Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1802 E. 2020/93 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1802
KARAR NO: 2020/93
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/06/2020
NUMARASI: 2020/172 Esas
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Fesih İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ:01/10/2020
Taraflar arasındaki şirketin feshi davasında talep edilen ihtiyati tedbirin reddine yönelik olarak verilen ara kararına karşı süresi içinde ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması uterine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ
DAVA Davacı (İhtiyati tedbir isteyen) vekili, davalı şirketin 12.04.2017 yılında kurulmuş olup, %50’şer pay sahipli iki ortaklı olduğunu, şirket yönetim kurulu da iki ortak tarafından temsil edilmekte ve bu temsilde ortak imza ile geçerli hale geldiğini, davalı şirketin faaliyet alanının ise, fikri mülkiyet hakkı kapsamında maliki olduğu “…” isimli mobil yazılımın geliştirilmesi, satış, pazarlama ve teknik servis hizmetlerini sunmak olduğunu, davalı şirketin diğer ortağı … A.Ş tarafından şirketin vergi borcu dahil tüm ödemeleri kasıtlı olarak imza atılmamak sureti ile aksatılmakta ve şirketin itibarı zedelendiğini, şirkete ait yazılımın fikri mülkiyet hakkına izinsiz ve haksız olarak kendi adlarına Kültür Bakanlığı nezdinde tescil işlemi gerçekleştirildiğini, şirketin izni olmadan şirkete ait yazılım 3. Kişilere (… adına) satışı yapılarak ortak şirket kazançtan mahrum bırakıldığını, müvekkilinin şirketten olan alacağı kasıtlı olarak ödenmediğini, şirkete ait yazılımın temel kodları ve veri tabanları … tarafından gasp edilmiş ve şirkete teslim edilmemekte ısrar edildiğini, bu kodlar olmadan bir işlem yapılamayacağından müvekkiline karşı baskı aracı olarak kullanıldığını, müvekkilinin şirkete ait yazılımın temel kod ve veritabantlarına erişimine izin verilmemekle birlikte, altyapının mevcut müşterilere satış sözleşmesi ile taahhüt edildiği üzere sorunsuz çalışması için gerekli teknik işlemler kasten yapılmayarak ürün ayıplı mal haline getirilmekte ve bu sorumluluk haksız olarak müvekkilime atfedilmeye gayret edildiğini, şirketin tedarikçilerine mailler gönderilerek tehdit edilmekte, müvekkilim aleyhinde asılsız iddialarda bulunularak müvekkilimin ticari itibarına kasten zarar verildiğini, müvekkilin kendi ortağı olduğu şirkete gidemediğini, şirketin feshi koşullarının oluştuğunu ileri sürerek öncelikle ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davalı şirkete Yönetici Kayyum atanmasına ve şirkete ait yazılımın tüm kodlarının muhafaza altına alınmasına, Türk Ticaret Kanunu’nun 531. Maddesi gereğince şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince, davalı şirkette organ boşluğu olmayıp, açılan davanın şirketin feshine ilişkin olduğu, şirket feshi davasında ihtiyati tedbir yoluyla/şirketi temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulunun görevden alınması mümkün olmayıp, bu yetki münhasıran şirket genel kuruluna hasredildiği, yönetim kayyımı atanması şirketin yönetim kurulunun yönetim yetkisinin kaldırılması anlamına geldiğinden, yönetim kayyımı atanması talebinin yerinde görülmediği, diğer talep yönünden ise, şirketin davada taraf olmayan davacı dışındaki ortakların ilişkin talep olup, davada taraf olmayan aleyhine bir hükmün tesisinin mümkün olmadığı gibi, talebe konu yazılımın davanın doğrudan konusunu teşkil etmediği, HMK 389 maddesi uyarınca uyuşmazlık konusunu teşkil etmeyen hususlarda ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçeleriyle talebin reddine karar verilmiştir. Bu ara kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin faaliyet konusunu oluşturan “…” isimli yazılıma ait tüm veri tabanı ve kodları davalı şirketin kazanç unsurunu oluşturduğundan davanın esasını ilgilendirmediğine dair gerekçenin hukuka uygun olmadığını, ayrıca yönetim kurulundaki diğer ortakların hukuka aykırı fiilleri sebebi ile telafisi mümkün olmayan zararların meydana gelmemesi için tedbir ile yönetici kayyum atanması gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Talep, hukuki niteliği itibariyle şirketin feshi davasında talep edilen ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Anonim Şirketler TTK’nun 365. Maddesi uyarınca Yönetim Kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunurlar. Şirkette organ boşluğu bulunduğu iddiası ileri sürülmemiştir. Anonim şirketlerde yönetim kurulunun yönetim yetkisinin mahkemelerce kaldırılacağına veya sınırlandırılacağına ilişkin yasal düzenleme de bulunmadığı gibi, yönetim kurulunun görevden alınması, seçilmesi TTK’nun 408(2)-b gereği şirketin genel kuruluna tanınmış bir yetkidir. Dolayısıyla davacı vekilinin davalı şirkete yönetim kayyımı atanması isteminin yasal dayanağı bulunmamaktadır. HMK 390/3 maddesi gereğince tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat zorundadır. Bu itibarla “…” isimli yazılımın şirketin faaliyet ve kazanç konusunu oluşturduğu ve bu nedenle yazılımın kodlarının tedbiren muhafaza altına alınması talep edilmiş ise de, tahkikatın ve dosyanın geldiği aşama itibariyle yaklaşık ispat olgusunun mevcut aşamada gerçekleşmediğinden davacının bu yöndeki istinaf sebebinin de reddi gerekmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-HMK 353/1.b.1 maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, 4-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine, 5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK 353/1.b.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 01/10/2020 tarihinde oybirliğiyle ve HMK 362/1.f ve 391/3.maddeleri uyarınca, kesin olarak karar verildi.