Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/184 E. 2021/237 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/184
KARAR NO: 2021/237
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/09/2018
NUMARASI: 2017/133 Esas – 2018/819 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 04/03/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün taraflar vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
DAVA: Davacı-birleşen dosya davalısı vekili asıl dava yönünden sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 12.01.2017 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan karalara muhalefet şerhi düşen davalı ortak …’in olağanüstü genel kurul toplantısı sonrası şirket yönetim kurulu usulüne uygun olarak imtiyazlı pay sahipleri kurulunu toplantıya davet etmesine ve yeterli çoğunluğun sağlanamamış olması sebebiyle toplantının yapılamadığına dair tutanak tutmasına rağmen emredici nitelikteki TTK 454 hükmüne aykırı olarak yönetim kuruluna ve mahkemeye başvuru yapmaksızın ve imtiyazlı pay sahiplerini toplantıya davet etmeksizin tek başına toplantı tutanağı düzenleyerek tebliğ ettiğini, davalı tarafça müvekkili şirkete tebliğ edilen özel kurul tutanağının kanun ve ana sözleşmeye göre batıl olduğunu beyanla; butlanla sakıt olduğunun tespitini ve 12.01.2017 tarihli olağanüstü genel kurul kararının tescilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı-birleşen dosya davacısı vekili asıl dava yönünden sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin imtiyazlı pay sahibi olduğu davacı şirketin 20.01.2014 tarihli ana sözleşme değişikliği doğrultusunda imtiyaz hakkının gerçek kişilere tanındığını ve bilahare yapılan hisse devirleri neticesinde şirkette imtiyazlı pay sahibi olarak sadece müvekkil … ile …’ün kaldığını, 12.01.2017 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurulda alınan kararların ise sadece müvekkilinin imtiyaz haklarını ortadan kaldıracak nitelikte olduğunu, gerçek kişi pay sahiplerine tanınan imtiyaz hakkının müvekkili açısından olağanüstü genel kurulda alınan kararlar ile ortadan kaldırıldığını, yine yönetim şemasında ana sözleşmeye aykırı olarak değişikliğe gidildiğini, TTK’nun 454 maddesinin imtiyazlı pay sahiplerini bu tür hukuka aykırılıklara karşı koruyan bir hüküm olduğunu, bu sebeple imtiyazlı pay sahipleri kurulunun 12.01.2017 tarihinde …’in katılımıyla toplandığını ve “12.01.2017 tarihli olağanüstü genel kurulun onanmamasına” karar verildiğini, davacının butlanını talep ettiği imtiyazlı pay sahipleri kurulu kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
BİRLEŞEN İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2017/350 ESAS SAYILI DAVA DOSYASI YÖNÜNDEN;
DAVA : Davalı-birleşen dosya davacısı … dava dilekçesinde özetle; davalı şirket 21.12.2015 tarihinde kurulmuş olup, her biri 25 TL nominal değerde 16.000 adet paydan oluşan 400.000 TL sermayeye sahiptir. Kuruluş tarihi itibariyle kuruculardan …’in %20, ortaklardan …’ün %20 , …’nun %25, …’nun %5 ve …’un %30 oranında hisseye sahip bulunduğunu, kuruluştan bir süre sonra şirketin paylarının bir kısmının Çin menşeili Şangai elektrik şirketine devredildiğini, hisse devrinden sonra hissedarlar anlaşması ve buna uyumlu olarak ana sözleşmede değişikliğe gidilerek bazı pay sahibi gruplara imtiyaz hakkı tanındığını, buna göre yönetim kurulunun 2 üyesinin gerçek kişi imtiyazlı pay sahipleri temsilcileri ve bu kişilerin önereceği kişiler arasından seçileceğinin düzenlendiğini, 2014 yılında ana sözleşmede yapılan değişiklikle imtiyazların bazıları kişilere tanınmışken bazılarının ise, gerçek kişi pay sahipleri kuruluna verildiğini, imtiyaz hakkı tanınan …, … ve …’nun hisselerini tüzel kişi ortak SEP’e devrettiğini, devirden sonra şirkette sadece gerçek kişi olarak … ile …’in kaldığını, bu devir işlemlerinden sonra şirketin, genel kurulu 12.01.2017 tarihinde olağanüstü toplantıya çağırdığını ve bu defa şirket ana sözleşmesinin 3,5,11,13,14,15,16 17,23 ve 33. maddelerinin değiştirilmesi yönetim kurulu üyelerinin