Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1819 E. 2020/134 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1819
KARAR NO: 2020/134
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: Derdest dosyanın istinafı
NUMARASI: 2020/303 –
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Taraflar arasında görülen davada, ilk derece mahkemesince davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine ilişkin kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacı vekilince, tarafların yönetim kurulu üyesi oldukları dava dışı … A.Ş nin ,yine yönetim kurulu üyesi ve genel müdür ve genel müdür yardımcısı olan dava dışı … ve …’nun , ana sözleşme ve yasaya uygun olarak alınmış bir yönetim kurulu kararı olmaksızın, yönetim kurulu başkanı olan davalı tarafından gönderilen ihtarname ile müdürlük görevlerinden azledildiklerini bu kararın yok hükmünde olduğunu belirterek, genel müdür ve genel müdür yardımcıları … ve …’nun , iş sözleşmelerinin feshinin ve SGK ya bildirilmesi işlemlerini yoklukla malul olduklarının tespitine, HMK 391-1 maddesi uyarınca davalılar tarafından, genel müdür ve genel müdür yardımcısının iş akitlerini fesh etmemeleri ve SGK ya bildirilen fesih işleminin tedbiren durdurulmasına ayrıca yönetim kurulu başkanı …’nun … A.Ş nin günlük işlerine karışmaktan ve şirket çalışanlarına talimat vermekten men edilmesine karar verilmesi talep edilmiştir. CEVAP: Davalılar vekili ise, görevli mahkemenin İş mahkemesi olduğu gibi davacının hem aktif dava ehliyetinin hem de hukuki yararının bulunmadığı, davanın ya da tedbir talebinin iş akitleri sona erdirilen genel müdür ve genel müdür yardımcısı tarafından ileri sürülmesi gerektiği, ayrıca eda davası açılabilecek hallerde tespit davası açılamayacağı şirketin daha önce ertelenen genel kurulu toplantısının yapılamadığı, zira yönetim kurulu üyesi olan aynı zamanda genel müdür ve genel müdür yardımcısı … ve …’nun toplantılara katılmamaları nedeni ile genel kurula çağrıya ilişkin kararın da alınamadığı, bu nedenle müvekkili yönetim kurulu başkanı …’nun genel kurula izin davası açtığı, adı geçenlerin sadece genel müdür ve genel müdürlük yardımcılığı görevlerinden azledilip yönetim kurulu üyeliklerinin devam ettiğini belirterek haksız davanın ve tedbir talebinin reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; İddianın esasına ilişkin yaklaşık ispat gerçekleşmediği gibi esası çözecek mahiyette tedbir kararının verilemeyecek olması ve dava koşullarından herhangi bir eksiklik bulunup bulunmadığının duruşmada değerlendirecek olması nedeni ile tedbir istemi red edilmiştir. Bu karara karşı tedbir isteyen davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: İş sözleşmelerinin feshinin yok hükmünde olduğunu, yönetim kurulunun devredilemez görev ve yetkileri içinde bulunan genel müdür veya yardımcısının azli işleminin sadece yönetim kurulu başkanı tarafından alınabilecek bir karar olmadığını, yoklukla sakat olan işlemin icrasının tedbiren durdurulmasının zorunlu bulunduğunu belirterek tedbir isteminin reddine ilişkin kararın kaldırılması ve … genel müdür ve genel müdür yardımcısının iş akitlerinin fesh edilmemesi ve SGK ya bildirilen iş akit fesih işleminin tedbiren durdurulması ayrıca yönetim kurulu başkanın şirket çalışanlarının talimat vermekten men edilmesi yönünde ihtiyati tedbir verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Davacı taraf, dava dışı yönetim kurulu üyeleri aynı zamanda şirketin genel müdürü … ve genel müdür yardımcısı …’nun müdürlük görevlerine ilişkin iş sözleşmelerinin sonlandırılmasının yönetim kurulunun devredilmez yetkileri arasında olmasına ve bu yönde bir yönetim kurulu kararı bulunmadığı halde yönetim kurulu başkanı davalının, adı geçenlerin iş sözleşmelerini feshetmesinin yok hükmünde olması nedeniyle feshin ve SGK ya bildiriminin tedbiren durdurulmasını istemektedir.Anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanının yetkileri ve hangi kararlarına karşı ne şekilde itiraz edilebileceği 6102 sayılı TTK da gösterilmiştir. Anılan hükümlerde, tedbir konusu ile ilgili bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle genel hükümlere bakılması gerekir.HMK’nın 389. Maddesi, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Yönetim kurulu kararlarının iptali ve Yönetim Kurulu Başkanının aldığı kararlara itiraz TTK da sınırlı sayıda gösterildiği için kanun koyucu tarafından yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu ilişkin hükümler getirilmiştir. Buna göre yönetim kurulu üyelerinin yasaya aykırı olan kusurlu eylem ve işlemlerinden şirketin zarar görmesi halinde sorumluluklarına gidilebilecektir. Bu husus TTK 553.madesi ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Ayrıca dava dışı genel müdür ve genel müdür yardımcıları … ve …nun yönetim kurulu üyesi olmakla birlikte murahhas üye veya murahhas müdür olmadıkları anlaşılmaktadır. Kaldı ki bu durum taraflarca beyan edilmiş olup, her iki tarafın da kabulündedir .Bunun dışında şirketin temsilinin de çift imza ile gerçekleştirileceği hangi yönetim kurulu üyesinin diğer hangi yönetim kurulu üyesi ile müşterek imza yetkisine haiz olduğu da sicil kayıtlarında görülmektedir. O halde şirkette genel müdür ve yardımcısına yönetim devri yapılmadığı ve böylece organ müdür konumunda olmadıkları sonucu ortaya çıkmaktadır. İş sözleşmelerinin feshedilmesi nedeniyle sözleşmesi feshedilenlerce yetkili merciilere başvurabileceği açık olduğu gibi HMK 389. maddesinde ifadesini bulan ,hakkın elde edilmesinin zorlaşacağı veya imkansız hale geleceği koşulunun gerçekleşmediği ve HMK 390/3.maddesindeki yaklaşık ispatın da oluştuğundan sözedilemeyeceği kanaatine varılmakla , ilk derece mahkemesince , tedbir isteminin reddi isabetli olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddi gerekmektedir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan harçtan mahsubuyla yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362-(f) maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/10/2020