Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1821 E. 2020/208 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1821
KARAR NO: 2020/208
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/06/2020 (Ara karar)
NUMARASI: 2017/854 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın genel müdürlüğünden şubelere dağıtılmak üzere kuryeye teslim edilen 22 adet çekin içinde bulunduğu gönderilerinin … plakalı kurye moturunu kullanan … uhdesindeyken 31/05/2017 tarihinde çalındığını, konu ile ilgili suç duyurusunda bulunduklarını, soruşturmanın savcılık nezdinde devam ettiğini, kaybolan çekler için zayi nedeniyle iptal davaları açıldığını, her bir çek için ödemeden men kararları alınarak muhatap bankalara ibraz edildiğini, davalılar tarafından davaya konu çeklerin muhatap bankalara ibraz edildiğini, çeklere ödemeden men kararları gereğince işlem yapılamayacağı şerhi düşüldüğünü, hırsızlığa konu eylemle elde edilen çeklerin ihtiyati haciz ve icra takibi yollarıyla kötü niyetli olarak takibe konulduğunu, çeklerin icra takibine konu olması nedeniyle müvekkili banka müşterilerinin zarara uğradığını, 22 ayrı çekten 7’sinin davalılar tarafından ibraz edilmesi ve icra takiplerinin de aynı avukat tarafından gerçekleştirilmesinin davalıların fikir ve eylem birliği içinde suça ortak olduklarını bilerek çekleri takibe koymalarının ispatı niteliğinde olduğunu, müvekkili banka kaşesinin üstüne yeni kaşe vurularak müvekkili banka kaşesinin usulüne aykırı olarak iptal edildiğini, ciro silsilesinin bozulduğunu, evrakta sahtecilik yapıldığını, bilirkişi incelemesi yapıldığında davalıların kötü niyetli olduğunun ortaya çıkacağını, davalıların ihtiyati haciz ve icra takibi yolları ile müvekkili banka müşterileri ile çek keşidecilerini telafi edilemez zararlara uğrattığını, çek keşidecilerinin ve müvekkili banka müşterilerinin uğrayacakları zararları, hukuki şartları oluştuğunda müvekkili bankadan talep etme haklarının bulunacağını iddia ve beyan ederek davaya konu çeklerle ilgili başlatılmış icra takiplerinin teminatsız olarak tedbiren durdurulmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesince talep hakkında “İstirdat davasının devamı sırasında ve bu dava nedeniyle ihtiyati tedbir talebinde bulunan davacının, iddiaları ispata muhtaç olup HMK 390. maddesi gereğince davacı tarafça yaklaşık ispat koşulu, yargılamanın bu aşamasında henüz gerçekleşmediğinden ve davacı bankanın icra dosyalarında taraf olmadığı anlaşıldığından; davacının ihtiyati tedbir yoluyla icra takiplerinin durdurulması yönündeki talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı Banka Genel Müdürlüğü’nden Şubelere dağıtılmak üzere kuryeye teslim edilen ve 22 adet çekin de içinde bulunduğu gönderilerin, … plakalı kurye motorunu kullanan … uhdesindeyken 31.05.2017 tarihinde çalındığını, konu ile ilgili Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda tüm beyan ve iddiaları doğrular şekilde, aynı hırsızlık olayında çalınan çeklerden bir kısmı üzerinde açık tahrifat yapıldığını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespit edildiğini, hırsızlık olayında çalınan çekleri tahrif ederek aynı davalılar tarafından ve aynı avukat aracılığı ile takibe koyulmasının davalıların kötü niyet/ağır kusurlarının açık ispatı olduğu yönündeki beyanlarının raporla ispatlandığını, hırsızlığa konu eylemle suçun failleri tarafından çalınan 22 ayrı çekten; -… tarafından keşideli 35.000 TL bedelli çek, -… A.Ş. tarafından keşide edilmiş 6.500 TL bedelli çek(tahrifat yapıldığı raporla da tespit edilmiştir) -… tarafından keşide edilmiş 15.000 TL bedelli çek ile -… tarafından keşide edilmiş 14.000 TL bedelli çek (tahrifat yapıldığı raporla da tespit edilmiştir) davalılardan … isimli şahıs tarafından ciro edilerek ibraz edilerek ve … adına Av. … tarafından takibe koyulmuş olduğunu, -… Ltd. Şti. tarafından keşide edilmiş olan 6.104,28 USD bedelli çek (tüm beyanlarımıza rağmen bu çek üzerinde inceleme yapılmamış olup ancak çek üzerindeki tahrifat diğer çekler gibi çıplak gözle açıkça görülmektedir) -… Ltd. Şti. tarafından keşide edilmiş 50.000 TL bedelli çek ile -… Ltd. Şti. tarafından keşide edilmiş 72.500 TL bedelli çekler ise davalılardan … isimli şahıs tarafından ciro edilerek ibraz edilip ve … adına başlatılan icra takipleri de yine Av. … tarafından takibe koyulmuş olduğunu; tek bir hırsızlık olayı ile çalınan 22 ayrı çekten 7’sinin davalılar tarafından ibraz edilmesi ve icra takiplerinin de aynı avukat tarafından gerçekleştirilmesi, davalıların fikir ve eylem birliği içinde, suça konu olduklarını bildikleri çekleri takibe koyduklarının ispatı niteliğinde olduğunu, davaya konu çekler üzerinde müvekkili Banka’nın “ibraz eden ve tahsil/karşılıksız işlemi yapılmasını talep eden … A.