atanmasının görüşüleceği hususunun bildirildiğini, müvekkilinin davalı şirkete ihtarname göndererek çağrının usulüne uygun olmadığını, gerek kanuna ve gerekse hissedarlar anlaşmasına aykırı olarak müvekkilinin imtiyaz haklarının tamamen ortadan kalkacak olması nedeniyle bu toplantının yapılamayacağı itirazında bulunulduğunu, toplantı çağrısının, davetin usule ve yönetmeliğe aykırı bir şekilde yapıldığını, ilan ile toplantı tarihi arasında olması gereken iki haftalık süreye riayet edilmediğini, bu sebeplerle olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların iptalinin gerektiğini, ayrıca ana sözleşme değişikliğinin kanuna, ana sözleşmeye, hissedarlar anlaşmasına ve dürüstlük kuralına aykırı olması nedeniyle buna yönelik olağanüstü genel kurul kararlarının iptalinin gerektiğini, genel kurulda seçilen yönetim kurulu üyelerinin seçimlerinin de kanuna açıkça aykırı olduğunu beyan ederek 12.01.2017 tarihinde yapılan davalı şirketin olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davacı-birleşen dosya davalısı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı bir anonim şirket olup, şirketin yönetim kurulunca 23.12.2016 tarihinde esas sözleşmede öngörülmüş olan toplantı ve karar yeter sayısına uyulmak suretiyle şirket esas sözleşmesinin bazı maddelerinin değiştirilmesi ve yönetim kurulu üyelerinin seçilmesi hususunda 12.01.2017 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmasına karar verilmiştir. Anılan karara istinaden yasada ve sözleşmede öngörülen usul nisaplara uyulmak suretiyle 12.01.2017 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantısı yapılmıştır. Olağanüstü genel kurul toplantısında şirketin tüm paylar temsil edilmiştir. Ancak davacı … şirkete keşide ettiği ihtarnameyle haklarının ihlal edildiğinden bahisle bir takım itirazlar ileri sürmüş, ayrıca genel kurul sırasında itirazlarını tekrarlamış ve tutanağa geçirtmiştir. Davacı tarafça iddia edildiği üzere istifa nedeniyle yönetim kurulunun kurul vasfını kaybetmesi söz konusu olmadığı gibi dava konusu yapılan olağanüstü genel kurul çağrısı usul ve yasaya, yönetmeliğe uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Kabul etmemekle birlikte aksi düşünülse dahi genel kurulu toplantıya çağrılmasına dair usule uyulmaması tek başına alınan kararların iptali sonucunu doğurmayacaktır.Yüksek Yargıtay kararları bu yöndedir. Türk Ticaret Kanunu’nun 448. Maddesi’nin tepki prensibi uyarınca davacı tarafın doğa ve için ortasız olduğu iddiasına itibar edilemez.davacının genel kurul kararlarının iptaline ilişkin ileri sürdüğü sözde imtiyazlarının ortadan kaldırıldığı iddiası genel kurul kararlarının iptaline ilişkin olarak kanunda belirtilen sebeplerden değildir. Dolayısıyla huzurdaki davada imtiyazların ortadan kaldırıldığı iddiası dinlenmez. Davacı taraf Türk Ticaret Kanunu’nun 445. maddesindeki aykırılık iddialarına hiçbir açıklama getirememiştir. Dava konusu olağanüstü genel kurulda alınan kararlar, ana sözleşme değişikliğine ilişkin olması rağmen ana sözleşmedeki ilgili maddelerin değiştirilemeyeceğine dair bir düzenlemenin bulunmaması karşısında davacının iddiası dinlenemez. Ayrıca davacı taraf, Türk Ticaret Kanunu’nun 454-2. maddesi gereğince yasal süre içinde imtiyazlı pay sahipleri kurulunu toplantıya davet etmemiş, mahkemeden izin talebinde bulunmamıştır. Davacı taraf müvekkilinin uğrayacağı muhtemel zararlara istinaden teminat göstermelidir. İzah edilen nedenlerle dava konusu olağanüstü genel kurulda alınan kararlar kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına uygun olduğundan iptali istemli davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince Asıl davada;Dava konusu davalı …’in çağrısı ile gerçekleştirilen 12.01.2018 tarihli imtiyazlı pay sahipleri genel kurulunda alınan kararların “öncelikle genel kurulu toplantıya davet edilmesinin yönetim kurulundan talep edilmesi aksi halde mahkemeden genel kurulunun toplanmasına izin talebinde bulunulması “yasal prosedürüne uygun olarak hareket edilmeksizin usulsüz çağırı ile toplanması, diğer ortakların iştirak etmemesi, hükümet komiserinin bulunmaması ve Türk Ticaret Kanunu’nun 454. