Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/180 E. 2021/119 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/180
KARAR NO: 2021/119
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/06/2018
NUMARASI: 2015/1089 Esas – 2018/769 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11.02.2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında 13.10.2008 tarihinde borçlu şirketin üretmiş olduğu su ürünlerinin satım ve dağıtımı konusunda su bayiliği sözleşmesinin imzalandığını, ancak davalının hukuka aykırı şekilde 28/05/2010 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini, bunun üzerine müvekkilinin 02/09/2010 tarihli ihtarname ile sözleşme uyarınca ödediği teminat bedeli ve damacana bedelleri olan 11.250 TL’nin kendisine iadesini ihtar ettiğini ancak davalının hiçbir ödeme yapmadığını, bunun üzerine müvekkilinin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: öncelikle talebin zamanaşımına uğradığını, bu nedenle reddi gerektiğini, davacının müvekkili aleyhine başlattığı icra takibinin hukuka aykırı olduğunu, davacının ihtarnamesindeki açıklama dahilinde alacak talebinin 6.000 TL teminat bedeli, 1.250 TL teminat banka komisyonu ve 4.000 TL damacana bedelinden oluştuğunu, müşterilere başka marka su satılması ve müşteri portföyünün kendilerine bildirilmemiş olması nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, damacanaların geri alınması gibi bir durumun sözleşme ile kararlaştırılmadığını ve uygulamada bu yönde bir usulün olmadığını, davacı tarafın cari hesap borcu bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında, “Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi incelendiğinde sözleşmenin 1.2 maddesince sözleşme kapsamında fikri ve sınai mülkiyet haklarından oluşan ve yeknesak uygulama niteliğinde olduğu ifade edilen sisteme giriş ücretinin yani teminat bedelinin sözleşmenin hangi surette sona ermiş olması önem arz etmeksizin iade edilmeyeceğinin ve 11.5 maddesince hesap uyuşmazlıklarının çözümünde davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının tek taraflı kesin delil niteliği taşıdığının kararlaştırıldığı görülmektedir. Ticari iş mahiyetinde sayılmakla sözleşmeye kurallarına riayet edilmesi gerektiğinin kabulü esastır. Bu minvalde davacı tarafın alacak kalemine konu ettiği teminat bedeliyle, sözleşme dahilinde damacana bedellerinin bayiye verilmesine yönelik bayilik veren firmanın yükümlülüğünü düzenleyen herhangi bir madde olmayıp, damacana satışına ilişkin yine bu yönde bir taahhüdün ya da yerleşik uygulamanın bulunmadığı rapor dahilinde ifade edilmekle buna dair olarak da davacının davalı taraftan herhangi bir alacağı bulunmadığı takdir edilmiş, sözleşme kurulduğunda alınan sisteme giriş (teminat) bedelinin de hangi sebeple ortadan kalkmış olsa dahi bayiye iade edilmeyeceği açıkça hüküm altına alındığından ve cari hesap ilişkisine göre davalının davacıdan alacaklı olduğu ve buna dair faturalandırmanın yapıldığı da dikkate alınarak teminat bedelinin iadesi istemi yerinde görülmeyerek icra takibine itirazın haklı olduğunun takdiriyle sübut bulmayan davanın reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 1.2. Maddesinin TTK ve BK’nın emredici hükümlerine aykırı olduğunu, ayrıca bayilik sözleşmesinin 8. Maddesinde teminatın iadesine ilişkin düzenleme bulunduğunu, davalı tarafın kendince yaptığı mahsuplaşmaya muvafakatin bulunmadığını, müvekkilinin damacanayı değil damacana içerisindeki suyu satın aldığını, bu nedenle müvekkilinin damacanaları satın aldığından bahsedilemeyeceğini, damacanaların sözleşme sone erdikten sonra davalı yanca geri alındığını, davacının teminat bedeli ve depozito bedelini geri alamadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle teminat