Ş.” kaşesi de bulunmaktayken, davacı Banka kaşesinin üstüne yeni kaşe vurularak davacı Banka kaşesi üzerinde tahrifat yapılarak usulüne aykırı olarak iptal edilmiş, ciro silsilesi bozulmuş ve bu surette resmi evrakta sahtecilik yapılmış olduğunu, çek üzerindeki tahrifatın açık ve gözle görülür olması nedeniyle davalıların iyi niyet savunmalarının dinlenemeyeceğini, davalılar tarafından işleme koyulmuş 7 ayrı çekin her birinde açıkça görüldüğü üzere, çeklerin 6’sında davacı Banka’ya çekleri ibraz eden müşterilerden sonra ve davacı Banka kaşesinin üzerinde … Ltd. Şti. unvalı firmanın kaşesi, devamında da … Ltd. Şti. kaşesi yer almakta olup, … unvanlı firmadan da çeklerin davalı şahıslara geçtiğini, davaya konu çeklerden … A.Ş. tarafından keşide edilmiş 6.500 TL bedelli çekte ise davacı Banka müşterisi … imzasından sonra gelen davacı Banka kaşesi üzerine … unvalı firma kaşesi yerine önce … unvalı firma kaşesi kullanılarak ciro yapılmış ve bu firmadan sonra ise davalılardan … tarafından çekin işleme koyulduğunu, dosyada toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu davalıların kötü niyet ve/veya ağır kusurlarının açık ispatı olmasına ve tedbir kararı verilmesi koşullarından olan yaklaşık ispat unsuru da aşılarak davanın tamamının ispat olunduğu açık olması hususunda herhangi bir tereddüt bulunmamasına rağmen Yerel Mahkemece tedbir taleplerinin reddine ilişkin verilen kararın hukuki dayanağının bulunmadığını, kötü niyetli ve ağır kusurlu oldukları sabit olan davalıların, ihtiyati haciz ve icra takibi yolları ile davacı Banka müşterileri ile çek keşidecilerinin telafi edilemez zararlara uğratmakta olup, çek keşidecilerinin ve davacı Banka müşterilerinin uğrayacakları zararları, hukuki şartları oluştuğunda davacı Banka’dan talep etmek hakları bulunduğunu, bu itibarla, kötü niyetli olarak hırsızlığa ve sahteciliğe konu çeklerle ilgili işlem yapan davalıların başlattıkları icra takiplerinin tamamının tedbiren durdurulması gerektiğini, telafisi mümkün olmayan zararların artmasının önüne geçilmesi amacıyla tedbir taleplerinin acele olarak kabul edilmesi gerektiğini, ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın kaldırılarak İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. numaralı dosyası ile … E. numaralı dosyası, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. numaralı, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. numaralı icra takiplerinin ve/veya davamıza konu tüm çeklerle ilgili başlatılmış veya başlatılacak tüm icra takiplerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, çek istirdatına ilişkin derdest bulunan davada davalılar tarafından çek sorumluları hakkında başlatılan icra takiplerinin durdurulması istemli ihtiyati tedbir talebidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati tedbir koşullarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 389/1. Maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/2. Maddesine göre de, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekilince tedbir talebine konu icra takiplerine dayanak çeklerin yedinde iken şubelere dağıtılmak için kuryeye teslim edildiği ve çekler kuryenin uhdesindeyken çalındığı iddia edilerek çeklerin istirdatı talep edilmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 792. maddesine göre çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan(TTK m. 790) ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür. Somut olaya konu davada, dosyanın mevcut durumu itibariyle davalı takip alacaklılarının çekleri TTK’nın 792. Maddesi anlamında kötüniyetle ve/veya ağır bir kusur ile iktisap etmiş oldukları yönünde mahkemeye kanaat verecek şekilde talebe konu iddialar yaklaşık olarak ispatlanabilmiş değildir. Bu halde davalı takip alacaklıları tarafından dava dışı takip borçluları hakkında icra takibinin durdurulması suretiyle ihtiyati tedbir verilmesi mümkün değildir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1- İhtiyati Tedbir Talep Eden davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı davacı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/10/2020