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle butlanla sakıt olduğunun tespiti ile asıl davanın kabulüne , Birleşen davada; Davalı şirketin 12/01/2017 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısının toplantı gündeminin 3. maddesinde görüşülen ana sözleşme tadil tasarı metnine ilişkin 11-11.1-11.2-13-14-15 ve 17.maddeleri ile yine olağanüstü genel kurul gündeminin 4. maddesinin kanuna, ana sözleşmeye ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle iptali ile fazlaya ilişkin istem reddedilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-birleşen dosya davalısı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece taleple bağlılık ilkesi aşılarak talep dışı karar verildiğini, mahkemece yeterli uzmanlığı olmayan bilirkişilerce hazırlanan rapora yönelik itirazlar ve sunulan uzman görüşünün dikkate alınmadığını, mahkemenin imtiyazlı payların kime ait olduğuna ilişkin değerlendirmesinin hatalı olduğunu ve gerekçeli kararda çelişkili ifadeler bulunduğunu, TTK’nın 454. Maddesinin göz ardı edildiğini, yönetim kurulunun daveti üzerine imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu toplantısında gerekli nisabın sağlanamadığını, bunun bakanlık temsilcisi eliyle tutanak altına alındığını, mahkemenin bu durumunu gerekçeli kararında değerlendirmediğini, …’in imtiyaz hakkı söz konusu olmadığından esas sözleşme değişikliğinin dürüstlük kuralına aykırılık oluşturmayacağını, … adına getirilen yeni düzenlemenin iptal sebebi oluşturmayacağını, şahsa imtiyaz verilip verilemeyeceğinin doktrinde tartışmalı olduğunu, esas sözleşme ile müktesep(akdi) hak tanınmasının mümkün olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince birleşen dava hakkında verilen kararın kaldırılmasını ve birleşen davanın tümden reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.Davalı-birleşen dosya davacısı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden yasa koyucunun hakları etkilenen imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını etkileyen bu tür ana sözleşme değişlikleri ile ilgili söz söylemesine ve hatta bu değişikliklere engel olmasına imkân verecek bir düzenleme getirdiğini, değişikliklerinden etkilenen ve imtiyazlı pay sahipleri genel kuruluna katılma hakkı bulunan ortakların imtiyazlı hakları ihlal edilenler olduğunu, bu ihtilafta imtiyazlı hakları ihlal edilen tek ortağın … olduğunu, zira diğer imtiyazlı ortak …’ün imtiyazlarının daha da artırıldığını, bu nedenle imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu sadece …’in katılımı ile %100 nisap ile toplanmış, ana sözleşmenin imtiyazlı hakları ihlal edecek şekilde değiştirilen maddeleri onaylanmamış olduğunu, TTK madde 454 f.4’e göre genel kurulda, imtiyazlı payların sahip veya temsilcileri, esas sözleşmenin değiştirilmesine, üçüncü fıkrada öngörülen toplantı ve karar nisabına uygun olarak olumlu oy vermişlerse ayrıca özel toplantı yapılmayacağı hüküm altına alınmış olup bu düzenlemenin mefhumu muhalifinden; genel kurulda imtiyazlı payların sahip veya temsilcilerinin, esas sözleşmenin değiştirilmesine, üçüncü fıkrada öngörülen toplantı ve karar nisabına uygun olarak olumsuz oy vermişlerse ayrıca özel toplantı yapılmasına gerek bulunmadığını, diğer gerçek kişi ortak … genel kurul toplantısında olumlu oy kullanmış olup yapılan değişikliklerin …’ün de haklarını ihlal etmediği aksine kuvvetlendirdiği de açık olduğundan bu ortağın özel kurul toplantısına katılması hayatın olağan akışına ve TTK madde 454/1 e aykırı olduğunu, öte yandan Türk Ticaret Kanunu’nun madde 454/f.7 de bahsedilen ve yönetim kurulu tarafından açılması gereken iptal davasında pasif husumetin olumsuz oy kullananlara yöneltilmesi zorunluluğu da bu toplantının sadece …’in katılımı ile yapılabileceğinin karinesini teşkil edeceğini, bu haliyle 12.01.2017 tarihli imtiyazlı pay sahipleri kurulunun TTK md 454’e uygun olarak toplandığını, bilirkişi raporunda, özel