bedeli, komisyon ücreti ve damacana bedellerinin tahsili istemi ile başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, teminatın iade koşullarının oluşup oluşmadığı, teminat gösterilmesine ilişkin masraflardan ve damacana bedelinden davalının sorumlu olup olmadığı, davalının faturalarını mahsup edip edemeyeceği noktasındadır. Taraflar arasında 13/10/2008 tarihinde imzalanan bayilik sözleşmesi, davalı tarafından Beşiktaş … Noterliği’nin 28/03/2010 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile feshedilmiştir. Bunun üzerine davacı tarafından davalı muhataba çekilen Ankara … Noterliği’nin 02/09/2010 tarih ve … YN’lu ihtarnamesi ile, teminat mektubu bedeli 6.000,00 TL ve bu mektubun komisyon ücreti olarak bankaya 2005 yılından beri ödenen 1250,00 TL ile davacıya satışı yapılan tanesi 8,00 TL’den depozitolu hayat markalı 500 adet damacana tutarı 4.000,00 TL’nin ödenmesi ihtar edilmiştir. Daha sonra davacı takip alacaklısı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı takip borçlusu hakkında teminat, komisyon ve damacana bedellerinin tahsili istemi ile ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Mahkemece, dava konusu alacağın davalıdan talep edilmesinin yasal koşullarının mevcut olmadığı şeklinde kanaat bildirilen bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddine karar verilmiş ise de davacı tarafın ticari defterleri incelenmemiştir. Ayrıca Mahkemece davacının teminat bedeline ilişkin talebi sözleşmenin 1.2. Maddesine göre sisteme giriş bedeli olarak nitelendirilmiş ise de taraflar arasındaki ihtarnameler ve beyanlar değerlendirildiğinde talebin sözleşmenin 8.1. Maddesinde düzenlenen teminata ilişkin olduğu açıktır. Sözleşmenin 8.2. Maddesinde bayi tarafından edimlerin tam ve zamanında yerine getirilmesi halinde teminatın sözleşmenin sona ermesinden altı ay sonra iade edileceği düzenlenmiştir. Bunun yanı sıra sözleşmenin 2.6 maddesinde. Bayinin damacana karşılığında şirketce belirlenecek depozitoyu ödemeyi, aksi şirketçe bildirilmediği takdirde aynı depozito tutarının müşterilere de uygulanacağını ve müşterilerden iade alacağı boşalan damacanaları aynen derhal şirkete teslim edeceğini kabul ettiği düzenlenmiştir. Davalının incelenen ticare defterlerine göre 16/06/2010 tarihli kayıt ile 6.000,00 TL teminat bedeli davalının ticari defterine işlenmiştir. Ayrıca 26/05/2010 tarihinde fatura ve ödemelerden sonra kalan bakiye açıklaması ile 1536,57 TL, 08/07/2010 tarihinde pop malzemeleri faturası ile 1.386,02 TL, 06/08/2010 tarihinde pop malzemeleri faturası ile 1.897,26 TL ve 16/08/2010 tarihinde kapı çalışma hizmeti faturası ile 1.163,98 TL davacı borçlandırılmıştır. Davacı ise bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde söz konusu faturalara ilişkin hiçbir hizmet ve ürün almadığı beyan edilmiştir.Bu halde her iki tarafın ticari defterleri incelenerek, taraf defterlerinin mutabık oldukları ve mutabakat sağlanamayan kayıtlar ile varsa mutabakatsızlığın nedeni belirlenerek, taraflar arasında damacana depozitosuna ilişkin önceki uygulamalar ile damacanaların davalıya teslim edilip edilmediği ile davacının iddia olunan depozito bedeline ilişkin davalıya varsa ödemesi tespit edilip ve ayrıca davacı tarafça kabul edilmeyen davalı faturaları üzerinde durularak gerekirse bir sektör bilirkişisinden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekir. Bu kapsamda mahkemece tarafların iddia ve savunmaları üzerinde yeterince durulmadan eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin İstinaf isteminin KABULÜ İLE, istinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE, 2-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK ‘nın 362(1)g. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 11.02.2021