinden bahisle, 14.01.2016 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnameyi keşide etmiş olup, anılan ihtarnameye cevaben Kadıköy … Noterliği vasıtasıyla 19.01.2016 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarname gönderilmiş ve ayıplı ürünlerden dolayı diğer tedarikçilerden malzeme alındığından fiyat farkı, yüzey kaplama bedeli, sökme takma işçiliği ve nakliye bedeli olmak üzere toplamda 48.044,41 TL ilave ödeme yapıldığı ve bu nedenle ilave zararların mahsup edilmesinden sonra dahi toplamda müvekkili şirketin davacıdan 18.494,80 TL’lik alacağı olduğu izah edilerek ihtarname ekine fatura da eklendiğini, davacının kasıtlı olarak tebliğden imtina ettiğini, müvekkiline gönderilen malların gizli ayıplı olduğunu ve basiretli bir iş adamı gibi davranan müvekkili tarafından ürünlerin ayıplı olduğunun anlaşılmasının hemen akabinde kesilen 15.01.2016 tarihli … nolu fatura ekiyle beraber, 19.01.2016 tarihinde, … yevmiye nolu ihtarnameyle ürünlerin ayıplı olduğu davacı tarafa ihtar edildiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin 4.18 ve 4.17 maddesine göre davacı(karşı davalı) üretimden kaynaklanan ayıptan doğan zararlardan sorumlu olduğunu, hangi malların ayıplı olduğunun dava dışı … ve … firmaları tarafından düzenlenen faturalarda açıkca görüldüğünün, müvekkili şirket, davacı(karşı davalı) tarafından alınan ayıplı malların ikamesi olarak diğer tedarikçilerden mal alındığı beyan edilmiş olup, ayıp bulunan malzemelerin hangileri olduğu ticari defter kayıtları ve faturalarda açıkça görüldüğünü, taraflar arasındaki sözleşemeye göre konstrüksiyonların şantiye sahasına nakliye dahil teslimi alıcının taahüdü altında olduğunu, bu durumda gerekli teslimat araçlarına sahip olan alıcı ayıplı ürettiği malzemelerin iade teslimini de kendisinin alması gerektiğini, müvekkili şirketin malzemeleri fiziken iade etmemesinin mevzu bahis olmadığını, davalı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmemesi ile müvekkili şirketin piyasadaki itibar ve istikrarını kaybettiğini, taahhütlerini yerine getirmek için müvekkilince harcanan çaba ve zamanın, davalının haksız davranışları ile uğranılan manevi zararın tazminin gerektiğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, teslim edilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbar sürelerine uyulup uyulmadığı ve davalının manevi zararının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Taraflar arasında 01/10/2015 tarihinde “kalesinterfleks” konstrüksiyon teminine ilişkin seramik alt taşıyıcı konstrüksiyon tedarik sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı(karşı davalı) tarafından davalı(karşı davacı)ya çekilen Kartal … Noterliği’nin 14/01/2016 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile, 29.549,61 TL cari hesap borcunun 3 gün içinde ödenmesi ihtar edilmiş, davalı(karşı davacı) tarafından ise çekilen cevabi nitelikteki 19/01/2016 tarih ve … YN’lu ihtarname ile ayıplı ürünlerin sökülerek iade edildiği ve kesilen faturaların muhatap tarafından kabul edildiği, ayıplı ürünlerden dolayı diğer tedarikçilerden malzeme alındığından fiyat farkı, yüzey kaplama bedeli, sökme takma işçiliği ve nakliye bedeli olmak üzere toplamda 48.044,41 TL ilave ödeme yapıldığı, zaralar mahsup edildikten sonra kalan 18.494,80 TL’nin ödenmesi ihtar edilmiştir. Ayrıca ihtarnameye 15/01/2016 tarih ve … nolu fatura eklenmiştir. Ancak davalı(karşı davacı)nın bu ihtarnamesinin muhatabına tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır. Davacı(karşı davalı) tarafından İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasında cari hesap alacağına dayalı olarak davalı(karşı davacı) hakkında icra takibi başlatılmış ve davalı(karşı davacı)nın süresi içerisinde itirazı üzerine takip durmuştur. Ticari defterlerin incelenmesine ilişkin olarak bilirkişi heyeti tarafından davacı(karşı davalı)nın kendi ticari defterlerine göre 29.549,61 TL alacaklı olduğu, davalı(karşı davacı)nın ticari defterlerine göre ise 18.494,80 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. Taraf ticari defterlerindeki mutabakatsızlık davalı(karşı davacı) tarafından “hatalı ürünlerden kaynaklanan zarar ve işçilik bedeli” açıklamalı 15/01/2016 tarih, … nolu ve 48.044,41 TL bedelli faturadan kaynaklanmaktadır. Bunun dışında taraf ticari defterleri tam bir mutabakat içindedir. Davalı(karşı davacı)nın “braket kesim ve delim” açıklamalı 04/12/2015 tarih ve 2.451,40 TL bedelli iade faturası ile “ankraj 3 mm (braket) açıklamalı 04/12/2015 tarih ve 14.812,54 TL bedelli iade faturası davacı(karşı davalı)nın ticari defterinde kayıtlıdır. Ayrıca sevk irsaliyesine göre de, 04/12/2015 tarih ve 14.812,54 TL bedelli iade faturasının davacı(karşı davalı)nın 08/10/2015 tarih ve … nolu faturası ile 13/10/2015 tarih ve … nolu faturasına konu hatalı gönderilen ürünlerin iadesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Satış sözleşmesi nedeniyle ayıba karşı tekeffül hükümlerinin uygulanabilmesi için TTK’nın 23/1-c maddesi ile TBK’nın 223. maddesinde düzenlenen ayıp ihbar sürelerine uyulması lazımdır. Davalı(karşı davacı)nın 04/12/2015 tarih ve 2.451,40 TL bedelli ve 04/12/2015 tarih ve 14.812,54 TL bedelli iki adet iade faturasının davacı(karşı davalı) tarafından kendi ticari defterlerine kaydedildiğine göre artık iade faturalarına konu mallar yönünden ayıp ihbarının süresinde yapıldığının kabulü gerekir. Zira bu faturalara konu ürünlerin alıcının bildirimde bulunmayı ihmal etmesi nedeniyle, satılanı kabul etmiş sayılması mümkün değildir. Her ne kadar Mahkemece süresinde ayıp ihbarında bulunulduğu ve sözleşmeye aykırılık iddiasının ispatlanamadığı kabul edilmiş ise de, davalı karşı davacının iade faturalarının davacı(karşı davalı)nın defterinde kayıtlı olup bu faturalar yönünden ayıp ihbarının yapıldığı anlaşıldığına göre bilirkişi raporu inşaatçı bilirkişi incelemesi yönünden eksik ve hüküm vermeye elverişli değildir. Bu kapsamda Mahkemece alanında uzman bir inşaatçı bilirkişiden iade faturalarına konu ürünlerin iade edilmesinin davalı(karşı davacı)nın zararına sebep olup olmayacağı, zararına neden olacak ise imalat yılı itibariyle zararın hesaplanması suretiyle denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece hatalı değerlendirme ve eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş, bu nedenle davalı(karşı davacı) vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı-karşı davacı vekilinin İstinaf isteminin KABULÜ İLE, İsitinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davalı-karşı davacı tarafından asıl dava yönünden yatırılan 35,90 TL ile karşı dava yönünden yatırılan 504,64 TL istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 25.02.2021