kurul toplantısının TTK 454’te belirlenen usule göre yapılmadığı görüşüne yer verilmiş ise de toplantının tek kişinin katılımı ile yapılacak olmasının ayrıca bir davet merasiminin uygulanmasını bertaraf edeceğini, …’in toplantıya yönetim kurulu tarafından davet edilmesi ile de sonucun değişmeyeceğini, genel kurul kararı ile hakları ihlal edilen imtiyazlı pay sahibinin birden fazla olması halinde, imtiyazlı paya sahip tüm ortakların iştirakinin sağlanması maksadıyla böyle bir davetin gerekli olduğu ileri sürülebilirse de hakları ihlal edilen tek imtiyazlı ortak … olduğu için buna gerek olmadığını, davalının , genel kurul toplantılarında bakanlık temsilcisi bulunması gereken şirketler arasında yer almadığını; birleşen dava yönünden tek istinaf talebinin, şirketin genel kurul toplantısında gündemin 3. maddesinde tadili görüşülen ana sözleşmenin 23. maddesine ilişkin olup ana sözleşmenin 23. maddesinin, genel kurulun toplantı nisabının %75’ten 2/3’e yani %66.6 e indirilmesiyle ilgili bulunduğunu, toplantı nisap oranında indirime gidilmesinin sermayenin çoğunluğuna sahip olan ortak SEP’in tek başına toplanarak karar almasını kolay hale getirdiğini, izah edilen nedenlerle birleşen dava yönünden sadece ana sözleşmenin 23. maddesinde yapılan değişikliğin istinaf yoluyla incelenerek kaldırılmasını beyanla, ilk derece Mahkemesince asıl dava yönünden verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini; birleşen dava yönünden verilen ana sözleşmenin 23. maddesinin iptali talebinin reddine ilişkin kısmının kaldırılarak ana sözleşmenin 23. maddesinin iptaline karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, imtiyazlı ortaklar kurulu kararının; birleşen dava şirket genel kurulu kararlarının iptali davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, imtiyazlı ortaklar kurulu kararı ile mahkemece iptaline karar verilen Genel Kurulun 11-11.1-11.2-13-14-15 ve 17.maddeleri ile yine olağanüstü genel kurul gündeminin 4. Maddesi ve iptal talebinin reddine karar verilen 23. maddesinin kanuna, ana sözleşmeye ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olup olmadığı, iptal sebebinin bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı/birleşen dosya davalısı …’nin 12.01.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında, gündemin 3. Maddesi ile şirket ana sözleşmesinin 3, 5, 11, 13, 14, 15, 16, 17, 23 ve 32. Maddeleri değiştirilmiş, gündemin 4. Maddesi ile de yönetim kurulu üyeleri seçilmiştir. Ana sözleşme değişikliği ve yönetim kurulu üye seçimi 32.686.819 adet olumlu oya karşılık …’in 3.391.348 adet olumsuz oy ile gerçekleşmiştir. Davalı/birleşen dosya davacısı … bunlara ilişkin muhalefet şerhini de tutanağa geçirmiştir. Bundan sonra davalı/birleşen dosya davacısı … 12.01.2017 tarihinde İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu Toplantı Tutanağı ile ana sözleşme değişikliğinin 11-11.1-11.2-13-15-17 ve 23. Maddeleri ile yönetim kurulu seçimine ilişkin maddenin onaylanmamasına karar verildiği tutanak altına alınmış ve bu tutanak noter vasıtasıyla davacı/birleşen dosya davalısı şirkete gönderilmiştir. Bundan başka davacı/birleşen dosya davalısı … Yönetim kurulunun İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulunu toplantıya çağrısı üzerine 08.02.2017 tarihinde bakanlık temsilcisi gözetiminde yönetim kurulu üyelerinin de iştiraki ile toplanılmak istendiği, …’in vekili aracılığıyla katıldığı ancak %60 toplantı nisabının sağlanamadığı şeklinde tespit tutanağı düzenlenmiş ve bu tutanak … vekili ile bakanlık temsilcisi tarafından imzalanmıştır. … vekili bu tutanağa da muhalefet şerhini eklemiştir. Şirketin 10.01.2014 tarihli olağan genel kurulunda değiştirilen ana sözleşmenin 11. Maddesi ile tüzel kişi pay sahipleri grubu ile gerçek kişi pay sahipleri grubuna ve bu gruplar tarafından elde tutulan paylara TTK’nın 360. maddesi kapsamında yönetim kurulunda temsil imtiyazı tanınmıştır. Buna göre 6 üyeden oluşacak yönetim kurulunun iki (2) üyesi şirketin gerçek kişi pay sahibi olan …, …, …, … ve … (“Gerçek Kişi Pay Sahipleri”) grubunu temsilen … ve … olarak veya … ve … tarafından önerilen kişiler arasından seçilecektir. Ayrıca Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Gerçek Kişi Pay Sahipleri grubuna dahil olan … olarak atanacaktır. Gerçek Kişi Pay Sahipleri grubunun diğer yönetim kurulu üyesi (ve genel müdür sıfatı ile görev yapmak üzere) bu gruba dahil olan … olarak atanacaktır. Üst yönetimin atanmasına ilişkin maddeye göre de Genel Müdürün öncelikli olarak Gerçek Kişi Pay Sahiplerinin göstereceği adaylar arasından atanması esastır. 