Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2020/1792 E. 2020/84 K. 01.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1792
KARAR NO: 2020/84
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: Derdest Dosyanın İstinafı
NUMARASI: 2020/106 Esas-
DAVA : İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/10/2020
İhtiyati haciz isteminin reddine yönelik ara kararın ihtiyati haciz isteyen/davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği düşünüldü.
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalı ile dava dışı … Ltd. Şti. Arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunu, adi ortaklıktaki işlemlerden doğan borçlardan tüm ortakların sorumlu bulunduğunu, TBK 638. maddesinde bu hususun düzenlendiğini, İstanbul Çekmeköy Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen 06/07/2017 tarihli HAFİYAT topragı ve inşaat yıkıntı Atıkları taşıma kabul belgesinde, Hafiyat toprağı ve inşaatın üretileceği yer bilgisinde “…, … Ltd. Şti- … İnş. Adi ortaklığı” bilgisinin yer aldığını, müvekkili ile dava dışı … Ltd. Şti arasında 06/07/2017 tarihli Hafriyat toprağı atıkları taşıma kabul belgesi uyarınca moloz atıklarının taşınması konusunda anlaşma akdedildiğini ve bu kapsamda müvekkilinin davalı şirkete 7 adet binanın yıkımı ve moloz atımı ile binaların temel sökümü ve atılması hizmetine verdiğini bu hizmeti bedelinin 110.641.99 TL olup bu alacak için 06/03/2019 tarihli 52.474.60 TL ve 09/02/2018 tarihli 58.167.39 TL bedelli iki ayrı faturanın düzenlendiğini, ve ödeme yapılmaması nedeniyle iki adet faturadan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla İstanbul …İcra Dairesinin … E. Sayılı dosyasıyla davalıya karşı ilamsız icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu belirterek anılan icra dosyasında ki davalı itirazının iptali ile takibin devamına alacağın %20si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline ve davalı şirketin araçlarına, banka hesaplarına, taşınmazlarına üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına öncelikli teminatsız aksi takdirde makul bir teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takip ve dava konusu faturaların müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, fatura içeriğindeki hizmetlere dayalı borçlarının bulunmadığını, davacı şirketçe müvekkiline herhangi bir hizmet verilmemesine karşın adi ortaklığı ve dolayısıyla müvekkili şirketi borçlandırma yoluna gidildiğini, davacının dayandığı moloz atıklarının taşınmasına ilişkin belge uyarınca, belediye tarafından gösterilen yere hafriyatların dökülerek döküm belgesinin alınması ve taraflarına ibraz edilmesi gerektiğini, yapılan araştırmada bu yönde bir belgeye rastlanamadığını davacı tarafından hizmetin verilmediğinin … tarafından düzenlenen 16/04/2019 tarihli belgeyle sabit olduğunu belirterek davanın reddine ve davacının %40 oranında icra inkar tazminata mahkum edilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; talebin hukuki dayanağının İİK 257/c maddesi olduğu ve talep edenin alacağının varlığını ispata yarayacak yeterli delil sunulmamış olması, dosyada henüz bilirkişi incelemesi yapılmadığı, bu haliyle alacağın muaccel olup olmadığının yargılamayı gerektiğinden yaklaşık ispat kuralları çerçevesinde İİK257 ve 258. Maddesinde düzenlenen yasal şartları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: İİK 258.maddesi hükmüne göre İhtiyati haciz verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edilmiş olmasının yeterli bulunduğu, alacağın kesin bir şekilde ispat edilmesinin aranmadığı, Takip konusu faturaların vadesinin, işin teslimi ile geldiğini, bu hususun sözleşmede açıkca yer aldığını ayrıca faturaların karşı tarafa usulune uygun tebliğ edildiğini ve herhangi bir itiraza uğramadığını ayrıca müvekkili şirketin ticari defterlerinde yer aldığını belirterek ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılarak ihtiyati haciz verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı taraf, İstanbul Çekmeköy Belediye Başkanlığı Hafriyat toprağı ve İnşaat Atıkları Taşıma ve Kabul Belgesi taşıyıcı firmanın müvekkili şirket olduğunu, Hafriyat toprağı ve inşaat yıkıntı atıklarının üreteceği yerin davalı ile dava dışı şirketin yer aldığı adi ortaklığın inşaatın yürüttüğü, müvekkili taşıyıcı şirket tarafından 7 ayrı parselde yapılan moloz atığı taşıması işi için davalı adına düzenlenen 06/03/2019 ve 09/02/2018 tarihli toplam 110.641.99TL bedelli faturaların ödenmediğini, hizmetin adi ortaklığa verilmekle birlikte adi ortakların bu ilişkiden kaynaklanan borçlardan müteselsilen sorumlu olduklarını belirterek ödenmeyen iki fatura bedelinin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın haksız olduğunu ileri sürmüş ve İİK 257.maddesi uyarınca icra takibine ve davaya konu miktar yönünden ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur. Talep, derdest davada ihtiyati haczin reddine yönelik kararının kaldırılması istemine ilişkindir. İhtiyati haciz İİK 257. maddesinde düzenlenmiştir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca ihtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Somut olayda, ihtiyati haciz isteyen davacının dayandığı 2 adet faturanın tebliğ edildiğine ilişkin bir belge sunulmadığı gibi anılan irsaliyeli faturalarda teslim alınan kısımda imzanın da bulunmadığı görülmektedir. Esasında salt fatura bir alacağın varlığının kabulü için yeterli olmayıp, fatura içeriği hizmetin karşı tarafa verildiğini yahut malın teslim edildiğinin başkaca delillerle alacaklı tarafından kanıtlanması gerekir. Davacı taraf fatura içeriği hizmetin verildiğini ileri sürmüşse de davalı tarafından hizmetin alınmadığı savunulmuştur. Bu durumda faturalarda borçlu gösterilen şirketin imzasını dahi taşımayan faturaların, İİK 258./1. maddesi anlamında davacının alacağının varlığına kanaat getirici belge niteliğinde olduğu kabul edilemeyecektir. Buna göre alacağın varlığı ve özellikle miktarı hususunda dosyanın geldiği aşama itibariyle davacı haklılığının yaklaşık olarak ispatı ölçüsünde delil bulunmadığı, alacağın var ise yapılacak tahkikat neticesinde belirleneceği sonuç ve kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesince ,ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, istinaf sebebleri yerinde görülmediğinden ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin harcın mahsubuyla yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/10/2020