Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/187 E. 2020/484 K. 24.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/187
KARAR NO: 2020/484
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2018
NUMARASI: 2017/817 Esas – 2018/1070 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24.12.2020
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili, davalı tarafından müvekkilleri aleyhine bonolara dayalı olarak icra takibine girişildiğini, icra takibine konu bonoların ölümle tehdit altında, müvekkili … tarafından şahsı adına tanzim tarihi olmaksızın düzenlendiğini, buna rağmen bono bedellerinin fazlasıyla banka yoluyla ödendiğini, ancak bedelsiz kalan bonoların iade edilmeyerek icra takibine konu yapıldığını, ayrıca diğer müvekkili şirketin kaşesinin sahtesi kullanılarak bonolarda borçlu durumuna getirildiğini ileri sürerek icra takibine konu bonolardan dolayı borçlu olunmadığının tespitine, takibin iptaline ve %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, ödeme iddiası yönünden ispat yükünün davacıda olduğunu, davacı … tarafından bizzat yatırılan bir makbuz olmadığı gibi, miktar ve tarih bakımından da bonolarla ilişkilendirilmediğini, müvekkili ile davacı … arasında tek bir ilişki mevcut olmadığını, ödeme iddiası olarak sunulan makbuz dışında müvekkiline yapılan ödemelerin de bulunduğunu, başka bir borca yapılan ödemenin davaya konu bonolara mahsup edilemeyeceğini, dava konusu bonoların, ciro yoluyla müvekkiline geçtiğini, bonoların şirket kaşeli olarak verildiğini, şirket kaşesinin sahte bir kaşe mi olup olmadığını müvekkilinin bilme olanağının olmadığını, kaşe altındaki imzaya itiraz edilmediğinden davacı şirketi bağladığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacı şirketin yetkilisinin diğer davacı … olduğu, dava konusu bonolarda borçlu gözüken … adının altında iki adet imza bulunduğu, bu imzaların inkar edilmediği, ikinci imzanın ise yetkilisi bulunduğu davacı … Ltd Şirketi adına atıldığı yönünde ticari karine bulunduğu, dolayısıyla şahsi imzasının yanına atılan ikinci imzanın şirket yetkilisi sıfatı ile atıldığı, davacı tarafın kendisi ve şirketi adına aradaki ticari ilişki nedeniyle senet imzaladığı, karşılığının ödendiğinden bahsetmiş ise de, ödemenin ispatlanması yönünde, senet kuvvetinde delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; bonolarda çift imza bulunması bonoların pullu olarak tanzim edildiği zamandan kalma bir alışkanlık olduğunu, ayrıca bonolarda çift imza atılmasının aynı imzanın tekrarlanması suretiyle borçlu kişinin sahte imza atmasının önüne geçilmesi için yapıldığını, bonolarda sonradan tanzim tarihi yazıldığını, sahte olarak imal edilen kaşenin basılarak davacı şirkeitn de borçlu gösterildiğini, dosyaya sunulan Almanya’dan … (…) Şubesinden 08/09/2016 tarihinde davalının … Bankası Merter Şubesindeki hesabına havale yolu ile bono bedellerinin fazlasıyla ödendiği sabit olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE: Dava, icra takibine konu edilen bonolardan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda, davalı tarafından davacılar aleyhine girişilen icra takibine dayanak bonoların ölümle tehdit altında davacı … tarafından düzenlendiği, daha sonradan davacı şirketin sahte kaşesi kullanılmak suretiyle şirketin bonolarda borçlu durumuna sokulduğunu, ayrıca bonolara karşılık olarak banka yoluyla ödeme bulunulduğu halde bedelsiz kalan bonoların icra takibine konu edildiği iddia edilerek dava konusu bonolardan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istenmiş, davalı ise, davacıların iddialarının gerçeği yansıtmadığını, bonoların ciro yoluyla edinildiğini, bonolardaki imzaların inkar edilmediğini, ödemelerde bonolara yönelik açıklamanın olmadığını, ayrıca bu ödemeler dışında da davacının başka borçlarında dolayı davalıya ödemelerin olduğunu, dolayısıyla yapılan ödemelerin dava konusu bonolara ilişkin olduğunun ispat edilemediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacılar vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK 355. Maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni nedenleri ile sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır. Dava ve icra takibine dayanak keşidecisi davacı …, aval vereni davacı … Ltd Şti., lehtarı … olan herbiri 26.02.2016 tanzim, 30.04.2016 vadeli 10.000 Euro; 30.05.2016 vadeli 15.000 Euro; 30.06.2016 vadeli 15.000 Euro ve 30.07.2016 vadeli 9.560 Euro bedelli bonoların, lehtarın beyaz cirosuyla davalıya geçtiği görülmüştür. Davacı …’ün şikayetçi ve davalının şüpheli olduğu ölümle tehdit ve bedelsiz senetleri icraya koymak suçlarından, Bakırköy C.Başsavcılığının 2017/68213 sor. sayılı dosyasının bulunduğu, ancak yürütülen soruşturma dosyasının akıbeti konusunda bir bilgiye dosyada rastlanılmamıştır. Somut olayda, davacılarca, ödeme iddiasına dayanak olarak dosyaya banka havale dekontu sunulmuş, davalı ise, davacının bu ödemesini kabul etmekle beraber, ödemenin dava konusu bonolara yönelik olmadığını savunmuştur. Bu durumda, ilk derece mahkemesince, dosyaya sunulan ödeme dekontunun okunaklı suretini veya aslını getirterek ödemenin dava konusu bonoların tanzim veya vade tarihlerinden sonra olduğunun tespiti durumunda, bu ödemelerin dava konusu bonolara yapıldığına karine teşkil edeceğinden aksini iddia eden davalının bu ödemelerin başka bir borca yönelik olduğunu ispatla yükümlü olduğu gözetilerek ve savcılık dosyasının akıbeti sorularak toplanacak tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak dava dosyasının kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; 2-Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, 4-Davacı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)-g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.