12.01.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında bu maddelerde yapılan değişikliklerin imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edecek nitelikte olduğu açıktır. Dolayısıyla bu değişikliklerin geçerli olabilmesi için TTK’nın 454. Maddesi uyarınca hakları ihlal edilen pay sahiplerinin dahil olduğu imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu tarafından onaylanması gerekir.TTK’nın 454/2. Maddesi uyarınca imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunu toplantıya çağırma yetkisi yönetim kuruluna aittir. Yönetim kurulu, en geç genel kurul kararının ilan edildiği tarihten itibaren bir ay içinde özel kurulu toplantıya çağırmaz ise o halde, her imtiyazlı pay sahibinin yönetim kurulunun çağrı süresinin son gününden başlamak üzere, onbeş gün içinde, bu kurulun toplantıya çağrılmasını şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden isteme hakkı vardır. Davacı/birleşen dosya davalısı … Yönetim kurulunun İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulunu toplantıya çağrısı 18.01.2017 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayımlandığına göre ve ilanda belirtilen 08.02.2017 tarihinde bakanlık temsilcisi ve … vekilinin katılımı ile toplantı açılışı yapıldığına göre davalı/birleşen dosya davacısı …’in tek başına İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu yapma yetkisi yoktur. Kanunun açık düzenlemesine aykırı olan ve … tarafından düzenlenen 12.01.2017 tarihli İmtiyazlı Pay Sahipleri Özel Kurulu Toplantı tutanağının hukuki bir geçerliliği bulunmamaktadır. Ana sözleşme değişikliğinden etkilenen tek imtiyazlı pay sahibinin … olduğu ve tek başına %100 katılım ile özel kurul toplantısını düzenleyebileceği iddia edilmiş ise de, ana sözleşmenin değiştirilen maddesinde gerçek kişi pay sahipleri grubuna yönetim kurulunda temsil imtiyazı tanınmış olup, doğrudan …’e tanınan bir imtiyaz bulunmadığından bu savunmaya itibar etme olanağı yoktur. Esasen TTK’nın 454/4. Maddesinde genel kurulda, imtiyazlı payların sahip veya temsilcileri, esas sözleşmenin değiştirilmesine, üçüncü fıkrada öngörülen toplantı ve karar nisabına uygun olarak olumlu oy vermişlerse ayrıca özel toplantı yapılmayacağı, 3. fıkrada ise özel kurulun imtiyazlı payları temsil eden sermayenin yüzde altmışının çoğunluğuyla toplanıp ve toplantıda temsil edilen payların çoğunluğuyla karar alacağı düzenlenmiştir. Gerçek kişiler pay grubuna mensup … genel kurul toplantısında olumlu oy kullanmış olup … ile aynı oranda pay sahibi bulunduğundan genel kurulda olumlu oy kullanan imtiyazlı pay sahiplerinin oyu dışında kalan oylar imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunu toplantı nisabına yetmeyeceğinden ayrıca özel toplantısı kanun gereği yapılamaz. Bu nedenle mahkemece asıl davanın kabulü ile davalı … tarafından yapılan 12/01/2017 tarihli imtiyazlı gerçek kişi pay sahipleri özel kurulunda alınan kararların butlanla sakıt olduğunun tespitine ilişkin kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. Bu durumda davacı/birleşen dosya davalısı …’nin 12.01.