Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1889 E. 2020/425 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1889
KARAR NO: 2020/425
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/12/2019
NUMARASI: 2019/443 Esas – 2019/1078 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10.12.2020
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, müvekkil şirketin sigortalısı olan … AŞ. aracılığı ile sigortalı … Ltd firmasının satın aldığı “…” isimli motoryatın Yat Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, 27/08/2017 tarihinde seyir halindeyken sancak ana makinesi kol çıkartarak blok patlaması suretiyle motorun kitlenmesi ve makine dairesinden ses gelmesi üzerine sancak makineden yağ dumanı çıkmış ve marş motoru parçalanarak hasar meydana geldiğini, makinaların bakımlarının düzenli olarak üretici davalı firma tarafından yapıldığını, kaldı ki, davalının yeni motoru müvekkili şirket sigortalısına bedelsiz verdiğini, yeni motorun tekneye montajının tamamlandığını, müvekkili sigorta şirketi tarafından sigortalıya yeni motor bedelinin yarısı olan 65.000 Euro’nun avans olarak verildiğini, ekspertiz incelemesi sonucunda, hasarın meydana gelmesinde davalı firmanın kusur ve sorumluluğu bulunduğunu, ortaya çıkan hasar bedelinin Kdv hariç 68.311,18 Usd olarak hesaplandığını, %0,5 muafiyet tenzili uygulanmak sureti ile 44.386,18 Usd hasar bedelinden davalı üretici firmanın sorumlu olduğunu ileri sürerek 44.386,18 Usd’nin ödeme tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkil şirketin dava konusu makinelerin satıcısı veya üreticisi olmadığını, dolayısıyla müvekkili şirket ile dava dışı sigortalı arasında söz konusu motorların satışına ilişkin bir satış sözleşmesinin bulunmadığını, davacının talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, davacı … şirketine yat sigorta poliçesiyle sigortalı olan teknede, denizde seyir halinde iken motorunda meydana geldiği iddia olunan hasar nedeniyle dava dışı sigortalıya ödenen bedelin davalı firmadan rücuen tahsili isteminin ileri sürüldüğü, bu kapsamda TTK’nın 5. kitabında yer alan 931 ile 1400. maddeleri arasında düzenlenen uyuşmazlıkların deniz hukukuna ilişkin olduğu ve Denizcilik İhtisas Mahkemesinde görülmesinin gerektiği, huzurdaki davada uyuşmazlığın deniz sigortasından kaynaklanmakla deniz alacağına ilişkin olduğu ve denizcilik ihtisas mahkemesinin görev alanına girdiği, bu nedenlerle mahkemenin görevli olmadığı anlaşılmakla; HMK’nın 114/1-c ve HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın TTK 5. kitapta düzenlemesini bulan Deniz Ticaretine ilişkin davalara bakmakla görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahekemesi’ne (Denizcilik İhtisas Mahkemesi) gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda dava dışı müvekkil şirket sigortalısı tacir olup, davanın da halefiyete dayalı olarak açıldığını, bu nedenle sigortalının ve davalının tacir olması nedeniyle mutlak ticari iş kapsamında davanın Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, meydana gelen kazanın bir çatma olayı olmayıp, TTK nın 5. Kitabında yer alan 931 ile 1400. Maddeler arasında düzenlenen deniz hukukuna girmediği gibi, alacak konusunın da deniz ticareti ile alakalı olmadığını, görevsizlik kararının doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, yat sigorta poliçesiyle sigortalanmış olan teknenin seyir halindeyken motorun arızalanarak hasar görmesi nedeniyle, sigortalıya ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davaya bakmakla görevli mahkemenin deniz ihtisas mahkemesi olduğundan bahisle anılan mahkemeye görevsizlik kararı verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 5/2. maddesiyle, bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebileceği hükme bağlanmıştır. HSK tarafından, bu tür davalara bakmak üzere, İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi görevlendirilmiş olup bu mahkeme ile İstanbul il sınırları içindeki diğer Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Mahkemenin görevli olması HMK’nın 114/1.c maddesi uyarınca dava şartı olup aynı Kanun’un 115/1. maddesi uyarınca, mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden gözetir. Somut olayda, dava dışı sigortalıya ait teknenin davacı … tarafından yat sigorta poliçesi kapsamında sigorta örtüsüne alındığı, teknenin motor/makine aksamında meydana gelen arıza/hasar nedeniyle sigortalıya ödenen tazminatın davalı üretici firmadan tahsili istenmektedir. Sigortalı teknenin, TTK’nın 931. maddesindeki tanıma uygun bir gemi niteliğinde olduğu, bu nedenle uyuşmazlığın deniz sigortasına ilişkin olduğunun kabulünün gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu açıklamalara göre, deniz sigortasından kaynaklanan iş bu uyuşmazlıkta görevli mahkemenin İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan, ilk derece mahkemesinin görevsizlik kararı yerindedir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca, esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.