Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1796 E. 2020/256 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1796
KARAR NO: 2020/256
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/06/2020
NUMARASI: 2020/334 Esas – 2020/303 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 05/11/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davacısı olduğu bir davada verilen ihtiyati tedbir kararı uyarınca yatırılmış olan nakit ve teminat mektubu şeklindeki teminatların iadesinin davalı tarafından engellendiğini, davalının haksız ihtiyati tedbir nedeniyle açtığı davanın reddine karar verildiğini, davalının davacı tarafından gösterilen teminatların iadesini engellemesi nedeniyle uğranılan maddi zararların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ilk derece Mahkemesince dava hakkında “davacı vekili tarafından davalı aleyhine itirazın iptali davası açılmış ise de, 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı kanunun 20. maddesinde açıklandığı üzere, “….ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce Arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” ve aynı kanunun 23.maddesinin 2.fıkrasında “…arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir” denildiğinden davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davada arabulucuya başvurma dava şartı gerçekleşmediğinden davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin davayı reddetmeden önce davalıya tebligat göndermesi gerektiğini, davalı tarafından bir avukat görevlendirilmesine ve davaya ilişkin usul itirazlarına imkan vermeden verilen red kararının savunma hakkını ihlal ettiğini, usul ekonomisi açısından tensip ile tarafları sulh ve arabuluculuğa davet edip, eksikliği bu aşamada tamamlayarak ön inceleme ve tahkikata geçebileceği veya geçmeyebileceğini, tereflara tebligat yapılıp eksiklikler tamamlanmadan verilen kararın usul ekonomisine ve davaların süratle sonuçlandırılması ilkesine aykırı olduğunu beyan ederek, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden verdiği usulden ret kararı usule uygun olmakla bu kararın onanması gerektiğini, ayrıca davalının hukuki yararı olmadığı halde istinaf başvurusunda bulunduğunu beyan ederek davalının istinaf başvurusun esastan reddine, mahkeme kararının onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, ihtiyati tedbir nedeniyle gösterilen nakdi ve gayri nakdi teminatların iadesinin davalı tarafından engellendiği iddiasına dayalı uğranılan maddi tazminat davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, arabuluculuğa başvurulmaması halinde davalı tarafa tebligat yapılıp yapılmayacağı noktasındadır. 7155 sayılı Kanun’un 20’nci maddesi ile eklenen 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 5/A-1 maddesinde, ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, 7155 sayılı Kanun’un 23’ncü maddesi ile eklenen 6325 sy m.18/A-2 maddesinde ise, arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği düzenlenmiştir. Davacı tarafın, eldeki davayı açmadan önce arabulucuya başvurmadığı açık olup, anılan yasal düzenlemeler karşısında davalıya tebligat yapılması mümkün değildir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı davalı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf aşamasında davacı tarafın avansından karşılanan 67,50 TL posta ve tebligat giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 06/11/2020