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararların uygulanması için İmtiyazlı pay sahipleri özel kurulu yapılmasına gerek olmamakla beraber, yapılması gerekli olsa dahi yapılan çağrı üzerine yeterli nisapla toplanılamadığından TTK’nın 454/5. Maddesi uyarınca genel kurul kararı onaylanmış sayılır. Elbetteki davalı/birleşen dosya davacısı …’in şirkette pay sahibi olması nedeniyle genel kurul kararının kanuna, ana sözleşme ve dürüstlük kuralına aykırılık iddiası ile iptal davası açma hakkı bulunmaktadır. Davacı/birleşen dosya davalısı …’nin 12.01.2017 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında değiştirlen ana sözleşmenin 11. Maddesi ile grup imtiyazı düzenlemesi kaldırılmış, isim ve unvanları zikredilmek suretiyle doğrudan kişilere yönetim kuruluna aday önerme hakkı tanınmıştır. Oysa TTK’nın 360/1. Maddesinde, esas sözleşmede yönetim kurulu üyeliği için aday önerme hakkının, yönetim kurulu üyelerinin, belirli bir grup oluşturan pay sahipleri, belirli pay grupları ve azlık arasından seçileceği esas sözleşmede düzenlenerek tanınabileceği düzenlenmiştir. TTK’nın 340. Maddesinde ise, esas sözleşmenin, Kanunun anonim şirketlere ilişkin hükümlerinden ancak Kanunda buna açıkça izin verilmişse sapabileceği düzenlenmiştir. Esas sözleşmenin yönetim kurulunun belirlenmesine ilişkin maddesinde aday önerme hakkı imtiyazı kanunun öngördüğü şekilde yalnızca belirli bir grup oluşturan pay sahipleri, belirli pay grupları ve azlık’a verilebilecekken ismen belli şirket ortaklarına verilmiş olması kanuna açıkça aykırıdır. Her ne kadar ileri sürülen bir kısım doktrinsel görüşte doğrudan ismen aday önerme yetkisi verilebileceği savunuluyor ise de, Türk Ticaret Kanununun 360 ıncı maddesinin birinci fıkrasındaki sınırı aşsa bile müktesep hak sayılacağı kabul edilen tek düzenleme 6103 sayılı TTK’nın Yürülük Kanunu’nun 28/2. maddesindeki 6762 sayılı eski Kanun zamanında ve Türk Ticaret Kanununun kabul edilmesinden en az bir yıl önce esas sözleşme hükmü ile bazı pay gruplarına tanınmış olan yönetim kurulu üyeliği için aday gösterme hakkına ilişkin düzenlemedir. Bunun dışında TTK’nın 360/1. Maddesindeki sınırı aşan hiçbir aday gösterme hakkı bir imtiyaz olmayacağı gibi bir müktesep(akdi) hak olarak da değerlendirilemez. Bunun yanı sıra TTK’nın 357. Maddesine göre, pay sahipleri eşit şartlarda eşit işleme tabi tutulmalıdır. Davacı/birleşen dosya davalısı …’nin sadece iki gerçek kişi ortağı kalmış olup bunlar … ve …’dür. Bu iki ortağın sermaye payları da eşittir. Buna karşın değiştirilen 11. Madde ile …’e yönetim kuruluna aday olma veya 1 (bir) aday önerme hakkı verilmiştir. Aynı oranda sermayeye sahip gerçek kişi ortaklar arasında eşitliği bozan bu uygulamanın haklılığını gösterir herhangi bir delile rastlanmamıştır.
Her iki halde de 11. Maddedeki değişiklik kanuna ve dürüstlük kuralına aykırı olup iptali gerekir. TTK’nın 366/1. Maddesine göre, yönetim kurulu her yıl üyeleri arasından bir başkan ve bulunmadığı zamanlarda ona vekâlet etmek üzere, en az bir başkan vekili seçer. Esas sözleşmede, başkanın ve başkan vekilinin veya bunlardan birinin, genel kurul tarafından seçilmesi öngörülebilir. Ana sözleşmenin değiştirilen 11.1 maddesinde, yönetim kurulu başkan ve başkan vekilinin yönetim kurulu tarafından … Ltd.’nin önerdiği adaylar arasından seçileceği düzenlenmiş olup bu düzenleme de anılan Kanuni düzenlemeye uygun değildir. Kanunda pay sahibi de olsa ismen zikredilen bir kişinin yönetim kurulu başkan ve başkan vekilliği için aday önerebileceği ve bu adayın seçilmesi gerektiğine ilişkin bir düzenleme yoktur. Ana sözleşme değişikliği ile kabul edilen üst yönetimin atanmasına ilişkin 11.2 maddesinde, finans müdürü, teknoloji müdürü, ve genel müdür yardımcısının … Ltd.’nin önereceği adaylar arasından atanacağı düzenlenmiştir. TTK’nın 375/1-d maddesinde, müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Bu düzenlemeye göre yönetim kurulunun müdür atamasına ilişkin yetkisinin … Ltd.’nin önereceği adaylar arasından atanması şeklinde sınırlandırılması mümkün değildir. Her ne kadar Şirketin 10.01.2014 tarihli olağan genel kurulunda kabul edilen benzer düzenlemeler bulunduğu ve bu sebeple 11.1 ve 11.2 maddelerinin iptalinin istenmesinin dürüstlük kuralına aykırılık oluşturacağı ileri sürülebilir ise de, önceki uygulamada gerçek kişi ortaklara tanınan imtiyazın kaldırılmış olması nedeni ile değişen durum ve