Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1805 E. 2020/214 K. 22.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1805
KARAR NO: 2020/214
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/01/2020
NUMARASI: 2019/475 Esas – 2020/12 Karar
DAVA: Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Akşemsettin mahallesi arı sokak no:33/3 adresinde ikamet ekmekte olan … isimli dava dışı şahsa, gönderilmek üzere; 18.05. 2019 günü saat 9.30 civarında adrese teslim olmak üzere; … mahallesi … sokak no … Kepez/Antalya adresinde faaliyet göstermekte olan … Kargo Sanayi şubesine … barkod numaralı gönderi ile içerisinde … IMEI numaralı … marka ve model cep telefonun bulunduğu kutuyu kargolamak üzere … Kargo’nun Antalya Sanayi Şubesine teslim edildiğini, cep telefonunun paketleme işlemi şube çalışanları tarafından yapılmış olup içerik kısmında bu marka bu model telefonun bulunduğunun yazıldığını, dava dışı … isimli şahsın müvekkili kargonun kendisine ulaşmadığını beyan etmesi üzerine müvekkilinin, kargoyu göndermiş olduğu şubeye giderek kargonun hareket bilgileri hakkında bilgi almak istediğini, hareket ve teslimata ilişkin işlemler hakkında … isimli … Kargo çalışanı İstanbul Yeşilpınar Şubesinden kargoyu Sabah şubeye gelen kişiye teslim edildiği bilgisini verdiğini, bahse konu paketin 20.05.2019 günü … Kargo Yeşilpınar Eyüp İstanbul şubesince kimliğini bilmedikleri başka bir şahsa kargo görevlisi tarafından teslim edildiğini, iş bu kargonun teslim edileceği kişi olan dava dışı …’ın, Yeşilpınar şubesine giderek güvenlik kameralarını incelediğinde telefonu alan şahsın başka biri olduğunu teslim fişini incelediğinde ise … isminin kullanıldığını ancak güvenlik kamerasında tanımadığı bir şahsın telefonu teslim aldığı bilgisini verdiğini, müvekkilinin göndermiş olduğu kargonun, Yeşilpınar Şubesinde davalı şirket çalışanlarının ağır kusuru nedeni ile herhangi bir kimlik tespiti yapılmadan, asıl muhatap alıcıya değil; kimliği belirsiz bir başka 3. kişiye teslim edildiğinden gönderilen cep telefonlarının kaybolduğunu, davalı şirket çalışanlarından hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan dolayı sikayetçi olduğunu, davalı şirkete, müvekkili zararının giderilmesi için başvurmuş davalı şirket telefonun faturasını istemiş olmasına rağmen bugüne kadar zararı karşılamadığını ve arabulucuk faaliyeti esnasında da zararı ödemeyeceğini beyan ettiğini, dava konusu telefonun gerekli kimlik bilgileri tespit edilmeksizin alıcıya değil yetkisiz kişiye tesliminin davalı şirket çalışanlarının ağır kusurunu oluşturduğunu, 6762 sayılı TTK’nın 767/5. maddesi uyarınca eşya taşıyıcının hile veya ağır kusurundan dolayı zayi olmuşsa taşıyıcının sorumlu olduğunu, müvekkilinin iş bu telefonu ekte sunulu satış sözleşmesi uyarınca 10.500-TL bedelle aldığını, iş bu kargonun, taşıyıcının hile veya ağır kusurundan dolayı zayi olduğundan dolayı 10.500-TL bedelin tazmini için arabuluculuk faaliyeti de sonuç vermediğinden iş bu davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, sonuç olarak ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle; davanın kabulü ile; 10.500-TL maddi tazminatın müvekkilin şirkete bu durumu bildirdiği tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin taşıma sözleşmesine aykırı bir işlemi bulunmadığını, davacı yanın kargo içeriği telefonun aidiyetini ispat etmesi gerektiğini, taşıyıcının kanunen belirlenen limitle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bir davanın ticari dava olarak nitelendirilebilmesi ve ticaret mahkemesinde görülebilmesi için ya mutlak ticari dava olması ya da her iki tarafın tacir olması ve işin her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olması gerektiği, bu durumda, mahkememiz dava konusunda uyuşmazlığa bakma konusunda görevli olmayıp, uyuşmazlığa bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olduğu, Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, taraflarca ileri sürülmesi dahi yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiğinden mahkememizce göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usul yönünden reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalı vekili dilekçesinde özetle; davacının davalıya yönelik talebinin kaynağının taşıma işi olduğunu, TTK.’nın 4. Md. Gereği bu kanunda düzenlenen işlerden kaynaklanan davaların mutlak ticari davalar olduğunu, taşıma hukukundan kaynaklanan ihtilafların mutlak surette ticari oldukları kabul edildiğinden şikayet edenin hakkını görevli mahkemede araması gerektiğini ve görevli mahkemenin yasa ve Yargıtay kararları uyarınca Ticaret Mahkemeleri olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, Kargo taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece davada Tüketici mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev dava şartı yukluğu nedeniyle usulden reddine karar karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.6100 sayılı HMK. 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK. 1 maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir.Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir.Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise; nispi ticari dava sözkoınusu olup, ticaret mahkemesi görev alanı içinde kalacaktır. TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.28.05.2014 tarihinde yüıürlüğe giren. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkıııdaki Kanununun 3/1-k Maddesinde. Tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlı hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak . 3/1- ı-bendinde iseTükctici işlemi ” Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Yasa koyucu, bu hükümle, tüketicinin taraf olduğu taşıma sözleşmelerini tüketici işlemi olarak kabul etmiştir. Aynı Kanun’un73/1 maddde ; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu ve 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.Somut olayda Davacı tarafça sunulan delillere göre davacı tüketici sıfatına haiz ve davaya konu taşıma sözleşmesinin de tüketici işlemi olduğunun kabulü gerekmiştir. Bu durumda mahkemece davada Tüketici Mahkemesi görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamıştır.Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru ve karar harcının Hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.