koşullarda yeni durumun davalı/birleşen dosya davacısı aleyhine sonuçlar doğuracak nitelikte olması sebebiyle bu maddelerin iptalinin istenmesi dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmeyecektir. Bu haliyle 11.1 ve 11.2 maddelerinin de iptali gerekir. İptal istemine konu yönetim kurulunun görev süresine ilişkin 13. Maddesinde, “…boşalan üyeliğe genel kurulca yeni bir seçim yapılır; bu durumda yeni üye, yine boşa çıkan yönetim kurulu üyesini aday gösteren ilgili pay sahibi tarafından önerilen adaylar arasından seçilir. Yönetim kuruluna yapılacak tüm seçimlerde ve atamalarda 11. Madde, hükümlerine tam anlamıyla uygun davranılacaktır.” şeklinde bir düzenleme olup bu madde iptali gereken 11. madde ile doğrudan ilişkili olup, üyelikte boşalma halinde 11. Madde esas alınarak seçim yapılacağı düzenlendiğinden bu maddenin de iptali gerekir. Her ne kadar ana sözleşme değişikliğiyle değiştirilen 14. Maddenin de mahkemece iptaline karar verilmiş ise de, bu madde dava konusu olmadığı gibi esasen önceki düzenlemeden esas itibariyle ayrılmamıştır. Ana sözleşme değişikliğine ilişkin 14. Madde dava konusu olmayıp hakkında karar verilmesine gerek bulunmadığından, bu maddeye ilişkin mahkemece hüküm oluşturulması isabetli olmamıştır. İptal istemine konu 15, 17 ve 23. Maddeler yönetim kurulu toplantı ve karar nisapları, yönetim kurulunun temsili ve genel kurulun toplantı ve karar nisabına ilişkindir. 15. Ve 17. Maddeye ilişkin bilirkişi raporundaki değerlendirme de bu değişikliklerin imtiyazlı pay sahipleri grubunun haklarını etkilediği belirtilmiş ise de, bu durum imtiyazlı pay sahiplerinden …’ün değişikliğe olumlu oy kullanması nedeni ile özel kurulun toplantı nisabı sağlanamayacak olması nedeni ile kanun gereği yapılamayacak olması nedeniyle ana sözleşme değişikliği uygulanabilir nitelikte olup, gerçek ve tüzel kişi gruplarının imtiyazlarının kaldırılması sürecinde bir usulsüzlük bulunmadığından imtiyazlı grubun hakkının etkilenmesi iptal sebebi olarak kabul edilemez. 23. Madde ise toplantı ve karar nisaplarını azaltmakla birlikte Türk Ticaret Kanununda bunu sınırlandıran bir düzenleme bulunmamaktadır. Ayrıca az önce açıklanan gerekçe ile imtiyaz hakkının zedelendiğine de dayanılamaz. Gündemin 4. Maddesinde ise yönetim kurulu, ana sözleşme değişikliği ile yeniden düzenlenen ve iptalle malül 11. Maddeye göre seçildiğinden gündemin 4. Maddesi uyarınca yapılan yönetim kurulu seçiminin de iptali gerekir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Asıl dava yönünden ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı-birleşen dosya davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine; birleşen dava yönünden ana sözleşmenin 23. Maddesine ilişkin davanın reddedilmesinde ve ana sözleşmenin 11-11.1-11.2-11,3 maddeleri ile gündemin 4. Maddesi uyarınca yönetim kurulu seçimine ilişkin kararın iptaline karar verilmesinde herhangi bir şekilde hukuka aykırılık görülmediğinden taraf vekillerinin bu kararlara yönelik istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine, mahkemece ana sözleşmenin 14, 15 ve 17 maddelerine ilişkin değişiklik yönünden ise bu maddelerle getirilen düzenlemelerin imtiyazlı pay sahipleri arasındaki dengeyi bozduğundan bahisle bu maddeler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı-birleşen dosya davalısı vekilinin istinaf başvurusunun ana sözleşmenin 14, 15 ve 17 maddelerine ilişkin değişiklik yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle genel kurul kararının ana sözleşmenin 11-11.1-11.2-11.3-13. maddelerinin değiştirilmesine ilişkin kısımları ile ile gündemin 4. Maddesi uyarınca yönetim kurulu seçimine ilişkin kısmının iptaline, 15, 17 ve 23. maddelerine ilişkin değişiklik yönünden ise birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı/Birleşen Dosya Davacısı vekilinin asıl ve birleşen dosyaya ilişkin istinaf başvurusunun ayrı ayrı REDDİNE; 2- Davacı/Birleşen dosya davalısı vekilinin istinaf başvurusunun genel kurul kararının ana sözleşmenin 14, 15 ve 17. Maddelerinin değiştirilmesine ilişkin kısımları yönünden KABULÜ İLE, İstinafa konu mahkeme kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Asıl davanın KABULÜNE; birleşen davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 4-Asıl dava yönünden, davalı …’in çağrısı ile yapılan 12/01/2017 tarihli imtiyazlı gerçek kişi pay sahipleri özel kurulunda alınan kararların BUTLANLA SAKIT OLDUĞUNUN TESPİTİNE, 5-Birleşen İstanbul 4 ATM’ nin 2017/350 esas sayılı dosyası yönünden, davalı …Ş.’nin 12/01/2017 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısının toplantı gündeminin 3. maddesinde görüşülen ana sözleşme tadil tasarı metnine ilişkin 11-11.1-11.2-13. maddeleri ile yine olağanüstü genel kurul gündeminin 4. maddesinin kanuna, ana sözleşmeye ve objektif iyiniyet kurallarına aykırı olması nedeniyle İPTALİNE, 6-Asıl ve birleşen dava yönünden alınması gerekli harçlar peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 7-Asıl dava yönünden davalı(birleşen dosya davacısı) tarafından yapılan yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 8-Asıl dava yönünden davacı(birleşen dosya davalısı) tarafından sarf edilen 1.620,75TL yargılama giderinin davalıdan(birleşen dosya davacısı) tahsili ile davacıya(birleşen dosya davalısı) ödenmesine, 9-Birleşen dava yönünden davalı(birleşen dosya davacısı) tarafından yapılan başvuru harcı 31,40 TL, posta ve tebligat gideri 69,00 TL ve bilirkişi ücreti 750,00 TL olmak üzere 850,40 TL yargılama masrafının, davalı(birleşen dosya davacısı) davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 531,5 TL yargılama masrafına peşin harç 31,4 TL ilave olunarak 562,90 TL’nin, davacı(birleşen dosya davalısı) yandan alınarak davalı(birleşen dosya davacısı) tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin red ile sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 318,9 TL yargılama masrafının davalı(birleşen dosya davacısı) yan üzerinde bırakılmasına, 10-Asıl dava yönünden davacı(birleşen dosya davalısı) kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.180,00-TL ücret-i vekaletin davalı(birleşen dosya davacısı)’dan tahsili ile davacı(birleşen dosya davalısı)’ya verilmesine, 11-Birleşen dava yönünden davalı(birleşen dosya davacısı) kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.180,00TL ücret-i vekaletin davacı(birleşen dosya davalısı)’ndan tahsili ile davalı(birleşen dosya davacısı)’ya verilmesine, 12-Birleşen dava yönünden davacı(birleşen dosya davalısı) kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 2.180,00 TL ücret-i vekaletin davalı(birleşen dosya davacısı)’dan tahsili ile davacı(birleşen dosya davalısı)’ya verilmesine, 13-Asıl ve birleşen davada taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 14- İstinaf yargılamasına ilişkin olarak; a-Asıl dava yönünden, başlangıçta davalı(birleşen dosya davalısı) tarafından yatırılan 35,90 TL harcın, alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL istinaf karar harcının davalı(birleşen dosya davalısı)’dan alınarak hazineye irat kaydına, b-Birleşen dava yönünden, başlangıçta davalı(birleşen dosya davalısı) tarafından yatırılan 35,90 TL harcın, alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 23,40 TL istinaf karar harcının davalı(birleşen dosya davalısı)’dan alınarak hazineye irat kaydına, c-Asıl ve birleşen davalar yönünden, davalı(birleşen dosya davalısı) tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, d-Birleşen dava yönünden, davacı(birleşen dosya davalısı) vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, e-Birleşen dava yönünden, davacı(birleşen dosya davalısı) tarafça istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 98,10 TL, posta ve tebligat gideri 36,10 TL olmak üzere toplam 134,20 TL yargılama masrafının, istinaf başvurusunun kabul oranına göre 50,32 TL’sinin davalı(birleşen dosya davacısı)’dan alınarak davacı(birleşen dosya davalısı)’ya verilmesine, kalan 83,88 TL’sinin kendi üzerinde bırakılmasına, 15-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 04/03/2021